DOMUZA AİT BİR GEN DOMATESE, BİR VİRÜSE AİT GEN DE BİR BAŞKA BİTKİYE AKTARILABİLİYOR. BUNA ''GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMA'' , YANİ GDO DENİYOR.

TÜRKİYE'ye dışarıdan giren milyonlarca ton mısır ile binlerce ton soyanın tümünün GDO'LU OLDUĞU BİLİNİYORDU. ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI GÖKHAN GÜNAYDIN , <İ>''EN KORKUNCU, EN SON ANLAŞILDI'' DİYOR:

''TÜRKİYE'de 20'YE YAKIN İLİN PAZARLARINDAN ALINAN DOMATES VE PATATESLERİN DE GDO'lu olduğu saptandı. Bunların hemen tümü Türkiye'YE KAÇAK YOLLARLA GİREN GDO'lu tohumların hiçbir denetime tabi tutulmadan tarlalarda seralarda ekilmesi sonucunda üretiliyor.''

Günaydın, AKP iktidarının ''biyogüvenlik yasa taslağını'' hazırladığını da duyuruyor:

''Yasaklama adına GDO'LU ÜRÜNLERE BÜYÜK BİR SERBESTİ GETİRİLİYOR. TÜKETİCİ DE ETİKETLEME İLE KORUNACAKMIŞ. YANİ SİYASET, YURTTAŞA GDO'lu ürün yediğini bilme hakkını tanıyor... Şu demokrasi anlayışına bakar mısınız?''

Günaydın, ''Ne yapmalı'' sorusuna da şu karşılığı veriyor:

''Hammadde, işlenmiş ürün, hangi nitelikte olursa olsun ülkeye GDO'LU ÜRÜN GİRİŞİ YASAKLANMALI. GDO'lu tohumların kontrolsüz alanlarda ekimine asla izin verilmemeli. Gümrüklerde, iç piyasada etkin bir denetim sistemi kurulmalı. Türkiye, GDO'LU ÜRÜNLER KONUSUNDA KENDİ ARAŞTIRMALARINI YAPMALI, TEKNOLOJİSİNİ KENDİ ÜRETMELİ. TARIMDA, GİRDİDEN ÇIKTIYA, TÜM ALANLARDA BAĞIMLILIK ZİNCİRİNİ KIRAN, KENDİ POTANSİYELİNİ KULLANAN BİR POLİTİKA İZLENMELİ.''