Dün patates, salatalık pahalıydı; bugün ay çiçek yağı... Peynirin yanına yaklaşılmıyor; meyve fiyatları 10 tl`den başlıyor.
Yılın büyük kısmı kar ve soğuk ile geçen Ukrayna`dan Rusya`dan buğday, ay çiçek alan ve bu alıma muhtaç olan Türkiye, nerede yanlış yaptı?
Bu soruyu TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez’e Haberturk sordu. Ve ilginç yanıtlar aldı.
Tarım politikası oluşturulmadı:
" Tarım desteklerinin analizini yapmadan tarımsal destekleri azaltan bir politika tercihini yaptık. Şundan birkaç yıl öncesine kadar buğdayda kendi kendimize yeterliydik. Acilen ülke düzeyinde tarımsal seferberlik ilan edilmeli. Üretimde süreklilik sağlanmalı. Ama maalesef pandemide tarım ihmal edildi. ‘Ciddi bir kuraklık geliyor özel önlemler alınsın’ dedik ama kağıt üstünde kaldı, somut önlem alınmalı. Tarım girdilerinde yurt dışına bağımlıyız. Savaşın etkisiyle bu bağımlılık daha da arttı. Bir de şu var ki yatlarda yüzde 1’e indirilmiş mazot KDV’si yüzde 18. Tarım politikalarını üretim üzerinden değil fiyatlandırma üzerinden yaptığımız için şimdi sıkıntı yaşıyoruz. Önceki yıllarda üretim maliyeti ithalattan daha hesaplı geldiği için ithalat tercih edildi. Fakat ekonomik koşullar, üstüne pandemi derken üretimin önemi ortaya çıktı. Örneğin pandemide dışarıya satışları kısıtladık, ihracatı sınırladık, içerde fiyat ucuzladı ama dış pazarı da kaybettik, üretici limon ağaçlarını kesti. Tarımsal üretimde süreklilik önemli.
Ürünler bütününde bakarsak tarımsal üretim planlaması yapılmadı. Planlamanın en önemli ayağı desteklerdir. Desteklerin de önceden açıklanıp üreticinin belli ürünlere yönelmesi sağlanmalıydı. Bir yıl geriden ödeme yanlışını 10 yıldır sürdürüyoruz. Çiftçi ne kadar destek alacağını bir yıl sonra görüyor ve önünü göremiyor. Tarımsal destek bütçesi gayri safi milli hasılanın yüzde 1’inden az olamaz ama binde 5 civarında verildi.
Mazot ve gübre büyük sorun oldu; ekimler durdu
2022 yılında ödenecek 2021 yılı destekleri meclisten bütçeyle de geçti. Destekleme bütçesi 25.8 milyar, eğer yasanın hükmü uygulanmış olsaydı çiftçiye 79 milyar destek ödenecekti. Son eklemelerle 29 milyar lira oldu. Çiftçi desteklenmiyor. Mazot, gübre fiyatları sürekli artıyor.
Kur avantajıyla üretim yok sayılıp tüketici fiyatları üzerinden politika sürdürülmeye çalışıldı.
‘ÇİFTÇİ SAYISI 1 MİLYON AZALDI’
Çiftçi fedakarca üretmeye devam etti. 4.5 milyon çiftçi var. Çiftçi kayıt sisteminde 2010’da 2.8 milyon kayıtlı çiftçi vardı, destek almak için kayıt olmanız gerekiyor. 2021’de kayıtlı çiftçi sayısı 1.8 milyona düştü. Çiftçi ‘Destek de almıyorum üretimden çekiliyorum’ dedi. Kentlerde asgari ücretle çalışmaya razı... Son 20 yılda çiftçi ekebilecekken 4 milyon hektar araziden, ekmekten vazgeçti.
Eğer siz korunması gereken tarım sektörünü kamu olarak üretimde somut olarak yönlendirmezseniz tümüyle serbest piyasanın insafına terk edersiniz. Özel sektör hayatın gerçeği ama tek amaçları kar. Devletin görevi üretimi sağlamak ve tüketicinin ucuz gıdaya ulaşmasını sağlamak.
Rusya 10 yıl önce buğday satamazdı
Tarım tasarruf edilecek en son sektördür. Derhal tarımı planlı, ek bütçeyle önümüzü görebileceğimiz planlamayla yapmalıyız.
Doğru tarım politikalarıyla kısa sürede üretimi çok artırabiliriz. Örneğin Rusya, buğdayda kendine yeterli değildi, 10 yıl içinde doğru politikalarla yeterli hale geldi.
Biz ne yaptık? Kamu gübre fabrikalarını özelleştirdik. Gübre fiyatı TÜİK verilerine göre yüzde 152 arttı. Piyasada ise artış yüzde 300-600 arası. Gübreyi de Ukrayna ve Rusya’dan alıyoruz. Çiftçi traktörünü kullanamazsa, fiyatlar sürekli artarsa, finansman ihtiyacını kredilerle karşılamaya çalışırsa, ipotek ettirdiği arazisi, hayvanı hacizliyse tohumda da yemde de dışarıya bağımlı oluruz. Kendi kendimize yeterlilik potansiyelimizi değerlendirmiyoruz.
Ayçiçek te de buğdayda ve arpada nohutta kırmızı mercimekte mısırda planlı bir üretim ve somut gerçekçi desteklerle 10 yıl içinde kendimize yeterli olup dışarı da satabilirdik. Tarımsal üretim planlamasıyla temel ürünlerde kendi kendimize yetebilirdik.
Diğer yandan tarım alanları, meralar, çaylık fındık alanları imara açıldı. En son genel tarım sayımı 2001’de yapıldı. Verilere de ulaşamıyoruz. Tarım alanlarının büyüklüğü neydi, ne oldu bilmiyoruz.
Buğday ekimi artmaz ise yakın gelecek tehlike
Buğdayda da Rusya ve Ukrayna’dan ithalat yapıyoruz. Buğdayda yeterliliğimiz 2019-20 yüzde 100, daha sonra yüzde 94, en son şu an 80’ler civarında. Buğday, arpa, mısır, ayçiçeğini Rusya ve Ukrayna’dan alıyorduk şu an savaş var. Ekmek fiyatı 2021’in başında 5 lirayı görür demiştik. Şu anda şimdilik artmayacak gibi görev zararıyla karşılanıyor. Su, elektrik, mayadaki maliyetlerin arttığı bir ortamda 9 lira-10 lira olur deniyor ama baskılanan fiyatın uzun süre gitmeyeceğini, en iyimser tahminle 5 lirayı çok rahat görecektir.”(Haberturk)
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.