"BUĞDAY FİYATLARI İHRACATÇIYI VURACAK-TELGRAF
Başkanımız Kenan SEÇKİN yaptığı basın açıklamasında “Gaziantep'in önemli ihracat kalemleri arasında yer alan un ve makarna sektörü gergin bir bekleyiş içinde. İhracatçılar buğday fiyatlarındaki sürekli artış nedeniyle pazarlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya” dedi.
Ziraat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Kenan SEÇKİN hububat fiyatlarındaki artışın kaygı verici olduğunu söyledi. Hububat fiyatlarındaki artışın en çok Gaziantep‘i etkiliyeceğini ifade eden Seçkin "Türkiye Makarna ihracatının yüzde 53‘ünü , un ihracatının da yüzde 27‘sini Gaziantep karşılıyor.Hububat fiyatlarındaki artış sürerse Gaziantep elinde bulundurduğu piyasaları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya" dedi. Seçkin makarna deyince ilk akla gelen İtalya‘dır. Son yıllarda özellikle Gaziantepli sanayiciler , italyanların hakim olduğu ve makarna ihraç ettiğ ülkelere daha ucuz fiyatla makarna vererek o piyasaları ele geçirdiler.İtalyanların sahip olduğu makarna piyasasına Türkler sahip oldu. Gaziantep şu an o piyasalarıyeniden kaybetme riskiyle karşı karşıya " şeklinde konuştu.
" Türkiye‘nin ortalama yıllık 21 milyon ton buğday üretimi vardı.2005 yılında başlayan kuraklıkla beraber Türkiye ‘de hububat üretiminde bir azalma var " diyen Ziraat Mühendisleri Gaziantep Şube Başkanı Kenan Seçkin şu an Türkiye‘nin 2010 yılı hububat üretiminin 17 milyon ton olduğunu kaydetti.
FİYAT ARTIŞINDAN KAYGILIYIZ
Hububat fiyatlarının artmasından dolayı kaygılı olduklarını dile getiren Kenan Seçkin "Bizim için esas büyük tehlike hububat fiyatlarının yükselmesi. Dünya piyasasında hububatın fiyatı 300 dolar .En büyük tahıl ihracatçıları Kanada , Ukrayna ve Rusya Cumhuriyetleridir. Türkiye ve Gaziantep ‘te önemli miktarda ürün kaybı yaşandı. Gaziantep‘te hububat verimi her yıl ortalama sulu şartlarda 600 kğ iken bu sene yine aynı şartlarda 250 kğ verim tespit edildi.Dolaysıyla hububat fiyatlarının yükselmesi tüm Türkiye‘den daha çok Gaziantep‘i etkiler" diye konuştu
GAZİANTEP PİYASALARINI KAYBEDEBİLİR
Türkiye makarna ihracatının yüzde 53‘ünü , un ihracatının da yüzde 27‘sini Gaziantep‘in karşıladığını ifade eden Seçkin "Dolaysıyla hububat fiyatlarının Türkiye‘de bu kadar yükselmesinin bize faydası değil zararı dokunur. Makarna deyince ilk akla gelen italya‘dır.Son yıllarda özellkle Türk sanayicileri , İtalyanların hakim olduğu ve makarna ihraç ettiği ülkelere daha ucuz fiyatla makarna vererek o piyasaları ele geçirdiler.İtalyanların sahip olduğu makarna piyasasına Türkler sahip oldu. Gaziantep şu an o piyasaları yeniden kaybetme riskiyle karşı karşıya " dedi.
GAZİANTEP SANAYİSİ SEKTEYE UĞRAR
Gaziantep‘in ele geçirdiği un ve makarna piyasalarını kaybetmemesi gerektiğini belirten Seçkin "Hububat fiatlarındaki artış Gaziantep sanayisini sekteye uğratacak .Çünkü Gaziantep Sanayisi tarıma dayalı ve en önemli faktörlerde makarna ve un hububat fiyatlarının artması .Gaziantep için en büyük tehlike , şu an an buğday ithalatı yasak. Hububat artışının önlenmesi için buğday ihtilatının serbest bırakılması gerekiyor. Bu artışın önüne geçebilmesinin tek yolu ithalat .Bu duruma acilen müdahale edilmesi gerekiyor. Ya TMO ihraç kayıtlı ürün verecek ya da ithalat serbest bırakılacak .Aksi halde ihracatçı büyük zarar görecektir. " diye konuştu.
İTHALATA İZİN VERİLMELİ
Türkiye‘nin ihtiyacı olan hububat miktarının 17 milyon 800 ton civarında olduğunu belirten Seçkin , açığı kapatmak için 800 bin ton buğday ithal edilmesi gerektiğini söyledi ve ekledi:"Buğdayıithal ederken ihraç ettiğimiz miktarı düşünmeliyiz. Özellşkle dip dediğimiz ticarete dahili işleme kapsamında işlendikten sonra herhangi bir vergi vermeden dışarı satılıyor. Onlarla birlikte Türkiye‘de işlenen hububat miktarı 21 milyon ton . Daha önceden TMO ucuz ihraç kaydı ürün verirdi. Dolaysıyla dışardan ürün getirilmezdi. Kendi ürünümüzü kullanırdık ve 21 milyon tonu o şekilde eritirdik.Şimdi bizim üretimimiz azalınca , TMO de bunun farkına varında ihraç kaydı ürün vermemeye başladı.
ÜRETİM GİRDİLERİ DESTEKLENMELİ
Çiftçinin üretim aşamasındaki tarım girdilerinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Seçkin " Çiftçinin mazot , tohum , gübre , zirai mücadele ilacını destekleyeceksin. Bunlar desteklendiği takdirde çiftçi zarar etmez çiftçinin buğdayını bin liraya da alsan çiftçi kar etmeye bilir. Dünyanın her yerinde tarımsal girdiler destekleniyor. Şu anda ülkemizde çiftçiye cüzi miktarda gübre ve mazot desteği veriliyor., bu yeterli değil " dedi. Tarım İl Müdürlüklerinin tarımsal girdileri hesaplandığını ifade eden Seçkin , " Bir arazide bir ürün elde edilene kadar ne kadar tarımsal işlemde bulunacaksın , ne kadar mazot kullanacaksın . Hepsi verilerde var .Sen verileri baz alacaksın ve çiftçiye , " sana mazot veriyorum , senin mazot ihtiyacın 10 ton , 11 ton olursa kendi paranla alırsın " diyeceksin. Bir çiftçi mısır mı y ada pamuk mu ekecekse toprak işlemesi için harçayacağı yakıt miktarı bellidir. . O kadar da kredi açarsın . Çiftçi ilk önce kayıt altına girecek , ekeceği ürünü beyan edecek o ürüne göre tarımsal desteklenmesi belirlenecek ve ona göre de harçamasını yapacak diye konuştu.