BÜYÜKŞEHİR YASASININ TARIM ALANLARI VE KIRSALA ETKİSİ
Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği`nde gerçekleştirilen konferans ilgiyle izlendi.
Mersin Şubemizce düzenlenen etkinlik kapsamında, ZMO Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK tarafından, 22 Mart 2014 Cumartesi günü "Büyükşehir Yasası`nın Tarım Alanlarına ve Kırsala Olan Etkisi" konulu bir konferans verildi.
Etkinlik, Şube Başkanımız O.Tuğrul KUZU ve Genel Başkanımız Özden GÜNGÖRün konuşmalarıyla başladı.
Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK, 1 Nisan 2014 tarihinden itibaren fiilen uygulanacak olan Büyükşehir Kanunu`nun nüfusun 1/3`ünü ilgilendirmesine karşın gündemden uzak tutulmaya çalışıldığını söyledi.
Köylerin idari olarak şehir nüfusuna dönüştürülebileceğini, ancak bin yıllık yaşam geleneğinin devam edeceğini anlatan GÜLÇUBUK, "Bunu koparmak bu kadar kolay olmamalıdır. Kanun sadece ekonomik boyut ile ön plana çıkmaktadır. Bireyi, kültürü, sosyolojik bakış açısını dikkate almamaktadır. Bu haliyle tarımı, kırsalı meşakkatli günler, yıllar beklemektedir. Yerel halka sorulmadan çıkarılan Kanun, yerelin değerlerini ve sosyo-ekonomik yaşam biçimini etkileyecektir. Katılımcılığı, karar almada yönetişimi göz ardı eden Kanun, birçok soruna gebe görünmektedir" dedi.
GÜLÇUBUK, şu görüşleri dile getirdi:
"Kanun ile bir gecede kır nüfusu %50`den fazla azaldı yani bu nüfus şehirleşiverdi. 2011 yılında nüfusun %23,2`si kırsalda yaşıyorken, 2012 yılı sonu itibarıyla Kanun ile birlikte bu oran %9,0`a düştü. Tabi bu azalış sadece idari bir tanımlamadan kaynaklanan azalış, oysa kır nüfusu halen yerinde oturuyor, yaşamına ve üretime devam ediyor. Tabi, bu azalış kır nüfusu için iyi mi oldu, yoksa olumsuz mu? Bunu zaman gösterecek ama görünen köydeki kılavuz bugünden de bazı ipuçları veriyor. Buradan şöyle bir çıkarımda da bulunabiliriz; Kanun ile kentleşen bir ülke durumuna geldik.
Türkiye`de kırsal nüfusun en fazla olduğu iller aynı zamanda Büyükşehir kapsamına giren illerdir. Bu illerdeki kırsal nüfusun artık kırsallık tanımı kalmamıştır. Mahalle statüsüne dönüştürülen buralardaki köy ve kasabalar artık geleneklerini, ortak kullanım alanlarını, mezarlıklarını, çeşmelerini vd. maddi, manevi değerlerini yitirme noktasına gelmiştir.
16 BİN KÖY MAHALLEYE DÖNÜŞTÜ
Kanun ile birden bire 16.000 fazla köy mahalleye dönüştü, yüzlerce kasaba belediyesi kapatıldı. Bundan sonra bu yerleşimlere hizmet nasıl gidecek, ne kadar gidecek, uzaklık kavramı hizmet sunumunda ve hizmete erişimde ne kadar etkili olacak belirli değil. Aslında kanunda yer alan ve kırsalı, tarımı ilgilendiren maddeler üzerinden değerlendirme yapmada ve temel çıkarımlarda bulunmada yarar vardır."
Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde, "Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi (YİKM)" adıyla bir kurum oluşturulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bülent GÜLÇUBUK, yasadan örnekler verdikten sonra ortaya çıkan kaygıları da şöyle sıraladı:
"Kanun bu hali ile bazı uygulamalara, kullanımlara fırsat yaratacak bir düzenleme niteliğini içinde barındırmaktadır. Yeni rantlar yaratabilir, meralar amaç dışı daha rahat kullanılabilir, doğal kaynaklar üzerinde baskı artabilir, kırsaldan yeni göç dalgası olabilir, sermaye için yeni ucuz işgücü ortaya çıkabilir, kırsal arazi kentsel arsaya dönüşecektir ve de kırsal bölge topraklarının imara açılması kaçınılmaz olacaktır. İşte, bu kaygılar kırsalda yaşayanları, tarım ile uğraşanları, geçmiş izlerini kırsalda arayanları ve statüsü değişen yerleşimleri tedirgin ve de tehdit etmektedir.
Kent-kır ayrımını ortadan kaldıran kanun ile genişleyen belediyenin hizmet alanının büyük bir kısmını, yerleşim bölgesi olmayan tarım arazileri, meralar, orman alanları ve ekolojik hassasiyeti bulunan bölgeler oluşturacaktır. Kırın planlanması, temel olarak tarımsal üretimin planlanmasını da beraberinde taşıması gerektiği için imar mevzuatı ve planlama pratiği yetersiz ve belirsiz kalacaktır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`nın, belediyenin planlama yetkisi olan ve tarımsal faaliyet yürütülen arazilerde nasıl etkin olacağının tartışılması ve geliştirilmesi gereklidir.Kanun, üretim için kullanılması gereken verimli tarım arazilerinin, kentsel alan kapsamına alınıp arsaya dönüştürülmesinin yolunu açmıştır.
DOĞAL VARLIKLAR TAHRİBATA UĞRAYACAK
Yasa ile tüzel kişiliği sona eren köylerde rantçıların gözünü diktiği kıyı alanları ve meralar, tüzel kişilikler tarafından korunamayacağı için amaç dışı kullanıma açılacak ve böylece doğal varlıklar ve kır yaşamı, ekosistem dengesi gözetilmeksizin tahribata uğrayacaktır.
Gelinen noktada haritalar değişti, kır nüfusumuz azaldı, kentleşme arttı, kırda oturan kentli arttı, kentte yeni kır sınıfı ortaya çıktı, kır-kent kaynaştırıldı.....
Kanun bu hali kır nüfusunu azaltmakta, tarımsal üretim maliyetini ve kırda yaşama maliyetini yükselmektedir. Köyler idari olarak şehir nüfusuna dönüştürülebilir ama 1000 yıllık yaşam geleneği devam ediyor. Bunu koparmak bu kadar kolay olmamalıdır. Kanun sadece ekonomik boyut ile ön plana çıkmaktadır. Bireyi, kültürü, sosyolojik bakış açısını dikkate almamaktadır. Bu haliyle tarımı, kırsalı meşakkatli günler, yıllar beklemektedir. Yerel halka sorulmadan çıkarılan Kanun, yerelin değerlerini ve sosyo-ekonomik yaşam biçimini etkileyecektir. Katılımcılığı, karar almada yönetişimi göz ardı eden Kanun, birçok soruna gebe görünmektedir."