Çankırı İl Temsilciliğimizin iftar yemeği, 10 Eylül 2009 perşembe günü, ODA Başkanımız Dr. Gökhan Günaydın, II. Başkanımız Dr. Turhan TUNCER, Çankırı Belediye Başkanı İrfan DİNÇ, Em Md. Yrd. Mustafa HARPUT, Defterdar Durmuş KUŞAK, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ziya ŞİMŞEK, Tarım İl Müdürü Mustafa ALTUN, Çankırı İl Temsilcimiz Celal KAMAN, Temsilci Yardımcımız Ahmet BAŞATAÇ, İl İdare Kurulu Müdürü Osman ÖRDEK, Orman Fak. Öğ. Üyesi Dr. Selahattin İPTAŞ ve meslektaşlarımızın katılımıyla gerçekleştirildi.

Celal KAMAN, yaptığı kısa konuşmada; göreve geldiğinden bu yana kendilerine desteğini esirgemeyen Yönetim Kurulu ve tüm üyelerine katkılarından, katılımlarından dolayı teşekkür etti.

ODA Başkanımız Dr. Gökhan GÜNAYDIN da şöyle konuştu:

"Konuşmamın başlangıcında hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar bizler çok büyük bir tarım camiasıyız. Çankırı ilinin en büyük temsilciliği yine ODA‘mıza ait. 1933 yılından bu yana Türkiye‘de fakültelerimizden ziraat mühendislerimiz mezun oluyor.  Bugün 86 binin üzerinde mezun vermiş bir camiayız. Mezunlarımızdan aktif çalışma yaşamı içinde olanlar, bugün emeklerinin karşılığını hayattan almak çabası içerisindeler. Ayrıca şunu hiçbir zaman unutmayalım ki gıda güvenliği yani insanın beslenme ihtiyacı son derece stratejik bir konudur. Hele bu bizim ülkemizde çok daha fazla stratejiktir. Neden? Arkadaşlar çünkü Türkiye‘nin 1980 yılında yalnızca 44,5 Milyon nüfusu vardı. Bugün Türkiye 71,5 milyon nüfusa sahiptir. Nüfus projeksiyonları gösteriyor ki bu ülke 100 milyon olacak.

Yani bu topraklarda 30 milyon daha yurttaşımız yaşayacak. İşte biz bu topraklarda, bu sularda bitkisel hayvansal üretim ve su ürünleri üretimi yaparak, tüm ülkenin ve halkımızın besin ihtiyacını karşılamakla görevli bir topluluğuz. Bu iş sanıldığı kadar kolay değil çünkü babadan kalma yöntemlerle bu işin artık sürdürülebilir olmadığını görüyoruz. Daha bilimsel, daha mühendisliğe önem veren bir yapının önümüzde durması gerekir.

Ramazanlar insanın nefsini kontrol etmekte kullanılan çok önemli bir araç olması yanında, yoksulu zayıfı düşünmeyi bize bir kez daha hatırlatan zaman dilimleridir. Fakirin, yoksulun yanında olmak, onların tok olup olmadığını bilmek gerekiyor. Aslında bu memlekette yaşayan ve bu memlekette okumuş olan biz aydın insanlara, onları takip etme görevi düşüyor.

Bu çerçevede, bir küçük acımı sizlerle paylaşarak sözlerimi bitirmek istiyorum. Silivri‘de, Saray‘da, Tekirdağ‘da, İstanbul‘da çok büyük bir sel felaketi ile karşı karşıya kaldık. 30‘un üzerindeki yurttaşımız hayatını kaybetti. Bir fotoğrafı sizlerle paylaşayım: Erzurum‘un Pasinler İlçesinden Saray‘a gelen bir baba, bir anne ve üç tane küçücük yavrumuz, Saray‘da bir hayvancılık işletmesinde çalışıp-yaşamaya gayret ederken, sel felaketinde hayatlarını kaybettiler. Elbette burada tüm toplumun ve kamu yöneticilerinin almaları gereken dersler vardır. Mühendisliğin ne denli önemli olduğunu vurgulamak için söylüyorum.

Hayvancılık işletmelerinin planlanmasına dair yönetmelik var arkadaşlar. Ve bu yönetmelik Ziraat Mühendislerini proje çizmekten alıkoyuyor. Yani o işletmenin projesini Ziraat Mühendisi çizmiş olsa idi o dağın eteğinde sellere teslim edilecek hayvancılık işletmesi kesinlikle kurulmuş olmazdı. Demek ki biz kendi özlük haklarımızı geliştirmek ve bunu vatanın, milletin yararına sunmak için daha fazla çaba göstermek, eksikliklerimizi kapatmak için daha çok çalışmak zorundayız.

Bu bir taraftan kendi mesleğimize hizmet etmek, bir taraftan da ülkeye hizmet etmek anlamına geliyor. Ben bu düşüncelerle bu güzel geceyi düzenleyen, sizlerle bir kez daha buluşmayı sağlayan Çankırı İl Temsilciliği‘ne başta sevgili Başkan Celal Kaman olmak üzere tüm yönetici kardeşlerimize huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Çankırımız‘ın güzide protokolünü, bizi yalnız bırakmadığı için içtenlikle selamlıyorum ve hepinize hem şahsım, hem de odam adına saygılar sunuyorum."