CEBİNDE PARASI OLAN HİZMETE ULAŞABİLECEKTİR - İŞÇİ KÖYLÜ - 23.04.2004 / 06.05.2004

MERKEZ
28.04.2004
 

BİR SÜRE ÖNCE GÜNDEME GETİRİLEN VE EMEKÇİLER CEPHESİNDE ÖNEMLİ BİR SALDIRI OLARAK GÖRÜLEN KAMU REFORMU YASA TASARISI VE SON SÜREÇTEKİ EKONOMİK, SOSYAL VE POLİTİK GELİŞMELER ÜZERİNE TÜRKİYE ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI GÖKHAN GÜNAYDIN İLE YAPTIĞIMIZ SÖYLEŞİYİ YAYINLIYORUZ.

"CEBİNDE PARASI OLAN HİZMETE ULAŞABİLECEKTİR"

<İ>-KAMU REFORMU YASA TASARISI HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZİ ALABİLİR MİYİZ?

-TÜRKİYE'de AKP'NİN UYGULAMAYA ÇALIŞTIĞI KAMU YÖNETİMİ REFORMU ASLINDA KÜRESEL DÜZENİN ŞU ANKİ GEREKSİNİMLERİ İLE BİREBİR ÖRTÜŞEN BİR REFORMDUR. NEDİR YAPILMAYA ÇALIŞILAN? SOSYAL DEVLETİN TÜMÜYLE TASFİYE EDİLMESİ, SOSYAL DEVLETİN ŞU ANDA VERMEKTE OLDUĞU HİZMETİN, ÖZEL SEKTÖR TARAFINDAN ANCAK ÜCRET MUKABİLİNDE VERİLMESİDİR. BU NE ANLAMA GELİYOR? ÖRNEĞİN; SAĞLIK GİDERİNİ DEVLET SİZİN ADINIZA ÇALIŞAN OLARAK KARŞILARKEN SOSYAL GÜVENLİK ŞEMSİYESİ ALTINDA İSENİZ, ŞİMDİ ÖZEL HASTANELERDE BU HİZMETİN KARŞILANMASI VE BUNUN BEDELİNİN KAMU TARAFINDAN OLDUKÇA ABARTILI FATURALARIN ÖZEL SEKTÖRE AKTARILMASI ANLAMINA GELİYOR. BU MEKANİZMA BİR ANLAMDA KAMUSAL KAYNAKLARIN ÖZEL SEKTÖRE KOŞULSUZ AKTARILMASI VE DOĞAL OLARAK DA KAMUNUN BU ALANLARI TERK ETMESİ DEMEKTİR. KAMU NEREYE DÖNÜYOR, DAHA DOĞRUSU DEVLET NEREYE DÖNÜYOR? DEVLET SOSYAL DEVLET İŞLEVİNDEN TÜMÜYLE SIYRILIYOR YENİDEN ESKİ BASKICI ÖZÜNE DÖNÜYOR. YANİ DEVLET ADALET, POLİS, ASKER GÖREVİNDEN İBARETTİR. BUNUN TÜRKİYE'de yaratacağı şudur; yurttaş olarak ödediğiniz verginin özel sektöre rant sürecini doğuracaktır, yurttaşın aldığı hizmetin kalitesini son derece olumsuz etkileyecektir. Cebinde parası olanın hizmete ulaşması niteliğine dönüşecektir. Başka bir deyişle yurttaş müşteri ile yer değiştirmektedir. Ama hepsinden önemlisi kent ve kır yoksulunun bu hizmetlerden asla yararlanamaması anlamına gelir. Çünkü bazen kamu hizmetlerinin ücretsizliği özelliği vardır ama eğer sosyal devleti tasfiye edip de yerine özel sektörü, sermayeyi koyarsanız cebinizde para yoksa bu hizmeti alamazsınız. AKP dünyanın birçok ülkesinde yapılanın benzerini yapmaktadır. Zaten bu AKP'NİN TASARISI DEĞİLDİR. OECD'nin tasarısıdır. Amaç da dünyanın her tarafında piyasayı bütünlüklü ve birleşik bir piyasa haline dönüştürmektir. Yani Endonezya'DA, TÜRKİYE'de ve Çin'DE BU PİYASA DÜZENİNİ ENGELLEYEN YAPILAR ORTADAN KALDIRILMALIDIR Kİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER TÜM DÜNYA İÇERİSİNDE RAHAT BİR ŞEKİLDE HAREKET EDEBİLSİNLER. SÜREÇ BUNDAN İBARETTİR. KAMU YÖNETİMİ YASA TASARISI DA TÜMÜYLE BU ESASA DAYANMAKTADIR. TABİ BUNUN İÇERİSİNDE AÇILMAYA ÇALIŞILAN FARKLI YAPILAR VARDIR. İL ÖZEL İDARELERİ, BELEDİYELER BUNLARIN HEPSİ BU SÜRECİN ARAÇLARIDIR.

<İ>-KAMU YÖNETİMİ YASA TASARISI'ndan söz ederken çoğunlukla Kamu Reformu üzerinde duruyoruz. Ancak bu tasarının içinde oldukça kapsamlı, içeriği hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız maddeler de var. Yasa Tasarısı'NI BİRAZ AÇAR MISINIZ?

-ASLINDA KAMU YÖNETİMİ YASA TASARISI DEDİĞİMİZDE BU KAMU REFORMU'ndan ibaret değildir. Bu bir çerçeve yasa olarak topluma sunuluyor. Ama bu yasayı tamamlayan bazı yasalar var. Örneğin İl Özel İdareleri Yasası, Büyükşehir Belediyeleri Yasası, Yerel Yönetimler Yasası bu şemsiyenin tamamlayıcı parçaları olacak buna Kamu Personel Rejimi Yasası gibi gelecek yasa tasarılarını eklemek gerekiyor. Dolayısıyla Kamu Yönetimi Temel Kanunu'NUN ORTAYA KOYDUĞU ÇERÇEVENİN İÇİ HEMEN ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE MECLİS'e getirilerek bu tasarılarla doldurulacak ve böylece çerçeve hukuken boşluk bırakmayacak şekilde doldurulacak. Bu yapıldığı zaman merkezin birçok yetki alanı, finans gücü yerele devredilmiş olacak. Bu yerel yönetimlerin güçlendirilmesi değil bir yerelleşme projesidir. Küreselleşme, özelleştirme ile beraber Yeni Dünya Düzeni'NİN 3. ÖNEMLİ AYAĞIDIR. İL ÖZEL İDARELERİNE, BELEDİYELERE İKİ AŞAMADA YETKİ AKTARILIYOR. BUNLAR DA YETKİLİ KURUMLARIN KARARI İLE KAMU KURUMU NİTELİĞİNDEKİ MESLEK KURULUŞLARINA, Kİ BUNLAR TDBBB İHRACATÇI BİRLİKLERİDİR. ÖZEL SEKTÖRE, ALANINDA UZMANLAŞMIŞ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINA, HİZMET BİRLİKLERİNE İŞLERİNİ GÖRDÜRÜYORLAR. ŞİMDİ İL ÖZEL İDARESİ İÇİNDEKİ VALİNİN ROLÜ SANILDIĞI KADAR TEK YÖNLÜ DEĞİLDİR. ORADA VALİ HEM İL ÖZEL İDARESİ'nin başı olarak oradaki yerel unsurları temsil eder, diğer bir görevi ise kamu ajanıdır. Yani devletin yetki genişliği çerçevesinde alandaki gücünü temsil eder. Şimdi valinin dolayısıyla iki ayrı şapkası vardır. Bunları birbirinden iyi ayırmak lazım. Kapitalizmin gelişmediği yörelerde Vali birinci gücünü, ikinci gücünün üzerinde kullanır ve merkezi hükümet bütün damarlarıyla alana yerleşir. Yerel kapitalizmin güçlendiği yerlerde valinin ikinci şapkası her istediğini yapması anlamına gelmez. Orada yerel eşraf, yerel güç odakları Valiyi yönlendirirler, Vali'DEN İSTEDİĞİ KARARLARIN ÇIKMASINI SAĞLARLAR, BAŞKA BİR DEYİŞLE VALİ'nin her istediği karar çıkmayabilir.

-Bu yasanın kamu alanında nasıl yansımaları olacak? Halk bundan nasıl etkilenecek?

-Tarım Bakanlığı'NIN TAŞRA TEŞKİLATI KALDIRILIYOR. YANİ TASARIYA GÖRE MERKEZİ HÜKÜMET TAŞRA TEŞKİLATINDAN OLAN VE OLMAYAN BAKANLIKLAR OLMAK ÜZERE İKİYE AYIRIYOR. TAŞRA TEŞKİLATI OLAN BAKANLIKLAR MEVCUT TAŞRA TEŞKİLATINI BİR ŞEKİLDE DEVREDİYORLAR. TARIM BAKANLIĞI DA BUNLARDAN BİRİ. SADECE ULUSAL VE BÖLGESEL DÜZEYDE FAALİYET GÖSTEREN, ENSTİTÜLER HARİÇ TÜM TARIM BAKANLIĞI TAŞRA TEŞKİLATI, BÜTÇESİ, ÖDENEĞİ, PERSONELİ İLE BİRLİKTE DEVREDİLİYOR. BU DURUM KAMUSAL HİZMETİN ETKİNLİĞİNİ, VERİMLİLİĞİNİ DÜŞÜRECEKTİR. ÇÜNKÜ KAMUSAL HİZMETLER GENELLİKLE HAVZA BAZINDA YÜRÜTÜLEN HİZMETLERDİR. DOLAYISIYLA BİR BÜTÜNCÜL BAKIŞ AÇISI, PLANLAMA GEREKTİRMEKTEDİR. HER İL ÖZEL İDARESİ'nin ve belediyenin ayrı bir tarım politikası yürütmesi beklenemez. İkincisi hizmetin piyasalaştırılmasının bir sonucu olarak hizmet artık kamu hizmeti olmaktan çıkacak ve özel sektör tarafından sunulan hizmet haline gelecektir. Hizmetin hem pahalılaşması anlamına gelecek hem de ulaşılabilirliğini kısıtlayan iş haline gelecek. Yurttaş açısından süreç oldukça sancılı ve olumsuz yürüyen bir süreç haline gelecek. Kamu görevlileri açısından bakarsak durum daha da vahimdir. Türkiye'DE MEMUR SAYISININ FAZLA OLDUĞU, DEVLETİN BÜYÜK OLDUĞU YILLARDIR SÖYLENİYOR. VE BUNUN HIZLA KÜÇÜLTÜLMESİ GEREKTİĞİ İFADE EDİLİYOR. BİR ÜLKEDE KAMUNUN BÜYÜKLÜĞÜNÜ İKİ ÖLÇÜTÜ BAZ ALARAK DEĞERLENDİRİRSİNİZ. BİRİNCİSİ; GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA (GSMH) İÇİNDE KAMUNUN PAYIDIR. İKİNCİSİ DE YURTTAŞ BAŞINA DÜŞEN KAMU GÖREVLİSİ SAYISIDIR. BU İKİ TEMEL NİTELİK AÇISINDAN BAKTIĞIMIZDA DA DEVLET KÜÇÜKTÜR. NİHAYET BUNU TESEV BİLE SÖYLEMİŞTİR. BU DEVLETİ KÜÇÜLTMEYE ÇALIŞIYORLAR; ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARINDAN SONRA MEMURLARI HAVUZA ATIYORLAR. HAVUZ DOLDU TAŞIYOR. ŞİMDİ BUNA BİR ÇÖZÜM BULUYORLAR. BUNA BULUNACAK ÇÖZÜM; ONLARI 657 SAYILI YASANIN KENDİLERİ İÇİN TANIDIĞI GARANTİLİ STATÜ HUKUKUNDAN SIYIRMAK VE ONLARI İŞ SÖZLEŞMESİ ESASINA GÖRE ÇALIŞAN, PERFORMANS ÖLÇÜTÜNE GÖRE DEĞERLENDİRİLEN ÇALIŞANLAR NİTELİĞİNE DÖNÜŞTÜRMEK. YANİ KENDİSİ BELEDİYEYE GÖREVLENDİRİLEN, ÇALIŞTIĞI KURUM BELEDİYEYE AKTARILAN BİR KAMU GÖREVLİSİ, ARTIK BELEDİYE BAŞKANININ GÖREVLİSİ HALİNE GELECEK. BELEDİYE BAŞKANI ÇOK DOĞAL OLARAK, TÜRKİYE'deki yerel ve ulusal siyasi yapıyı değerlendirdiğinizde; o görevliyi siyasi görüşüne göre değerlendirecektir. Yani A belediyesinde A partisini tutanlar olumlu, B partisini tutanlar olumsuz olarak değerlendirilecek. Her yıl performans ölçütü kriterlerine göre değerlendirilecek. Devlet sosyal devletten tümüyle sıyrılacak, üretim alanlarından tümüyle çekilecek. Devletin çekildiği alan içinde şekillenen yeni düzen, farklı insan grupları, sınıflar için farklı sonuçlar doğuracak. Eğer siz TÜSİAD ve TESEV çerçevesi içinde kurgulanan büyük sermaye, çok uluslu şirketlerin taşeronu niteliğindeki İstanbul sermayesinin bir unsuru iseniz bu alan sizin için çok verimli bir alan niteliğine dönüşecektir. Örneğin; bugün belediyelerin düşük ücretlerle sağladığı su hizmetlerini, siz özel sektör olarak yüksek fiyatlarla sağlayacak, faturalayacaksınız. Dolayısıyla size bir rant doğacak. Yaşam alanlarının tümünde benzer etkiler olacak. Sorun, Türkiye'NİN EMEK KESİMİNİN BUNDAN NASIL ETKİLENECEĞİDİR. EMEK KESİMİ BUNDAN SON DERECE OLUMSUZ ETKİLENECEK. ARTAN FATURA, DÜŞEN HİZMET KALİTESİ VE ETKİNLİĞİ, GİDEREK SÖMÜRGELEŞEN BİR EMEK YAPISI. TÜRKİYE'yi yakın gelecekte bekleyen bunlardır.

-Yasanın bu süreçte gündeme getirilmesinin nedeni nedir?

-Türkiye'DE HER KESİM YASANIN KENDİSİNE AÇACAĞI BİR TAKIM ALANLARDAN MEDET UMUYOR. BU ÇOK AÇIK. EMEĞİ SIFIRLAYACAK VE SÖMÜRGELEŞTİRECEK BİR YASA TASARISIDIR. AMA BÖLGESELLEŞME İSTEKLERİ OLANLAR BU YASADAN MEDET UMMAKTADIRLAR. BAŞÖRTÜSÜ SORUNU OLANLAR BU YASADAN MEDET UMMAKTADIRLAR. BU BİLEŞİM ESKİDEN GEÇİRİLEMEYECEK YASAYI ŞİMDİ GEÇİRİLEBİLECEK BİR SİYASİ YAPI DOĞURMUŞTUR. ORTADOĞU'da şekillenen bir düzen Türkiye'DE ŞU ANDA SİYASİ İSLAMIN KURGULANIŞI BUNA UYGUN BİR ÇERÇEVE YARATMIŞTIR.

<İ>-YASAYA KARŞI GELİŞEN, ÖRÜLEN MUHALEFETİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

-EMEK PLATFORMU BU YASAYA KARŞI SÜRECİ ÖRGÜTLEMEYE ÇALIŞIYOR. EN SON 6 MART MİTİNGİ UMUT VERİCİYDİ. AMA BUNUN ÇOK DAHA ETKİN OLMASI LAZIM. YOL-İŞ'in bugün gösterdiği duyarlılığı, Türk-İş içindeki diğer sendikaların neden yeterince gösteremediği bir temel soru olarak ortada olmalıdır. Yol-İş Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'NÜN KAPATILMASI YÜZÜNDEN 30 BİN İNSANI ALANA DÖKEBİLMİŞTİR. AMA ADLARI DOĞRUDAN SAYILMAYAN DİĞER BAKANLIKLARDA VE MÜDÜRLÜKLERDE ÖRGÜTLÜ BULUNAN SENDİKALAR AYNI DUYARLILIĞI GÖSTERMEMİŞLERDİR. ÇÜNKÜ ADLARINI YARIN KAPATILACAĞIZ OLARAK TASARIDA GÖRMEMİŞLERDİR. BUNUN YARINI, ÖBÜR GÜNÜ YOKTUR. HERKESİN BAŞINA GELECEK AYNIDIR. BİRBİRİMİZDEN FARKLI ÇÖZÜMLER, BİRBİRİMİZDEN FARKLI KURTULUŞLAR YOKTUR. HEP BERABER ÖLECEĞİZ, HEP BERABER KURTULACAĞIZ. SÜREÇ BÖYLE BİR SÜREÇTİR. DOLAYISIYLA BU ÇABALARIN ŞİMDİ OLDUĞUNDAN DAHA FAZLA YÜKSEK OLMASI LAZIM. ALANLARA SIĞMAMALI EMEK KİTLESİ, SADECE ALANLARDA KONUŞMAKLA KALMAMALI, SİYASİ YAPIYA DA EL KOYMALI, ENTELEKTÜEL YAPIYA DA EL KOYMALI. BU GÜCÜ TÜRKİYE'nin ekonomisini, siyasi yapısını kilitleyerek göstermeli. Bunu durdurmalı, eğer bu durdurulamazsa, AKP'NİN SEÇİM SONUÇLARINI GÖRME İSTEĞİNDENDİR. SEÇİM SONUÇLARINDAN SONRA ŞİMDİ ARTIK BİR PÜRÜZ KALMAMIŞTIR. BU TASARI HIZLA YOĞUNLAŞACAKTIR. DOLAYISIYLA YAPTIĞIMIZ MUHALEFETİ, ÇOK OLUMLU SONUÇLAR ALDIK DİYE GÖSTEREBİLECEĞİMİZ BİR YERDE DEĞİLİZ. KİŞİSEL KAPRİSLERDEN HIRSLARDAN UZAK ÖRGÜTSEL, KURUMSAL KAYGILARDAN SIYRILMIŞ BİR YENİDEN YAPILANAN BÜYÜYEN EMEK PLATFORMU'na gereksinim vardır. Türkiye'DE İNSANLAR YASA DIŞINDA BİRÇOK ŞEYDEN BİLGİ SAHİBİ DEĞİLLER. İNSANLARA BAKIN SİZE BÖYLE BİR YARIN HAZIRLIYOR DİYE DİYE ONLAR HAKKINDA KÖTÜ BİRŞEYLER YAPAMAZSINIZ. BİRŞEYLER YAPARSINIZ YA HİÇ SÖYLEMEZSİNİZ YA DA OLDUĞUNDAN FARKLI SÖYLERSİNİZ. MUHALEFETİN DE ÜZERİNE DÜŞEN HALKIN BAŞINA GELECEKLERİ HALKA OLABİLDİĞİNCE NET BİR ŞEKİLDE ANLATABİLMEKTİR. BU SÜREÇ ÇOK BAŞARILI BİR ŞEKİLDE GELİŞMEDİ. BUNDA HEM MECLİS İÇİNDE BULUNAN HEM MECLİS DIŞINDA BULUNAN MUHALEFETİN ORTAK EKSİKLİKLERİ MEVCUTTUR. AMA BÜTÜN BUNLARDAN ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ 1980 SÜRECİNDE SİYASETTEN SİYASİ YAPILARDAN UZAK KALMIŞ VE BİR DEPOLİTİZASYON SÜRECİ YAŞAMIŞ BÜYÜK HALK KESİMLERİNİN KENDİ YAŞAMLARINA YÖNELİK ÖNEMLİ ALANLARDA BİLE DUYARSIZ KALMASININ BÜYÜK ETKİSİ VARDIR.

<İ>-AKP SEÇİMLERDE ALDIĞI OY ORANI İLE POLİTİKALARINI DAHA RAHAT UYGULAMA FIRSATI BULMUŞ OLDU MU?

-BU BİR YEREL SEÇİMDİR. YEREL SEÇİM SONUÇLARINI ANALİZ EDERKEN İHTİYATLI DAVRANMAK GEREKİR. AYRICA DEMOKRASİ DENİLEN ŞEY SAHİP OLDUĞUMUZ OY MİKTARI İLE ÖLÇÜLEN BİR ŞEY DEĞİLDİR. SAHİP OLUNAN OY ORANI DA ÜLKENİN KADERİNİ TEK BAŞINA YÖNLENDİRECEK BİR OY ORANI DEĞİLDİR. YAŞAYACAĞIZ VE GÖRECEĞİZ. AKP TÜRKİYE'de sol partilerin varoşlarda yapması gerekeni yaptı. Bunun için AKP yükseliyor. Enflasyon konusunda istatistiksel bir düşme var ancak yaşama yansıyan birşey yok. Daha da önemlisi Türkiye'DE YATIRIMIN ARTMASI CANLANMASI, İSTİHDAM ORANLARININ ARTMASI GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. BUNLAR GERÇEK EKONOMİK GÖSTERGELERDİR. 3'er aylık dönemler içerisinde yatırım ne olmuş, istihdam ne olmuş bunların hepsinde negatif gelişmeler var, olumlu bir durum yok. Dolayısıyla Türkiye'NİN EKONOMİSİ HALA KIRILGANDIR, HALA VERGİLERİN SON DERECE ÖNEMLİ BİR ORANI İÇ VE DIŞ BORÇ FAİZLERİNE GİTMEKTEDİR. HALA TÜRKİYE DIŞ YARDIM OLMADAN BORCUNU ÇEVİREMEZ BİR NOKTADADIR. EKONOMİK NOKTADAN TUTULARAK BİR ANDA ALAŞAĞI EDİLEBİLİR BİR YAPIDADIR. AKP'nin bu dönemdeki "uyumlu" çalışmaları, ekonomik düzelme, çevre ve merkez ülkelerin ekonomiyi bozma faaliyetlerinde bulunmamaları sonucunu doğurmuştur. Ancak farklı gelişmeler farklı sonuçlar da üretebilecektir. Yani yurttaş yaşamında olumluya doğru değişen birşey yoktur. Küresel sürecin en önemli ayaklarından biri bilinç kaydırmasıdır. Kendi yaşamını analiz etme gücünü insanın elinden almasıdır. Medya aracılığıyla duyduğunu içselleştiren bir yurttaş yapısı kurgulamaktır. Bir gece önce televizyondan izlediklerini kendi düşünceleriymiş gibi farketmeden aktaran birçok insanla doldu Türkiye. Bu fikirleri içselleştiren süreç, medya bombardımanı altında devam ediyor. Ortaya bir siyasi bilinç çıkmadığında seçim dönemlerinde dağıtılan mercimek, nohut sizin için, sizin oyunuzu manipüle edebilir bir önem kazanıyor.

-Önümüzdeki aylarda İstanbul'DA NATO ZİRVESİ YAPILACAK. TÜRKİYE'nin bu süreçte rolü ne olacak?

-Bu konu benim uzmanlık alanım değil. Herkesin gördüğü birşey var. NATO eski merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerini içine alarak genişliyor. Sonuçta kapitalizmin güvenliğini sağlamaya yönelik bir örgüttür. NATO içindeki Amerikan baskınlığı ortadadır. Ve Amerika'DA KURGULANAN YENİ DÜNYA DÜZENİNİ UYGULAMA ARAÇLARINDAN BİR TANESİ DE HATTA EN ÖNEMLİ ARAÇLARINDAN BİR TANESİ DE NATO'dur. Büyük Ortadoğu Projesi içinde Türkiye'YE DÜŞEN ROL ÇEVRENİN POLİSLİĞİNİ OYNAMAKTIR. MERKEZ ÜLKELERİN GÜVENLİĞİNİ, ORADAKİ YAPMAYA ÇALIŞTIKLARINI ETKİN BİR ŞEKİLDE YAPABİLECEK, ASKERİ VARLIK OLARAK TÜRKİYE'yi manipüle etmeye yöneliktir. Ancak her zaman masa başında kurgulanan düzenlerin yaşama aksettirilemediğini görüyoruz. Irak'TA BUGÜN AMERİKA'nın düştüğü durum ortadadır. Dolayısıyla bu süreç tüm kesimler için sancılı geçmeye aday bir süreçtir.

Okunma Sayısı: 920