ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, 28 Ocak 2016 Perşembe günü Çiftçi TV‘de  Esen Gök‘ün sunduğu ‘‘Haberiniz Olsun‘‘ programına telefon bağlantısı ile katılarak, GTHB Müsteşarlığına yapılan atamayı ve TARGEL personelinin mevcut durumunu değerlendirdi.

ODA Başkanımız özetle şunları söyledi: 

Bakan Faruk Çelik`in göreve gelmesi sonrası sektörün değişik paydaşları ile yaptığı toplantılar, kamuoyunda sektörü tanıma ve doğru politikalar oluşturma yönünde girişimler olarak olumlu karşılık bulmuştu. Bu olumluluk, eski Bakan Mehdi Eker`in meslektaş ve hemşerilik ölçütlerini her şeyin önünde tutan uygulamalarına bakıldığında daha da anlam kazanmıştı.  Bakan Çelik`ten sektörü tanımaya yönelik girişimleri sonrası, teknik kadrolara tarım konusunda bilgi ve tecrübeleri kabul görmüş atamalar yapması beklenmekteydi.                                                                                                             

Bakan Yardımcılığına hukukçu olan eski bir milletvekilini getirmesi, bu makamın siyasi bir yapısı olması nedeniyle bir nebze anlaşılabilir bir tasarruf olarak görülmüştü. Ancak 26 Ocak 2015 tarihli Resmi Gazete`de yer alan kararla, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü mezunu olan, İŞKUR Genel Müdürü Dr. Nusret Yazıcı`nın Müsteşarlık görevine getirilmesi, sektörde tam anlamı ile hayal kırıklığı yarattı. Bakan Çelik, hemşerilik ölçütü ile yaptığı görülen bu tercihi ile önceki Bakan Mehdi Eker`i örnek almıştır.

GTHB`nin çözmesi gereken sorunları vardır. Tarım arazilerinin daralması, meraların yok olması, hayvancılığımızın durumu, üreticinin durumu, okulunu bitiren meslektaşlarımızın işsizliği, komşu ülkelerle olan ilişkilerimiz, ihracat ve ithalat sorunları, Rusya krizi, gıda fiyatlarındaki artış ve denetim, ürünlerde kalıntı sorunu, çevre kirliliği, sularımızın durumu, topraklarımızın çoraklaşma ve çölleşmesi, meslektaşlarımızın özlük hakları, iklim değişiklikleri gibi bir çok konu…

Yukarıda bahsettiğim sorunları çözmek için GTHB`nin üst kadrolarının bu konularla ilgili bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bizler Ziraat Mühendisleri olarak bu konuları okuduğumuz  üniversitelerde ders olarak işledik. Bunun içerisine tarım hukuku ve tarım işletmesi dersleri de dahildir.  Dolayısıyla  Müsteşarlık  makamı; fakültelerle, meslek odalarıyla ve tarımın diğer paydaşları ile köprü kuran, araştıran inceleyen ve bu konularla ilgili azda olsa bilgi sahibi olması gereken bir makamdır. İtirazımız budur. Ülkemizde bu konularda kendini yetiştirmiş çok değerli meslektaşlarımız varken bu makama işletme mezununun getirilmesini hayretle karşılıyoruz.

TARGEL PROJESİ

Türkiye`de 2007 yılından beri Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) olarak sürdürülmektedir.  TARGEL çalışanları başlangıçta 4/B statüsünde, yani sözleşmeli, geçici personel olarak istihdam edilmişlerdir.2011 yılında çıkarılan 632 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 2013 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı kanun ile kaldırılmıştır. Bu tarihten sonra göreve başlayanlar ve kadroya geçmek istemeyenler hariç şu an tüm TARGEL personeli 4/A statüsünde çalışmaktadır.

Başlangıçta Tarımsal Yayım Danışmanlık hizmetinin gerçekleştirilmesi amacını güden TARGEL projesi giderek amacından uzaklaşmış,  bu hizmeti yeterince veremediği gibi, çalışan 10.300 mühendis ve veteriner hekimi mağdur eden en büyük problemlerden biri haline dönüşmüştür.

TARGEL Projesiyle, Bakanlık bünyesinde olmayan bir çalışma birimi yaratılmış; köy, mahalle ve beldelerde; büro, internet, elektrik, su, tuvalet, ısınma vs. gibi en temel ihtiyaçların bile karşılanamadığı koşullarda çalışmaya zorlanan bir grup oluşturulmuştur.Köylerde çalıştırılmak üzere göreve başlatılan TARGEL çalışanlarının birçoğuna sıklıkla, taşeron işçisi gibi davranılmış; dairede işler yetişmediğinde hemen çağrılan, iş bitince "haydi köyünüze gidin" denilen yedek personel gözüyle bakılmıştır."Sözleşmeli" çalışanların neredeyse tümü "kadrolu" çalışan haline getirilmiş olmalarına rağmen, GTHB  TARGEL çalışanına hala sözleşmeli muamelesi yapmakta, farklı bir mevzuatla ve farklı çalışma koşullarıyla çalıştırmaya devam etmektedir. Ayrıca bu personele verilen tabletlerin GPS özelliğinin kullanılarak personelin internet üzerinden izlenilmesi ihtimali bile bir psikolojik tacizdir.

Sonuç Olarak;

TARGEL projesi mevcut haliyle yararlı olamamaktadır.Bu nedenle; TARGEL projesi ömrünün sonuna gelinmiştir ve can çekişmektedir. Proje acilen kaldırılmalı, çalışanları il/ilçe personeli olarak atamalı, tüm personele uygulanan mevzuat tekleştirilmelidir. Bu haliyle TARGEL projesini çağdaş bir kölelik olarak görmekteyiz.