ÇİFTÇİLER GÜNLERİNİ BURUK KUTLUYOR!

ÇİFTÇİLER GÜNLERİNİ BURUK KUTLUYOR!
MERKEZ
13.05.2019

"Ülkemizin tarımsal üretiminde yaşanan sorunlara çözüm bulunmadan, bunlara her geçen gün yenilerinin eklenmesi, sorunları ithalatçı politikalarla çözmeye yönelik kolaycı yaklaşımların hız kesmeden devam etmesi, girdi fiyatlarının yüksekliği nedeni ile kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi son yıllarda gündemin değişmeyen konuları haline geldi."

 

 

13 Mayıs 2019

1946 yılında kurulan Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu`nun (IFAB) kuruluş günü olan 14 Mayıs günü tüm dünyada “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanmaktadır. İçinde bulunduğu zor koşullara rağmen üretmeye, halkımızı beslemeye devam eden, toprağımıza sahip çıkan, alın teri ile ülkemize hizmet eden çiftçilerimiz, her geçen gün artan sorunları nedeniyle günlerini buruklukla kutluyor.

Ülkemizin tarımsal üretiminde yaşanan sorunlara çözüm bulunmadan, bunlara her geçen gün yenilerinin eklenmesi, sorunları ithalatçı politikalarla çözmeye yönelik kolaycı yaklaşımların hız kesmeden devam etmesi, girdi fiyatlarının yüksekliği nedeni ile kâr elde edemeyen çiftçilerimizin üretmekten vazgeçmesi son yıllarda gündemin değişmeyen konuları haline geldi. Son on beş yılda Belçika kadar tarım arazimiz bu nedenle boş kaldığı gibi, var olan tarım alanlarının amaç dışı kullanımına yönelik girişimler ise hız kesmeden devam ediyor. Tarım arazilerinin, meraların, zeytinliklerin amaç dışı kullanımına yönelik istisnalara yer veren yasa teklifleri Meclis gündeminden eksik olmuyor.

Çiftçinin tarım desteklerinden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olması gerekiyor. Ancak, Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2010 yılında 2,3 milyona ve 2017 yılında 2,1 milyona geriledi. Diğer bir deyişle, bu süre zarfında yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almaktan vazgeçti.

2006 yılında çıkan Tarım Kanunu ile tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin %1’inden az olamayacağı hükmü getirilmiş olmasına rağmen, bu destek bugüne kadar bu miktarın yarısı düzeyinde gerçekleşti. Yeterli tarımsal destek alamayan çiftçilerimiz bunun sonucu olarak banka kredilerine yönelmek durumunda kaldı. 2018 yılında tarıma sundukları kredinin %71’ini kamu bankaları, %19’unu yabancı bankalar, %10’unu yerli özel bankalar sağlamasına karşın, icra takibine düşen kredi miktarı kamu bankalarında %37, yabancı bankalarda %33 ve yerli özel bankalarda %30 oldu. Yerli özel ve yabancı bankalardan kredi kullanan çiftçiler daha büyük bir mağduriyet yaşadı. 

Çiftçinin alım gücü, elde ettiği gelirin enflasyonun oldukça altında kalması nedeniyle geriledi.

Yıllık enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşen döviz kurundaki artış tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkiledi. Tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazotta neredeyse tamamen, tarım ilacı ve gübrede çok büyük oranda, özellikle sera tohumlarında önemli düzeyde yurtdışına bağımlı olunması nedeniyle döviz fiyatındaki en ufak bir artış çiftçinin üretim maliyetini önemli ölçüde artırmaktadır.

Gübre fiyatlarındaki hızlı artış çiftçinin gübre kullanımını azalttı. 2017 yılında yaklaşık 5,4 milyon ton olan gübre ithalatı 2018 yılında 4,3 milyon tona geriledi. Tarımdaki kriz makine gücünü de yakından etkiledi. Yıllar itibarıyla sürekli artış gösteren traktör üretimi döviz kurundaki artışa ve çiftçinin alım gücündeki gerilemeye paralel olarak, 2017 yılında 72 bin iken, 2018 yılında 48 bine düştü.  

Üretim maliyetleri son derece yüksek olan ve finansal kriz içinde bulunan çiftçimizin 2018 yılında en büyük problemlerinden biri, hemen her yıl aynı şekilde yaşadığı pazarlama kanallarındaki sorunlar oldu. Önemli ürünler bazında çiftçinin eline geçen fiyat kimi ürünlerde enflasyonun altında kalırken, kimi ürünlerde ise geçen yılki fiyatları dahi yakalayamadı. Ortalama satış fiyatı bir önceki yıla göre buğdayda %5,5, mısırda %13,5, kuru fasulyede %13,1, ayçiçeğinde %10,9, şeker pancarında %5,3, tütünde %14,6, pamukta %13,3 artarken %20,3’lük enflasyonun oldukça gerisinde kaldı. Nohutta %10,9, kırmızı mercimekte %6,2 ve yeşil mercimekte ise %11,7 geriledi. Bir önceki yıl para etmeyen patateste %38,9 ve kuru soğanda ise %71,2 artış oldu.

Üretmeye çalıştıkça borcu artan, emeğinin karşılığını bulamayan çiftçi alanı terk ettikçe tarımın istihdama olan katkısı da yıllar itibarıyla geriledi. 2010 yılında tarımın istihdamdaki payı %23,7 iken, 2018 yılında %18,4’e düştü. Tarımın milli gelire katkısı 2002 yılında %10,3’ten, 2010 yılında %9,0’a, 2015 yılında %6,9’a ve 2017 yılında %6,1’e kadar geriledi.

Dünya Çiftçiler Günü; üretmenin, alın terinin, emeğinin en yüce değer olduğunun hatırlanması ve hatırlatılmasının, gıda güvenliği ve güvencesine, çiftçilerinin sorunlarına dikkat çekilmesinin günü olarak görülmelidir. Çiftçilerin “gününü gördüğü” değil, “gününü yaşadığı” bir Dünya Çiftçiler günü diliyoruz.

 

TMMOB

Ziraat Mühendisleri Odası

Okunma Sayısı: 1648