Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve hükümete mensup milletvekilleri her fırsatta Tarım Yasası‘nı çıkarmakla övünür.

Doğrudur. 5488 sayılı Tarım Yasası AKP hükümeti döneminde; 18 Nisan 2006‘da Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kabul edildi. 25 Nisan 2006‘da Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yasa çıkarmak elbette önemlidir. Ancak daha da önemlisi yasaları uygulamaktır. Hükümet, çıkarmakla övündüğü Tarım Yasası‘na aykırı hareket ediyor.

Tarım Yasası‘nın "Tarımsal desteklerin finansmanı" başlıklı 21. maddesi aynen şöyle: "Tarımsal destekleme programlarının finansmanı bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz."

Hükümet, yasanın çıktığı 2006‘dan bu yana  2007, 2008 ve 2009 bütçesini yaptı. Her üç yılda da Tarım Yasası‘nın 21. maddesi ihlal edildi.

2007 bütçesinden tarıma, gayri safi milli hasılanın yüzde 0.62‘si (binde 62) olan 5 milyar 300 milyon YTL kaynak ayrıldı. Yasanın 21. maddesi ihlal edildi.

2008 bütçesinden tarıma, gayri safi milli hasılanın yüzde 0.54‘ü (binde 54) olan 5 milyar 400 milyon YTL kaynak ayrıldı. Yasa bir kez daha ihlal edildi.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde 2009 yılı bütçesi görüşüldü ve kabul edildi. 2009‘da tarımsal desteklemeye gayri safi milli hasılanın yüzde 0.49‘u (binde 49) olan 5 milyar 500 milyon YTL kaynak ayrıldı. Tarım Yasası 3. kez ihlal edildi.

Rakamlardan da görüleceği gibi her yıl tarımsal destekleme bütçesinin gayri safi milli hasılaya oranı düşüyor. Daha da önemlisi  yasada yer alan "Bütçeden ayrılacak kaynak, gayri safi milli hasılanın yüzde birinden az olamaz" hükmü hiçe sayılıyor.

Yasaya uygun bir bütçe yapılsa 2009‘da tarımsal destekleme bütçesi en az 11 milyar YTL olacaktı. Bu, açıklanan bütçenin iki katı demek.

Hükümet yasaya aykırı davranarak tarım sektörüne, çiftçilere verilmesi gereken 5.5 milyar YTL‘ yi adeta gasp ediyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası, çiftçi sendikaları ve tarım konusunda faaliyet gösteren bir çok kuruluş 3 yıldan beri bu konuya dikkat çekiyor.Tarım Yasası‘nın 21. maddesinin uygulanmamasına tepki gösteriyor. Ancak, bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar yargıya başvuran yok. Göz göre göre yasa ihlali var. Yasaları uygulamamak, yasaya aykırı hareket etmek bildiğimiz kadarıyla suç teşkil ediyor. Tarım Yasası‘na aykırı hareket etmek suç teşkil etmiyor mu? Bunun cezası yok mu?

Konunun bir başka yönü ise tarımsal desteklerin, çiftçi alacaklarının zamanında ödenmemesi. Çiftçi bankadan aldığı kredi borcunu, faizini ödemediği zaman hemen olağanüstü faiz işletiliyor ve yasal işlem başlatılarak cezalandırılıyor. Fakat çiftçinin alacaklarına gelince zamanında ödeme yapılmadı gibi, gecikmelerden dolayı ek bir ödeme yapılmıyor. Yani çiftçinin borcuna faiz işliyor ama alacağına işlemiyor. Tam bir keyfi durum söz konusu. Bunun en çarpıcı örneği fındıkta yaşandı.

2004 yılında Karadeniz Bölgesi‘nde don felaketi yaşandı. Fındık üreticileri büyük zarara uğradı. Hasar tespit çalışmaları yapıldı ve yasalara uygun olarak bu zararın devlet tarafından ödenmesi kararlaştırıldı. Don felaketinin üzerinden yaklaşık 5 yıl geçti. Bugüne kadar ödemenin ancak yüzde 30‘u yapıldı.

Ulusal Fındık Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Arslantürk, 12 Kasım 2008 tarihli bir dilekçe ile don afetinden zarar gören çiftçilerin alacaklarının ödenmesini istedi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol  Genel Müdürü Doç. Dr. Muzaffer Aydemir‘in bakan adına imzalayarak verdiği yazılı yanıtta, bugüne kadar 2004‘te yüzde 15, 2007‘de yüzde 15 olmak üzere yüzde 30 oranında yani 88 milyon YTL ödeme yapıldığı ifade ediliyor. Yazıda her yıl Maliye Bakanlığı‘ndan ödenek talep edildiği, ödenek aktarılması halinde kalan yüzde 70 ödemenin de yapılacağı görüşüne yer veriliyor.

Yapılan yüzde 15‘lik ikinci dilim ödemenin 2007 genel seçiminden hemen önce yapıldığını belirtmekte yarar var. Hükümet çiftçinin alacağını  seçim malzemesi yapıyor. Böyle giderse 4 seçim sonra fındık üreticileri alacaklarının tamamını alabilecekler.

Buna benzer bir çok örnek verilebilir. 2007 yılına ait  yem bitkileri desteklerini alamadığını söyleyen çiftçiler var. Doğrudan gelir desteğini, mazot desteğini, sertifikalı fidan desteğini ve daha bir çok desteği almadığını söyleyen çiftçiler var.

Çiftçiler destekleri almadıklarını, Tarım Bakanlığı ise ödediklerini söylüyor. Kimin doğru, kimin yalan söylediği belli değil. Bunu anlamanın bir tek yolu var. Tarım Bakanlığı yaptığı ödemeleri anlaşılır bir şekilde internet sitesinde düzenli olarak yayınlarsa bu karmaşa sona erer.