Nermin ATEŞ - ADANA

Çukurova‘nın sembolü olan pamukta ekim alanları daralmaya başladı. Artan maliyetlere karşın primlerde de istediğini bulamayan üreticiler, ‘beyaz altın‘dan vazgeçerek, mısır üretimine geçiyor. Üreticilerin pamuk ekiminden uzaklaşırken, bu yıl da ekiminde yüzde 40-50 oranında daralma olması öngörülüyor. Buna karşın mısır ekim alanında yüzde 20-25 oranında artış bekleniyor.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Ticaret Borsası (ATB) Başkam Fethi Coşkuntuncel, artan üretim maliyetlerinin tarım kesimini ciddi sıkıntıya soktuğunu söyledi. Başta gübre, ilaç, tohum ve mazot gibi üretim girdilerindeki fiyat artışları nedeniyle pamuk gibi katma değeri yüksek ürünlerden kapsın hızlandığını belirten Coşkuntuncel, "Çukurova, yılda birkaç ürünün alınabildiği, katma değeri yüksek ürünlerin üretildiği, geniş ürün desenine sahip bir bölge. Türkiye‘nin tarım sektörü açısından en şanslı bölgesi olan Çukurova‘da dahi üreticiler zor durumda" dedi.

Çukurova ile özdeşleşen ve katma değeri yüksek olan pamukta artan maliyetler nedeniyle ekim alanlarının giderek daraldığını ve bunun yerine mısır ekiminin yoğunluk kazandığını kaydeden Coskuntuncel, "Çukurovalı üretici pamuktan kopmuş vaziyette. Pamuk sahaları artık mısıra dönüşüyor. Bu yıl mısır ekiminde yüzde 25 oranında artış bekliyoruz. Henüz pamuk ekim sezonu başlamadı. Mart sonu nisan başı gibi başlayacak ama yaptığımız sohbetlerde üreticilerin büyük bir bölümü bu yıl pamuk ekmeyeceğini dile getiriyor. Dolayısıyla bu sezon pamuk ekiminde yüzde 40-50 oranında bir daralma olacak gibi görünüyor. Bu da pamuk üreticilerinin mısır ekimine yöneleceğinin habercisi. Geçen yıl 35-40 bin hektar alana ekilen pamuk bu yıl 20-25 bin hektar alana gerileyebilir" diye konuştu.

Pamuğun önemli bir lif bitkisi olduğunu, lifinin tekstil sanayinde, tohumunun yağ sanayinde, küspesinin ise yem sanayinde değerlendirildiğine dikkati çeken Coşkuntuncel, "Pamuktaki gerilemeye çare bulunması gerekiyor. Aksi taktirde pamuk ithalatımız, dolayısıyla yağ açımız ve tekstildeki dışarıya bağımlılığımız anar. Şu an yüzde 60 olan tekstil sanayindeki dışa bağımlılığımız yüzde 80‘e çıkar" görüşünü dile getirdi.

Coşkuntuncel, geçtiğimiz yıl 1.3 milyar dolarlık tarım ürünü sattıklarını, buna karşılık hava şartları iyi olsa bile pamuk ekim alanlarının daralması nedeniyle satışın 1 milyar dolara gerileyeceğini ve kent ekonomisinin 300-350 milyon dolarlık kaybının olacağını ileri sürdü. "Artık tarımdan katma değer elde etme şansımız yok" diyen Coşkuntuncel, tarımda yeniden bir yapılanmaya gidilmesi zorunluluğuna vurgu yaparak, somut adımlar atılmasını istedi.

İhtiyaç artıyor ekim azalıyor

Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Cumali Doğru: Bir yandan pamuk ekim alanları giderek daralıyor, öbür yandan da bu ürüne olan ihtiyaç artıyor. Dolayısıyla bu talebi ithal yolla karşılayan Türkiye, bugün 1 milyar 350 milyon dolarlık pamuk ithali yapmak durumunda kalıyor. Pamukta birime verim ve kalite açısından herhangi bir sıkıntımız yok.

Özellikle de Çukurova‘da dünya ölçeğinde rekabet üstünlüğümüz var. Ancak bizde maliyetler çok yüksek. Bu da haksız rekabet yaratıyor. Türk çiftçisi artan maliyetler nedeniyle rakipleriyle rekabet etmekte güçlük çekiyor. Dolayısıyla çiftçi bugün pamuktan para kazanamıyor. Onun için de hangi üründen para kazanıyorsa ona yöneliyor. Bugün sadece Çukurova‘da değil Ege ve GAP‘ta da pamuk ekim alanları küçülüyor.

Priminin aynı kalması mısırı teşvik edecek

Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube İkinci Başkanı Saim İnce: Pamuk üreticilerinin uzun zamandan bu yana beklediği 2007 destekleme primleri belirlendi ve gayri resmi verilere göre, 2006 ürünü için verilen 34.8 YKr‘lik prim 2007 ürünü için de uygulanacak. Pamuk priminde artış olmamasını üzüntüyle karşıladık. Pamuk üreticisinin teşvik edilmesini beklerken böyle bir sonuçla karşılaşmak gerçekten üzüntü verici. Bu sene için en azından 45-50 YKr‘lik bir prim ödemesi bekliyorduk. Bu tablo pamuk ekim alanlarını daha da daraltacaktır. Mısır ekim alanlarının genişlemesini teşvik edecektir.