CUMHURİYET GAZETESİ: ‘DÜNYADA GIDA FİYATLARI DÜŞERKEN TÜRKİYE’DE ARTIYOR’- 16 EKİM 2024
TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Gıda Mühendisleri Odası, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Yaşadığımız tarım ve gıda krizinden kurtulabilmek; rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen ‘Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları’nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür” ifadelerine yer verildi.
TMMOB’a bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Gıda Mühendisleri Odası, 16 Ekim Dünya Gıda Günü kapsamında ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada, 2023 yılı için ‘gıdaya ulaşmanın en zor yılı’ betimlemesi yapıldığı anımsatılarak, “Maalesef, 2024 yılı tüm dünyada ve ülkemizde 2023 yılını aratmaktadır. Bu gidişle ne yazık ki, 2025 yılının daha da zor geçeceği açıktır” denildi. Gıda ve temiz suya erişimin önemi vurgulanan açıklamada, son yıllarda söz konusu hakların insan hakkı olmaktan uzaklaştığına dikkat çekildi. Tarım ve gıdanın stratejik önemine işaret edilen açıklamada, “Covid-19 pandemisi gibi krizler, dünyaya tarımın ve gıdanın stratejik önemini bir kez daha ispatlamıştır. Tedarik kanallarında yaşanan aksamalar, ‘Kendi kendini besleyen ülke’ olmanın yaşamsal önemini gözler önüne sermiştir. Ülkemizde ise alanı tümüyle yerli ve yabancı sermayenin insafına bırakan, dışarıya bağımlılığı artıran yanlı ve yanlış politikalarda ısrar edilmesi, tarım ve gıdada yaşadığımız sorunları büyütmektedir” ifadeleri yer aldı.
‘DÜNYADA GIDA FİYATLARI DÜŞERKEN TÜRKİYE’DE ARTIYOR’
Türkiye’de yurttaşların yüzde 22’sinin yeterli gıdaya ulaşamadığı, yüzde 8,5’inin ise açlık sınırında yaşadığı vurgulanan açıklamada, “Dünyada gıda fiyatları düşüş gösterirken Türkiye’de artmaya devam etmektedir. Tarımsal temel girdiler ve ürünlerde dışarıya bağımlılık büyük sorundur. Her sıkışılan anda ithalata sarılmakla gıda enflasyonu düşmez, çözüm ülkemizdeki üreticiyi ve üretimi koruyan somut politikalarla sağlanabilir” denildi. Gıra üretiminin büyük oranda iklim koşullarına bağlı olduğuna işaret edilen açıklamada, iklim değişikliğinin insan eliyle ‘krize’ dönüştürüldüğü de belirtildi. Tarımsal üretimdeki sorunlara ilişkin ise, “Yıllardır yetersiz verilen desteklerin; bir de geç ödenmeler ile erimesi, ürün alım fiyatlarını maliyet altında açıklayarak; bitkisel ve hayvansal üretimde bulunan çiftçilerimizin sürekli zarar etmesi, üretmek için borçlanmak zorunda kalan çiftçilerimizin üretim alanlarına ve araçlarına ipotek üzerinden el konulması üretim boyutundaki sorunları artırmaktadır. Ülkemizde bu yıl yaşanan çiftçi eylemleri, umarız gerçek sorunların görülmesini sağlar” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, pazarlama ve tedarik zincirinde yer alan sorunlara da değinilerek “Uygulanan ekonomik program nedeniyle alım gücü düşen dar ve sabit gelirli yurttaşlarımız, raflar dolu olsa da yeterince gıdaya ulaşamamaktadır” denildi.
‘SORUN ÇOK BOYUTLUDUR’
Türkiye’de yurttaşların yüzde 22’sinin yeterli gıdaya ulaşamadığı, yüzde 8,5’inin ise açlık sınırında yaşadığı vurgulanan açıklamada, “Dünyada gıda fiyatları düşüş gösterirken Türkiye’de artmaya devam etmektedir. Tarımsal temel girdiler ve ürünlerde dışarıya bağımlılık büyük sorundur. Her sıkışılan anda ithalata sarılmakla gıda enflasyonu düşmez, çözüm ülkemizdeki üreticiyi ve üretimi koruyan somut politikalarla sağlanabilir” denildi. Gıra üretiminin büyük oranda iklim koşullarına bağlı olduğuna işaret edilen açıklamada, iklim değişikliğinin insan eliyle ‘krize’ dönüştürüldüğü de belirtildi. Tarımsal üretimdeki sorunlara ilişkin ise, “Yıllardır yetersiz verilen desteklerin; bir de geç ödenmeler ile erimesi, ürün alım fiyatlarını maliyet altında açıklayarak; bitkisel ve hayvansal üretimde bulunan çiftçilerimizin sürekli zarar etmesi, üretmek için borçlanmak zorunda kalan çiftçilerimizin üretim alanlarına ve araçlarına ipotek üzerinden el konulması üretim boyutundaki sorunları artırmaktadır. Ülkemizde bu yıl yaşanan çiftçi eylemleri, umarız gerçek sorunların görülmesini sağlar” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, pazarlama ve tedarik zincirinde yer alan sorunlara da değinilerek “Uygulanan ekonomik program nedeniyle alım gücü düşen dar ve sabit gelirli yurttaşlarımız, raflar dolu olsa da yeterince gıdaya ulaşamamaktadır” denildi.
‘SORUN ÇOK BOYUTLUDUR’
Açıklamada, son zamanlarda gündeme gelen gıdada taklit veya tağşiş olaylarına ilişkin ise şu ifadelere yer verildi: “Sorun çok boyutludur ve çözüm için gecikmeden atılması gereken adımlar vardır. Halkımızın gıda güvenliği için Bakanlığın yıllardır uyguladığı beyana dayalı üretim izni modelini bırakıp, tüm gıda işletmeleri için Bakanlık denetimi ve kontrolü sonucu onay verildikten sonra üretimin yapılabildiği sisteme geçilmelidir. Küçük işletmelerde de gıda güvenliği koşullarını sağlayacak şekilde çalışmalar yapılmalı, Çalıştırılması Zorunlu Personel (ÇZP) zorunluluğu buralarda da uygulanmaya başlanmalıdır. Yetersiz olan Bakanlık denetçi sayısı arttırılmalı, Tasarruf Genelgesi gerekçesine sığınmadan bir an önce bu konuda eğitim almış teknik personelin kamuya ataması yapılmalıdır.”
Tüm anlatılan sorunların çözümü ise, “Yaşadığımız tarım ve gıda krizinden kurtulabilmek; rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen ‘Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları’nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür” sözleriyle anlatıldı.
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.
Okunma Sayısı: 117