DANIŞTAY GDO`LU MISIR İTHALATINI DURDURDU! - AYDINLIK

MERKEZ
16.12.2013
 

GDO‘lu mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemi olarak kullanılmasının önünü açan ‘GDO ve Hükümlerine Dair Uygulama Talimatı‘nın yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu. GDO‘ya Hayır Platformu ürünlerin toplatılmasını istedi

GDO‘lu mısır için verilen ithalat izninin hukuka aykırı olduğuna hükmeden Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu‘nun yürütmeyi durdurma gerekçesinde, insan ve çevre sağlığının yanı sıra biyoçeşitlilik ve gıda güvenliğinin söz konusu olduğu durumlarda ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereği taraf devletlerin ihtiyatlı yaklaşması gerektiği vurgulandı.

GDO‘ya Hayır Platformu, Biyogüvenlik Kurulu‘nca izin verilen 16 adet transgenetik mısır ve 3 adet transgenetik soya çeşidinin hayvan yemi olarak ithalatı ve piyasaya sürümünün durdurulmasını talep ederek, "ithaline izin verilen tüm ürünler derhal toplatılsın. GDO‘lu ürünlerin etki ve izleme raporları kamuoyu ile paylaşılsın" çağrısında bulundu.

‘Bilimsel çalışmalar gözardı edildi‘

GDO‘ya Hayır Platformu bileşenleri, Danıştay kararında, transgenik mısırların incelenmesi için Biyogüvenlik Kurulu tarafından oluşturulan Risk Değerlendirme Komitesi ve Sosyo Ekonomik Değerlendirme Komitesi‘nin değerlendirme raporları hazırladığına işaret etti. Platform, "Bu raporlarda anılan transgenik ürünlerin gen aktarımı yönteminin ürettiği besin değeri, alerjik ve toksik etkileri ile çevreye olası gen geçişlerinden kaynaklanabilecek risklerinden açıkça bahsedildiğine dikkat çekilmiştir. Ülkemizde geleneksel mısır çeşitlerinin yetiştirildiği ve izin verilen transgenik mısır çeşitlerinin sakıncalarını gösteren bilimsel çalışmaların göz ardı edildiği belirtilmektedir" görüşünü aktardı.

‘Ülkemizden karşılansın‘

Türkiye‘de mısırın yüzde 75‘inin hayvancılık sektöründe yem olarak kullanıldığına işaret edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "Genetiği değiştirilmiş mısır çeşidinin taşıma, kullanma veya muhafazası sırasında çeşitli yollarla ülkemizde üretilen geleneksel mısır çeşidine bulaşma olasılığı da göz ardı edilmemelidir. Bu kapsamda sulanabilir arazilerimiz artırılmalı ve sağlanacak teşviklerle mısır ve soya üretimi ülkemizin ihtiyacını karşılayacak düzeye çıkarılmalıdır. Üreticinin üretim araçlarını belirleme ve toplumsallaştırabilme, toplumun gıdanın geleceğini bilme özgürlüğünün ortadan kaldırılmaması, ekolojik dengenin ve ekosistem işleyişinin bozulmaması, GDO‘nun kendisinin veya özelliklerinin istenmeyen şekilde çevreye yayılmaması, yerel çeşitlerin devamlılığının tehlikeye düşürülmemesi için bu gıdaların ve tarımsal ürünlerin insan ve çevre sağlığını tehdit etmediğini şirketler ispat etmedikçe, bu ürünlerin kullanılmasına izin verilmemelidir."

Yusuf Yavuz

Okunma Sayısı: 255