DEVLETİN TARIM POLİTİKASI BELLİ: YABANCI SERMAYEYE ÖZGÜRLÜK, HALKA AÇLIK - İŞÇİ KÖYLÜ
12 Ocak Cuma günü Ankara‘da ZMO (Ziraat Mühendisleri Odası) tarafından düzenlenen ‘Seçim Sürecinde Tarım Sektörü‘ başlıklı sempozyum, yabancısı olmadığımız ama rakamlarla ortaya konan pek çok gerçeğin son yıllarda ne boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Sempozyum her ne kadar son 4 yıllık süreci değerlendirmek üzere düzenlense de konuşmacılarıyla ve konularıyla Türkiye‘de egemenlerin son on yılda uyguladığı tarım politikalarını da ortaya koydu.
Açılış konuşmasını ve ZMO adına olan konuşmayı yapan ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın; Türkiye‘de küçük köylülüğün bitirilmesinin AB‘nin direkt bir talimatının olduğunu belirterek diğer yönden ise dışarıdan tarımsal ürünlerin alımının arttığını söyledi. Özelde AKP hükümeti döneminde tarıma ilişkin pek çok yasal düzenleme yapıldığını da sözlerine ekleyen Günaydın, bu yasaların ülkedeki sorunları çözmekten uzak olduğunu ifade etti.
Kendi eli ile sobe!
Sempozyuma katılan CHP Milletvekili Prof. Dr. Oğuz Oyan da tarımda tam anlamıyla bir tasfiye sürecinin yaşandığını belirtti. Oyan; toplu istihdam oranının istatistikî verilere göre tarımda % 30 olarak belirlendiğini ancak gerçekte ise bu rakamın % 10‘a tekabül ettiğini söyledi. AKP‘nin 2004 yılında IMF politikalarını uygulamayacağını taahhüt ederek hükümete geldiğini belirten Oyan; halkın kandırıldığını ve IMF politikalarının halen uygulandığını, bugün yaşanan bu sorunların bu yüzden olduğunu söyledi.
Tüm konuşmalar içinde ise Cargill örneğinin geçmesi aslında mevcut olan hükümetlerden neler beklenebileceğinin de bir göstergesidir. 1997‘de yapımı başlatılan, Bursa‘da 2. İdare Mahkemesi ve Danıştay‘ın 6. Dairesi‘nin defalarca yürütmeyi durdurma kararı verdiği Cargill‘in gene aynı partilerin içinde bulunduğu meclis tarafından "af" yasalarıyla yaşatıldığı düşünüldüğünde ise gerçekte tarımdaki tasfiyeye hayır diyenlerin bu konuda en derin emeği sarfeden köylülerin ve devrimci, demokrat kişilerin olduğu gözler önüne seriliyor.
Hemen ardından söz alan ve Cargill kurulduğundan beri demokratik ve hukuksal mücadele içersinde yer alan Avukat İsmail İşyapan da bu konuya vurgu yapan mevcut hükümetlerin hepsinin Cargill gibi yabancı sermayeye ait şirketlere kıyak geçtiğini ancak halkın üretimini kısıtlayarak köylüyü açlığa mahkum ettiğini söyledi. 1998‘de 1. derece SİT alanına kurulduğundan ötürü Cargill hakkında yürütmeyi durdurma talepli mahkeme açtıklarını belirten İşyapan, buna rağmen İznik Gölü‘nün yanındaki bu işletmenin atıklarını göle verdiğini, her yürütmeyi durdurma kararında hükümette bulunan parti temsilcilerinin duruma müdahale ettiğini söyledi. (H. Merkezi)