''DÜNYA SÜT GÜNÜ'' BASIN AÇIKLAMASI
21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle, Denizli Kimya ve Gıda Müh. Odaları ile birlikte basın açıklaması yapıldı.
21 Mayıs Dünya Süt Günü nedeniyle, 20 Mayıs 2010 tarihinde, Denizli Kimya ve Gıda Müh.Odaları ile birlikte basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklaması metni aşağıdadır.
BASIN DUYURUSU
21 MAYIS DÜNYA SÜT GÜNÜ
Bugün, ABD ve AB yurttaşlarının süt günü olabilir.Zira onların; hayvancılık ve dolayısıyla süt sektörünün ve neticede beslenmeye dair sorunlarını çözmüşler,ellerinde stoklar oluşmuştur.
Artık üstelik yeni bir rant alanı olarak mevcut fazlalılıklarını bizim gibi ülkelere pazarlamaya çalışmaktadırlar.Bu anlamda da kendi çıkarlarına uygun politikaları bize dayatmaktalar ve de maalesef bir bir de uygulamaya konulmaktadırlar.
Gelinen bugünkü noktada,ülkemiz hayvancılığının ve mevcut beslenme sorunlarımızın temel nedenini bu politikalarda aramak gerekmektedir.İzlenegelen ve tam bir işbirlikçi anlayışla uygulanan söz konusu politikalar sonucu,ülkemiz hergeçen gün bunların açık pazarı haline dönüşmekte,insanımıza iş veren sağlayan başta tarım,hayvancılık ve gıda sektörlerimiz hızla yıkıma sürüklenmekte,kendi kendimize bu sektörlerde yeterliliğimizi kaybetmekte,gıda güvenliğimizi ve güvencemizi hızla yitirmekteyiz.Üstelik söz konusu sektörlerde tam bağımlılık ve yabancılaşma yaşanmaktadır.Oynanan bu oyunda kazanan ABD ve AB üretenleri,kaybedenlerde hep bizim gibi ülkelerin üreticileri ve dolayısıyla tüketicilerimiz olmaktadır.Yine sözkonusu sektörlerde hızla yabancı ve yerli tekellerin egemenliği artmakta;küçük üretici ve işletmelerimiz tasfiye olmakta,halkımızın ucuz gıdaya ulaşmasında sorunlar artık yaşanır hale gelmiştir.
Olaya bu açıdan bakıldığında,bugün bizim gibi ülkeler için bir hesap sorma ve doğru sorgulama günü olmalıdır.
Zira izlene gelen politikaların ülkemizi getirdiği nokta tüm çıplaklığı ile ortadadır.Eğer aynı politikaları uygulamaktan vazgecmez ve sözkonusu sektörlerde mevcut potansiyelimizi ülkemiz ve insanımız adına doğru harekete geçiremezsek,varacağımız nokta tam bir dışa bağımlılık,ciddi beslenme sorunlarının yanında kaynaklarımızın dışa aktarılması ve yabancılaşması olacaktır.
Evet bugün bu alanda izlenen politikalar,sorunlarımızı çözmek bir yana daha da derinleştirmekte,hızla uluslar arası ve yerli tekellerin egemenliğine hizmet etmektedir.
Aslında sektörlerimizin sorunları tüm çıplaklığı ile ortada.İstenirse çözümleri de belli.Bu da her türlü bağımlılık ilişkilerimizi red eden,ülkemiz kaynaklarını,ülkemiz koşullarına uygun ,doğru bir planlama ve uygun destek politikaları ile harekete geçiren,insanımızı doyuran ve geleceğini garanti eden,üretim ve istihdam odaklı harekete geçiren ulusal politikaların acilen devreye sokulması ile mümkündür.
Unutulmamalıdır ki tarım,gıda ve hayvancılık sektörleri artık tüm dünyada en stratejik sektöler haline gelmiş olup,küresel şirketlerinde daha fazla rant ve kar alanlarına hızla dönüşmektedirler.
Bu açıdan bakıldığında da süt ve süt ürünleri alt sektöründe mevcut altyapı sorunlarının çözümüne yönelik,mevcut potansiyelimizi harekete geçiren,önce kendi kendimize yeterliliğimizi hedefleyen,sektörü tüm boyutları ile sürdürebilirlik temelinde,ülkemiz insanı için en uygun politikalar devreye sokulmalı,yeterli kaynaklar ayrılarak üreticilerimiz desteklenmelidir.
Bir yandan da daha ucuz olduğu için yurt dışından ithal edilen süt tozu ile buzağı maması adı altında ithal edilen süt tozu olsun,bir taraftan hızla artan yem ve girdi fiyatları,pal yağının her geçen gün üretimde kullanılmaya başlaması,üreticilerimizin örgütsüz oluşları ve süt fiyatlarının belirlenmesinde hiçbir etkilerinin bulunmaması,var olan desteklerin yetersizliği yanında mevcut desteklerden de küçük işletme ve desteklerden yararlanamaması,sektörde tekelleşme ve yabancılaşma,geniş halk kesimlerinin her geçen gün yoksullaşmaları yanında süt ürünlerinde artan satış fiyatları,sektörde mevcut olan yüksek kayıt dışılık oranı,bilgi ve teknoloji eksikliği,AB‘ne uyum süreçlerinde ileride yaşanılacak olası risk ve tehlikeler,en uygun fiyat ile üreticiden tüketiciye ulaşan pazarlama sorunları,küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini adeta yok kabul edilerek desteklenmemesi ve bu alanda hızla düşen hayvan sayımız amaca uygun bir mera kanununun henüz çıkarılamamış olması,bir türlü yerli sığır ırklarımızın ülke genelinde etkin ve yaygın olarak suni tohumlama yoluyla ıslah edilmemiş olmaları ve bu konuda tam bir dışa bağımlılık ve bu bağımlılık ilişkilerinin bazı kesimlere rant aktarmasına dayalı üretim politikalarının yarattığı dalgalanmalar ve benzeri bir çok sorun süt sektörümüzü hızla belirsizliğe itmekte ve geleceğimizi hızla tehlikeye atmaktadır.
Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi, izlenen politikalar bu sorunların çözümü yerine üretim güçlerinin uluslar arası ve yerli tekellere sektörü teslim etmektedir.
Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu‘nun özelleştirilmesi ve birlikte piyasada çiğ süt fiyatını düzenleyen kurumun ortadan kaldırılması, piyasanın üretici ve kooperatifler dışında özel sektörün insiyatifine ve insafına bırakılması en büyük olumsuzluk nedenlerinden biri olmuştur.
Sonuç olarak, insan beslenmesinde ve gelişiminde çok önemli olan Süt Sektöründe üretimin sürdürülebilirliği ve rekabet gücünün artırılması için süt ve süt ürünlerine dönük destekleme politikaları yeniden gözden geçirilerek iyileştirilmelidir. AB uyum ve üyelik sürecinde kota tahsisi, AB gıda güvenliği ve hijyen standartları,kayıt tutma örgütlenme vb. konularda üreticilerin ve tüketicilerin eğitimi ve bilinçlendirilmesi,özellikle küçük çiftçi ve üretici birliklerinin,kooperatiflerinin desteklenmesi ve teşvik edilmesi,kayıt dışılığın önüne geçilmesi süt sektöründe istikrarın sağlanmasının yanı sıra halk sağlığı için bir zorunluluktur.
Denizli Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur!
İbrahim GÜR Ömer DUYSAL Esin AYSAN
ZMO Denizli Şb. Bşk. KMO Denizli Bölge Tms. GMO Denizli Tms.