"DÜNYA TARIMI YENİDEN KEŞFEDİYOR" - HAKİMİYET TARIM FUARI EKİ
ZMO Konya Şube Başkanımız Celil ÇALIŞ, 13. Uluslararası Tarım, Tarımsal Mekanizasyon ve Tarla Teknolojileri Fuarına özel Hakimiyet Gazetesinin çıkardığı Tarım Fuarı ekine ülkemiz tarımı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Küresel ısınmanın yaşandığı, artan sanayileşmenin doğal dengede olumsuz etkilerinin hissedildiği, dünya nüfusunun giderek arttığı ve ekonomik önceliklerin değişmeye başladığı aşikardır. Bütün bu durumlar göz önüne alındığında gelecekte bugün olduğundan daha fazla olarak dünyanın en stratejik konusu "Tarım" olacaktır. Tüm dünyanın önemini daha iyi kavradığı bugünlerde tarımın değişen ekonomik koşullara uyum sağlayabilmesi için teknoloji ve eğitimle daha iç içe olması bir zorunluluktur.
Dünya tarımı yeniden keşfederken toprak elden kayıyor.
Dünyada gıdanın bugün ve gelecek için ne kadar önemli bir silah olduğunu gösteren örnekler artıyor. Ülkeler artık tarım topraklarına daha fazla önem veriyor, korumak için daha radikal çözümler arıyor. Türkiye‘ de ise tersine bir süreç söz konusu. Son yıllarda dünyada tarım adeta yeniden keşfediliyor. Bir yanda açlık, beslenme yetersizlikleri ve gıda güvencesinde gelecek kaygısı, diğer yanda israfın yaşandığı bir dönemde tarım yeniden gündeme geliyor. Dünyada giderek artan sağlıklı ve dengeli beslenme kaygısı geçmişe yeniden dönüş arayışını da beraberinde getiriyor. Ülkeler telaş içinde. Gıda güvencesi ve gıda güvenliği alarm veriyor. İnsanlığın ve tüm canlıların geleceği, gıda üretimi ve gıda güvencesi için tarım toprakları önemli bir doğal kaynaktır. Toprağına sahip çıkan, onu koruyan ülkeler gelecek yüzyıllarda daha güvenli bir ortamda geçeceklerdir.
Kaliteli, verimi yüksek, sağlıklı ve karlı bir üretim için tarladan sofraya kadar üretimin her alanında üretici doğru bilgi ve yönlendirmelere ihtiyaç duymaktadır. Sosyal devlet özelliği ile insanların doğduğu yerde doyurulması adına gerekli yatırımlar yeterince yapılmalıdır.
Ülkemizde tarımın ihmali dışa bağımlılıktır.
Gıda güvenliğinin ön planda tutulduğu, üreticinin kültürünü bildiği tarımsal üretimi yaparak birim alandan daha fazla üretimi yaparak, ithalat ihracat dengesi sağlandığı bir tarımsal üretim için; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı son yıllarda dillendirdiği ancak bir türlü adım atamadığı havza bazlı ürün destekleme modelini biran önce hayata geçirmelidir. Bunun yanında ürün gruplarına göre üretici birliklerinin kurulmasını sağlamalıdır. Çiftçiler yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazananın aracılar olduğu maalesef ülkemizin bir gerçeğidir. Bu durum, çiftçinin ekonomik teşkilat yapısını güçlendirilmeden çözülemez. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri ve kooperatifler tarımda fiyat istikrarını sağlıyor, üreticiyi koruyor, planlı üretim sonucu pazarlama sıkıntısını en aza indiriyor. Böylece çiftçide kazanıyor, tüketicide uygun fiyatla ürün alabiliyor, sonucunda tarımsal üretimi gerçekleştiren üreticiler farklı arayış içerisinde olmadan kültüründe olan ürünlerden daha fazla verim almanın yollarını arayacaktır. Hem üreticinin hem de tüketicinin zarar görmemesi için acilen üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın daraltılması gerekmektedir.
Tarım ülkesi olduğumuzu kabul ederek ekonomik kalkınma hamlemizi tarımdan başlatmalıyız. Bu kapsamda çiftçiliğin meslek haline getirilmesi konusunda üretici birliklerinin oluşturulması için yol gösterici ve destekleyici yönetmelik ve kanunları hayata geçirmeliyiz. Çiftçiliğin meslek haline getirilmesi gerekmektedir.
Ülkemiz bir tarım ülkesidir. Ekonomik kalkınma hamlemiz tarımla gerçekleşecektir inancıyla, tarımın ülkemizde Anayasal güvence altına alınması gerektiği inancındayız.