DÜNYADAKİ AÇLIĞIN NEDENİ NEDİR?-KARASABAN

İSTANBUL
02.07.2009

http://www.karasaban.net/dunyadaki-acligin-nedeni-nedir/

 

Açlığı önleme çabaları

 

Tarımsal üretimde üst üste yaşanan kayıplar sonucu Dünya Gıda Konferansı ilk kez 1974 yılında Roma'da yapıldı. Konferansın amacı açlığın ve yetersiz beslenmenin önüne geçmekti (FAO, The State of Food and Agriculture, Rome, 2000 http://www.fao.org/docrep/x4400e/x4400e00.HTM). Aradan tam 35 yıl geçti. Açların sayısı azalmak yerine çoğaldı.

 

Aç insan sayısı (milyon kişi)

2006

2007

2008

2009

850

923

963

1.020

Kaynak: FAO

 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 19 Haziran 2009 tarihli açıklamasına göre (http://www.fao.org/news/story/en/item/20568/icode/) dünyadaki aç insan sayısı 1 milyar 20 milyon kişiye ulaşmış durumda, yani her altı kişiden biri yatağına aç giriyor.

 

Ana gıdamız buğday üretimi yetersiz

 

Nüfusu 7 milyara yaklaşmış dünyamızın ana besin kaynağı buğday. Ülkemizde de insanlarımız enerji ihtiyacının %40'ını sadece ekmekten karşılarken, fakir semtlerde bu oran %60-70'lere kadar yükselmektedir ("Ekmeğime Dokunma", Ziraat ve Gıda Mühendisleri Odaları İstanbul Şubeleri ile TÜKODER ortak basın açıklaması, 14 Ağustos 2007, http://www.karasaban.net/ekmegime-dokunma/?month=58).

 

Türkiye son yıllarda buğday üretiminde kendine yeterliliği sağlayamamaktadır. Ancak bunun en önemli nedeni meteorolojik olumsuzluklar değil, uygulanan tarım politikaları nedeniyle son 15 yılda buğday ekim alanlarının 1,5 milyon hektar azalmasıdır.

 

Buğday ekim alanı (milyon hektar)

1993

2000

2005

2006

2007

9,8

9,4

9,3

8,5

8,1

Kaynak: TÜİK

 

Türkiye'nin buğday ihtiyacı 18-19 milyon ton arasında olmakla birlikte 2007 yılında 17,2 milyon ton, 2008 yılında ise 17,8 milyon ton üretebildik (TÜİK).

 

Dünyanın ana gıdası da buğday

 

Nüfusun büyük bölümü yerkürenin kuzeyinde yaşıyor. Buradaki insanların ana gıdası da tıpkı ülkemizde olduğu gibi buğday. Küresel ölçekte kuraklık ve sellerin yaşandığı dönemde buğday üretiminin ve stoklarının da dalgalanma yaşadığını görüyoruz. Ancak bu dalgalanmalar ile aç insan sayısı arasında bir paralellik bulunmuyor. Örneğin stoklarda yaklaşık 127 milyon ton buğday bulunduğu dönemde aç insan sayısı 850 milyon kişi. 2007 yılında stoklar 120 milyon tona gerilemiş, doğal olarak aç insan sayısı 923 milyon kişiye çıkmış. Ancak 2008 yılında stoklar 168 milyon tona yükselmiş, bakıyoruz aç sayısı yine 963 milyon kişiye yükselmiş. İçinde bulunduğumuz yılda ise stoklar 183 milyon tona yükselmesine karşın aç insan sayısı 1 milyarı aşmış durumda.

 

Buğday (1.000 ton)

 

2005/2006

2006/2007

2007/2008

2008/2009

2009/2010

Üretim

619.563

595.620

609.697

682.184

656.062

Tüketim

622.560

615.303

616.713

633.752

641.809

Stok

146.664

126.981

119.965

168.397

182.650

Kaynak: USDA Foreign Agricultural Service

 

Güney yarı küre pirinç tüketiyor

 

Zengin kuzey buğdayla beslenirken, nispeten daha fakir halklardan oluşan güney ağırlıklı olarak pirinçle besleniyor. Pirinç stokları da artmasına karşın, dünyada aç insanların sayısı yine artıyor.

 

Pirinç (1.000 ton)

 

2005/2006

2006/2007

2007/2008

2008/2009

2009/2010

Üretim

418.421

420.670

433.749

443.897

448.512

Tüketim

415.819

421.557

428.216

434.624

443.430

Stok

75.992

75.105

80.638

89.911

94.993

Kaynak: USDA Foreign Agricultural Service

 

Açlığın nedeni yetersiz üretim değil

 

Yerkürenin kuzey ve güneyinde yaşayan insanların temel besin kaynağı buğday ve pirinç stokları artmasına karşın açların sayısı da aynı şekilde artıyor.

 

Türkiye'nin yıllık buğday tüketimi (gıda, tohumluk, yemlik ve kayıplar dahil) 18-19 milyon ton arasında değişiyor. Dünyanın stoklarındaki buğday, hiç buğday üretmese Türkiye gibi 10 ülkeyi besleyebilecek kadar.

 

Olaya pirinç açısından bakarsak, yine ülkemizin yıllık pirinç tüketimi 580 bin ton civarındadır (TÜİK). Dünya stoklarında, hiç pirinç üretmese Türkiye gibi yaklaşık 165 ülkeyi besleyebilecek pirinç bulunuyor.

 

Bu rakamların bize gösterdiği, dünyadaki açlığın nedeni tarımsal üretim yetersizliği değil, üretilenin adil paylaşılamaması, yani finansal ve politik nedenlerdir. Ne zaman paylaşmayı öğrenirsek açlık sorunu da o zaman çözülecektir. Ancak tohum, tarımsal üretim, tarım ürünleri ticareti, gübre ve tarım ilacı üretimi şirketlerin egemenliğinde bulunduğu sürece böyle bir amaca erişmek mümkün değil.

 

Şirketler açlığın nedenini tarımsal üretim yetersizliğine bağlayıp, yeni bir sömürü düzeni GDO'ları yeryüzüne yaymak istemektedir. Gerçeği yansıtmayan böyle bir amaca hep birlikte karşı duralım!

 

Ahmet ATALIK-TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 1464