DÜZCE'DE 122 HEKTARLIK ALANIN TARIM DIŞI AMAÇLA KULLANILMASI KARARINA KARŞI DAVA AÇTIK

MERKEZ
27.06.2008
 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI İSTEMLİDİR.

  

ANKARA  NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE

 

DAVACI                    : TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

VEKİLİ                      : Av.Zühal DÖNMEZ

DAVALI                    : T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı-ANKARA

KONU                        :Düzce İli Merkez İlçesi Beyköy Belediyesi, Çalıcuma Köyü ve Hacıahmetler köyü sınırları içerisindeki 122 hektarlık alanın Tarım Dışı Amaçla Kullanılmasının Uygun Bulunması işleminin öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline karar verilmesi talebidir.

OLAYLAR                : Düzce Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığının, genişleme alanı olarak bazı parsellerin tarım dışı kullanımını talep etmesi üzerine, Düzce Valiliği İl Tarım Müdürlüğü, OSB tarafından istenen parsellerde kayıtlı alanların yer altı su kaynakları ile herhangi bir sulama ve zirai devolopman projesi kapsamında kalıp kalmadığı İl Özel İdare Müdürlüğü ile D.S.İ Şube Müdürlüğünden sormuştur (Ek1-2). Düzce İl Özel İdaresince, talep edilen alanın yer altı suyu bakımından zengin ve içme suyuna elverişli olduğu bildirilmiştir (Ek-3). DSİ tarafından da 18.12.2006 tarih  27827 sayılı yazı ile bu alanda su kanalları bulunduğu gerekçeleri ile Organize Sanayi Bölgesi genişleme alanı olarak kullanılmasının uygun görülmediği bildirilmiştir (Ek-4). Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı da Düzce Valiliğine 19.10.2006 tarih 11353 sayılı yazıyı göndermiş ve bu aşamada sözkonusu yerlerin OSB ilave alanı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, DSİ ve Tarım İl Müdürlüğünün olumlu görüşünün gönderilmesi gerektiği belirtilmiş (Ek-5), ancak Düzce Valisi tarafından Sanayi Ve Ticaret Bakanlığı‘na gönderilen 18.09.2006 tarihli yazıda genişleme kararının Valilikce de uygun görüldüğü bildirilmiştir (Ek-6).

            2007 yılına gelindiğinde ilgili kurumların olumsuz görüşlerine rağmen Valilik ısrarla bu işi yapmak istemiş ve Düzce Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığı tarafından Tarım İl Müdürlüğüne gönderilen 18.06.2007 tarih 401 sayılı yazı ile sanayi parsellerinin üretilmesinde kamu yararı bulunduğu belirtilmiştir (Ek-7). Aynı tarih ve 400 sayılı yazı ile Toprak Koruma Kurulunun karar vermesi gerektiği bildirilmiştir (Ek-8). Düzce Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü de 14.12.2006, 08.01.2007 tarihlerinde Tarım İl Müdürlüğüne yazılar göndermiş ve sanayi parsellerinin üretilmesinde ‘Kamu Yararı Vardır‘ denilmiştir (Ek-9,10). Görüldüğü gibi Tarım İl Müdürlüğü sıkıştırılmakta, zorlanmaktadır. Düzenlenen tarımsal Etüd raporunda sanayi bölgesi yapılmak istenen toprakların Dikili tarım arazisi ve mutlak tarım arazisi ve sulu tarım arazisi  olduğu, tarım dışı kullanımda tarımsal üretimi olumsuz etkileyeceği belirtilmiştir (Ek-11)

            Bu arada 12.07.2007 tarihli Toprak Koruma Kurulu kararı ile de genişleme alanının tarım dışı kullanılması 2 üyenin olumsuz görüşü ile uygun görülmüştür (Ek-12). Ancak Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı 16.08.2007 tarihinde, Düzce Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkül Başkanlığının Kamu Yararı Kararını alma yetkisinin olmadığı ve 5403 Sayılı TKAKK‘nun 13.maddesi gereğince sözkonusu tarım arazisinin tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun görülmediğini  Düzce Valiliğine bildirmiş (Ek-13), Düzce İl Tarım Müdürlüğü de OSB Yönetim Kurulu Başkanlığına durumu iletmiştir (Ek-14) tir. Ancak Düzce Valisi bir komisyon toplayarak yeni bir Kamu Yararının bulunduğu görüşünü almış ve İl Tarım müdürlüğüne bunu bildirmiştir (Ek-15,16). Müdürlük de hiç bekletmeden Bakanlığa konunun yeniden değerlendirilmesi yazısını göndermiştir (Ek-17). Bu kez ne olduysa Bakanlık 01.10.2007 tarihinde Düzce Valiliğine tarım dışı amaçla kullanılması uygun görüldü yazısını göndermiştir (Ek-18). Bu arada Düzce Valiliği tarafından bazı arazi sahiplerine toprak yapısını bozdukları gerekçesi ile para cezası kesilmiştir (Ek-19). Arazisinde tarım yapan kişilerin yaptıkları tarımsal amaçlı yapıların toprağa zarar verdiğini düşünen  Valilik, nedense asıl büyük zararı verecek olan OSB için ne gerekiyor ise yapmıştır.                        

İPTAL NEDENLERİ           : 1) Müvekkil Oda, kaynağını Anayasadan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, üyelerinin tüm toplumsal, ekonomik ve mesleki sorunları ile doğrudan ilgilenmekle yükümlüdür. Ayrıca ülkemizin tarımsal kaynaklarının, topraklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlüdür.

7472 Sayılı Ziraat Yüksek Mühendisliği Hakkında Kanun, Ziraat Yüksek Mühendislerinin toprak muhafazasına ilişkin hizmet ve faaliyetlerde bulunmaya yetkili olduklarını düzenlemiştir. Ziraat Mühendislerinin Görev Ve Yetkilerine İlişkin Tüzükte, toprak ve su muhafazasının toprak bilimi alanında öğrenim görmüş ziraat mühendisleri tarafından yapılacağı, hükmü yer almaktadır. 06.04.2005 Tarih, 25778 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinin 6.maddesine göre de; Ülke tarımı ve tarımsal üretim kaynaklarının korunması, geliştirilmesi, işletilmesi ve verimli kılınması, kırsal nüfusun toplumsal ve ekonomik kalkınmasının sağlanması, kırsal ve tarımsal gelişime yönelik strateji, politika, program ve proje oluşturulması çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla her türlü girişim ve etkinlikte bulunmak, Odanın amaç ve görevleri arasında  sayılmıştır. Bu bağlamda müvekkil ODA tarım topraklarının kaybına neden olacak her türlü düzenlemenin karşısındadır.

            2) a. İptale konu işlemler ile söz konusu arazinin tarım dışı kullanıma açılması Anayasaya aykırıdır.

Anayasal hükümler : T.C. Anayasası Devlete, 44. maddesi ile "toprağın verimli olarak işletilmesini korumak ve geliştirmek...", 45. maddesi ile de "tarım arazileri ile çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını ve tahribini önlemek..." görevlerini yüklemiştir. Anayasamızın 45. maddesinin gerekçesinde; "Madde, Devlete tarım arazilerinin ve çayırlarla meraların amaç dışı kullanılmasını önleme görevi vermektedir. Bu ifade ile amaçlanan tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme sebebiyle yok edilmesinin önlenmesidir. Devlet, bu amaçla yasal düzenlemeler yapmalıdır" ifadesi yer almaktadır.

Anayasamızın 166. maddesi, "Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve değerlendirilmesini yaparak verimli şeklide kullanılmasını planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir" hükmünü amirdir.

Yine Anayasamızın 56. maddesine göre; "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir".

Tüm bu maddelerle birlikte Anayasanın mülkiyet hakkının kullanımını düzenleyen 35. maddesi, herkesin mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğunu belirttikten sonra, "mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" demektedir. Bu sınırlama, her türlü mülkiyet için, dolayısıyla toprak mülkiyeti için de geçerlidir.

            İptalini talep ettiğimiz, dava konusu taşınmazların tarım arazisi olmaktan çıkarılması, yapılaşmaya açılmasına ilişkin işlemlerin Anayasaya aykırı olduğu açıktır.

            b. 1.Sınıf Tarım Toprağı olan  dava konusu taşınmazların imara açılması, tarım arazisi olmaktan çıkarılması 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa aykırıdır. Toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyerek korunmasını, geliştirilmesini amaçlayan Kanunun 3.maddesinin (d) fıkrasında, Tarım arazisinin tanımı yapılmıştır. Buna göre;  Toprak, topografya ve iklimsel özellikleri tarımsal üretim için uygun olup, hâlihazırda tarımsal üretim yapılan veya yapılmaya uygun olan veya imar, ihya, ıslah edilerek tarımsal üretim yapılmaya uygun hale dönüştürülebilen araziler tarım arazisidir.

Kanunun 4.maddesinde de, Devletin hüküm ve tasarrufu altında ve Hazinenin özel mülkiyetinde olan araziler ile kamu kurumlarına, gerçek ve tüzel kişilere ait olan arazilerin mülkiyet hakkı kullanılırken toprağın; bitkisel üretim fonksiyonu, endüstriyel, sosyo-ekonomik ve ekolojik işlevlerinin tamamen, kısmen veya geçici olarak engellenmemesi amacıyla araziyi kullananlar, bu Kanunun öngördüğü tedbirleri almakla yükümlüdür, denilmektedir. Görüldüğü gibi davalı idare, Mutlak tarım arazisini OSB genişleme alanı yaparak Kanunun kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemiştir.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını düzenleyen 5403 Sayılı Kanunun 13.maddesinde, mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazilerinin tarımsal üretim amacı dışında kullanılamayacağı belirtilmiştir. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar için bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir. Dava konusu işlemle ilgili olarak alınan Toprak Koruma Kurulu kararında yalnızca gelişmeler, kurumların görüşleri anlatılarak sonunda uygunluk kararı verilmiştir. Yani Kanunun aradığı koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği, alternatif alan olup olmadığı araştırılmadan, incelenmeden karar verilmiştir.  Üstelik Kanunun aradığı şekilde bir Kamu yararı Kararı da bulunmamaktadır. Bakanlık tarafından alınmış bir kamu yararı kararı yoktur.

2) Düzce Ovası adından da belli olduğu gibi düz bir ova olup, Türkiye‘nin %3 ünde görülebilen en nitelikli tarım topraklarına sahiptir. Dava konusu tarım dışı kullanılacak alanlar da bu niteliktedir. Bu alanların büyük çoğunluğu dikili tarım arazisi olup fındık bahçeleri çoğunluktadır. Fındık bitkisi yöreye uyum sağlamış bölgenin en iyi tarımsal üretimini oluşturan, dünya üretiminde söz sahibi olunan bir üründür. Fındık üretiminden geri kalan kısımda silajlık ve dane mısır, buğday,şekerpancarı, kabak, tütün, lahana ve fasülye başta olmak üzere tüm sebzelerin ve bir çok meyvenin üretimi yapılmaktadır. Ayrıca bu ürünlerin üretiminde elde edilen verim, kaliteli toprak yapısı ve iklim özelliklerinden dolayı Türkiye ortalamasının çok üstündedir.

            3) İptale konu karar ile birlikte sözkonusu mutlak tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması sonucu telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı muhakkaktır, bu nedenle acilen Yürütmenin Durdurulmasına karar verilmesini talep etmekteyiz.

HUKUKİ NEDENLER          : Anayasa, İYUK, 7472 Sayılı Kanun, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 3194 sayılı İmar Kanunu, Ziraat Mühendislerinin Görev   ve Yetkilerine İlişkin Tüzük, Yönetmelikler, İlgili tüm  mevzuat.

DELİLLER                             : Ekler

SONUÇ VE SİSTEM             :Yukarıda açıklanan nedenlerle; Düzce İli Merkez İlçesi Beyköy Belediyesi, Çalıcuma Köyü ve Hacıahmetler köyü sınırları içerisindeki 122 hektarlık alanın Tarım Dışı Amaçla Kullanılmasının Uygun Bulunmasına ilişkin 01.10.2007 tarih 15658 sayılı davalı Bakanlık işleminin öncelik ve ivedilikle Yürütülmesinin Durdurulmasına ve İptaline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine  karar verilmesini saygı ile arz ve talep ederim.

 

Av.Zühal DÖNMEZ

Davacı Vekili

EKİ: Vekaletname

1-07.11.2006 t.li yazı

2-07.11.2006 t.li yazı

3-14.11.2006 t.li yazı

4-18.12.2006 t.li yazı

5-26.10.2006 t.li yazı

6-18.09.2006 t.li yazı

7-18.06.2006 t.li yazı

8-18.06.2006 t.li yazı

9-14.12.2006 t.li yazı

10-08.01.2007 t.li yazı

11-29.06.2007 t.li rapor

12-12.07.2007 t.li TKK kararı

13-16.08.2007 t.li yazı

14-27.08.2007 t.li yazı

15-21.09.2007 t.li yazı

16-25.09.2007 t.li yazı

17-25.09.2007 t.li yazı

18-01.10.2007 t.li Bakanlık Uygun Görüşü

19-Para cezaları

Okunma Sayısı: 1226