29 Ocak 2021 tarihli Resmi Gazete‘de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Amasya, Bolu ve Trabzon’da bulunan 15 yaylanın statüsü kaldırıldı. Kararnameye tepki gösteren Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Coşkun Özbucak, yaylalara yönelik bu kararın maden, enerji şirketleri yanında turizm şirketlerine yeni alan açma anlamına geldiğini ifade etti. CHP’nin Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, yaptığı açıklamada yaylaların imara açılacağı uyarısında bulundu. TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi aynı zamanda Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise “Hem hayvancılık hem de yayla kültürü yok olacak” dedi.
ÜÇ İLDE 15 YAYLANIN STATÜSÜ KALDIRILDI
Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnamede daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla yayla alanı olarak belirlenen alanların statülerinin kaldırıldı. Yayla statüsünden çıkarılan alanlar şunlar: Amasya: Ahmetoğlu, Keşbeli,Çukurtuzla, Melikli, Çukuryayla, Alanbaşı, Kadı Çayırı, Kulam, Peynirçayı, Düvenci, Fındıkpınar Bolu: Göllü Ören, Yaylabeli, Trabzon: Hıdırnebi-1, Hıdırnebi-2
YANDAŞ MÜTEAHİTLERİN CEBİ DOLACAK
Cumhurbaşkanı kararını eleştiren CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç bu durumu “AKP zihnimizle dalga geçiyor. Ormanı yayla yaptı, yaylayı beton etti, şimdi tekrar ormana çevirdi. İşte Erdoğan’ın çevreciliği bu” diye değerlendirdi.
2013 yılında bu alanlar orman iken yayla statüsü getirildiğini aktaran Öztunç, “şimdi de yayla statüsü kararını kaldırdıkları için, bu alanlar tekrar orman statüsüne alınmış oldu. Bu arada, imar barışı nedeniyle yaylalar yayla olmaktan da çıkarıldı. AKP bir sonraki hamlesinde, buralarda kentsel dönüşüme giderek, yaylaları TOKİ eliyle talan edecek. İmar barışı kapsamında yurttaşlardan toplanan yapı kayıt belgesi ücretleri bu kentsel dönüşümün masrafı olarak, yandaş müteahhitlerin cebine doldurulacak” dedi.
YAYLALAR ŞİRKETLERİN KULLANIM ALANI OLAMAZ
Kararnameye bir eleştiri de Ekoloji Birliği’nden geldi. Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Coşkun Özbucak, kararname ile yaylaların imara açılmasının yolunun açıldığını dile getirerek bu durumun ekolojik dengeyi tehdit ettiğini belirtti. Maden, enerji işletmeleri nedeniyle ormanların, derelerin zarar gördüğünü kaydeden Özbucak, özellikle “Yeşil Yol” projesi ile yaylaların tahrip edildiğini, maden ve enerji şirketleri için yapılan çalışmaların doğal dengeye zarar verdiğini dile getirdi. Yaylalarla ilgili alınan bu kararın maden, enerji şirketleri yanında turizm şirketlerine yeni alan açma anlamına geldiğini ifade eden Özbucak şunları söyledi;
“Betonlaşma nedeniyle yaylalar bozulurken iklim değişikliğinin hızlanmasına da neden olmaktadır. Dereler, ormanlar, tarım arazilerinden sonra doğallığını koruyan yer olarak yaylalar kalmıştı, bu kararnameyle yaylalar da imara açılarak yok edilmeye başlanacaktır. Ekolojik dengenin korunması gerekirken, bu tür kararnamelerle yıkım hızlanacaktır. Kabul edilemez. Yaylalar, şirketlerin kullanım alanı olamaz. Yaylalar da börtü böceğin de yaşam alanlarıdır”.
HEM HAYVANCILIK HEM DE YAYLA KÜLTÜRÜ YOK OLACAKKonuya ilişkin konuştuğumuz TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi aynı zamanda Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise şunları söyledi:
“2013 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla burayı yayla ilan etme ile 2021’de yayla statüsünü kaldırmak ne anlam ifade ediyor? Gerçekten anlamakta zorlanıyoruz. 8 yılda ne değişti? Bu karardan sonra buralar imara açılabilecek, dolayısıyla yayla statüsü gereği hayvancılığın iyice dışlandığı, çayırlarımızın, meralarımızın turizme sanayiye, enerji yatırımlarına açıldığı bir ortamda hem hayvancılık açısından olumsuz bir gelişme yaşanacak hem yayla kültürünün yok olması gündeme gelecek. Hem de buralar imara açılarak belli kişilere yeni rant kapısı olacak. Rant dayalı imar planları ülkemizin doğal güzelliklerini yerli ve yabancı sermayenin buraya girmesinin, yerleşmesini ön aşaması olacak. Biz yasal yollar dahil olmak üzere konuyu inceleyip en kısa zamanda gerekli açıklamaları ve hukuk mücadelesini başlatacağız.”
AV. YAKUP OKUMUŞOĞLU: İLK ETAPTA KLASİK İMAR RANTI GİBİ DURUYOR
Konuyla ilgili görüştüğümüz Avukat Yakup Okumuşoğlu ise şunları söyledi: İlk etapta klasik imar rantı meselesi gibi duruyor. Ama yayla alanlarından çıkartılan yerlerin durumuna bakınca klasik kaçak yapılaşmış, adeta kasabalaşmış yerler gibi. Bu yaylaların yapılaşma durumunu, çevresindeki diğer rant alanlarını, ilişkisini bilmeden amacın gerçekte ne olduğunu söyleyebilmek zor. Ama genel olarak şunu diyebilirim. 1998 yılında çıkan Mera kanunu ile; yaylaların mera alanları daraltılıp mera olan alanlar “Orman” alanı olarak belirlendi. Yaylalar meraları ile bir bütündü. Ama gerek hayvan azlığından gerekse de meraları daraltılıp ormana yazmalarından şu an Kaçkar dağları özelinde meralar büyük ölçüde orman kanununa tabi. Orman yasasının durumu malum. Başta Turizm Teşvik Kanunu ve Maden Kanunu olmak üzere Orman yasasını delen çeşitli hükümler zaten var.
Sonra da 2012 yılında Orman Yasasının 17. maddesinde “..Ancak, Devlet ormanlarında 31/12/2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu; yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık maksadıyla yerleşim yeri olarak kullanılan alanlar kullanım bütünlüğü de dikkate alınarak Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilir. Tespit edilen bu alanlardan uygun görülenler Cumhurbaşkanı kararı ile yayla alanı olarak ilan edilir. İlan edilen yayla alanlarında 31/12/2011 tarihinden evvel yapılmış, hakkında müsadere kararı bulunanlar da dâhil her türlü bina ve tesisler mevcut haliyle vaziyet planında gösterilerek Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınır. Yayla alanlarında bulunan bina ve tesisler orman idaresi tarafından işletilir, işlettirilebilir veya kiraya verilebilir. Elde edilen gelirler Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesine gelir kaydedilir..” şeklinde bir düzenleme yapıldı. En son 06.01.2021 de “6831 Sayılı Orman Kanununun Ek 16 Ncı Maddesi Kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik çıkartıldı. Buna göre de “Tarım ve Orman Bakanlığınca bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan, 28 Nisan 2018 tarihi itibarıyla üzerinde yerleşim yeri bulunan ve yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan yerler” Cumhurbaşkanı tarafından orman sınırlan dışına çıkarılabilecek…
Bir bütün olarak bakınca mutlaka korunması gereken ormanların ve meraların imara, yapılaşmaya, madenciliğe, turizme vs açmaya dönük hukuki alt yapının hazırlandığı görülmekte. Bununla birlikte yayla vasfından çıkartılan bu yerlerin yayla vasfının kalıp kalmadığı, amacın imara mı açmak, yoksa kaçak yapılaşan yerleri yasallaştırmanın mı amaçlandığı, ya da turizm veya madencilik faaliyetleri ile bir ilgisi olduğunu bugünden söylemenin zor olduğunu düşünüyorum.”