EKONOMİK PANORAMA: Şen çiftçiler hayali giderek batıyor

 » Ahmet ÇAKMAK

Hollanda‘nın Türkiye Büyükelçiliği ile Hollanda Tarım, Doğa ve Gıda Kalite Bakanlığı tarafından düzenlenen, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği‘nce de desteklenen "Yeni Çeşitlerin Tanıtımı ve Yaş Meyve Sebzeler için Paketleme Metotları: Gelişmeler, Fırsatlar ve Hedefler" konulu toplantı Antalya‘da yapıldı. Toplantıda konuşan Hollanda Greenery Üretici Birlikleri Başkanı Hans Van Es, "Çılgın değişiklikler olacak. Buna hazır olun. Değişimi durdurmaya çalışırsanız kaybedersiniz" dedi. Es, Hollanda tarımının AB üyeliği sürecinde büyük sıkıntılar çektiğini, üyelik öncesi çiftçi başına üretim yapılan alanın 1.5 hektar iken bunun şimdi 100 hektara ulaştığını kaydetti. Es‘in verdiği bilgilere göre, AB üyeliği öncesi go bin olan sera çiftçisi sayısı 2010‘da 50‘ye düşecek. Es, Türkiye‘nin Avrupa‘nın sebze ve meyvecisi olabileceğinden söz etti. Es, "Bunun için değişimleri iyi takip edin. EURO-GAP (Avrupa Perakende Sektöründe İyi Tarım Uygulamaları Standardı Protokolü) olmaz ise satamayacaksınız bile" dedi.

Ben Avrupa‘nın manavı ve sebzecisi olmayı hiç de fena bir fikir olarak görmüyorum, bu işi Abdullah Aysu‘nun küçük çiftçileri yaparsa. Çünkü o zaman kırsal kesimde ciddi iyileşme olur. Ne var ki onların tasfiye olacağı, bu işi büyük tarım şirketlerinin yapacağı anlaşılıyor. Solun giderek idealizme kaçtığını, gelişmiş dünyaları savunmaya kalktığını düşünüyorum. Dünyanın gidişini beğenmiyor olabiliriz, eskiden daha iyi idi diye düşünüyor olabiliriz. Ama bu gelmekte olanı görüp, hayatın dinamiklerini kavrayıp ona göre çözümler üretmeye çalışmamızı gerektirir. Çetin Altan‘ın ‘akordeonlu şen köylüleri‘ için tren kaçtı sanıyorum. Zaten daha beterini bekleyenler de var: Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, AB sürecinde vergilerin çift taraflı sıfırlanmasının eninde sonunda gündeme geleceğini, bu durumda ise Avrupa‘nın tarımsal ürünlerinin ülkemizi dolduracağını söylüyor.