ERMENEK`TEKİ MADEN KATLİAMI PROTESTO EDİLDİ
Ermenek’te meydana gelen maden faciası, İzmir’de DİSK, KESK ve TMMOB tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi.
Ermenek`te meydana gelen maden faciasını protesto etmek amacıyla 31 Ekim 2014 tarihinde DİSK, KESK ve TMMOB tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Konak Eski Sümerbank önündeki basın açıklamasında, bileşenler adına Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Yıldız açıklamayı okudu. Yıldız açıklamasında, Ermenek`te meydana gelen olay sonrasında bölgeye giden yetkililerin görevinin ‘cenaze çıkartılmasını organize etmek` değil, iş cinayetlerini, meslek hastalıklarını, can kayıplarını önlemek olduğunu belirterek, "Biz ülkemizde yaşanan ölümlere ‘kaza` demeyi bir utanç vesilesi olarak görüyoruz. Çünkü yaşananların kaza olarak tanımlanabilmesi için, bunların öngörülememiş olması gerekir. Oysa Soma`da olduğu gibi Ermenek`te de facia bağıra bağıra gelmiştir. O nedenle yaşananlar kaza değil cinayettir ve bu cinayetlerin sorumluları maksimum kâr mantığıyla insan yaşamını hiçe sayarak hareket eden işletme sahipleri, bu kâr hırsı karşısında gerekli önlemleri almayan yetkililerdir" diye konuştu. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası`nın, iş cinayetlerini önlemek bir yana, bunların ‘seri cinayete dönüşmesinin önünü açtığını vurgulayan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
Her iş cinayetinden sonra yetkililerin ağzından ‘ihmali olanlardan hesap sorulacak` ifadesi çıkıyor. Oysa bu ‘ihmallere` yol açan, yıllardır uygulanan politikalardır. Bu ihmallerin sorumlusu, bizzat ihmali olanlardan hesap sorulacağını ifade edenlerdir. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin politikaları belirleyenler, kararları tek başına alanlar, işyerlerine, madenlere ruhsatları verenler, işyerlerini denetleyenler, uzmanların, hekimlerin eğitimlerine, mesleki eğitimlere ilişkin yetkileri verenler bellidir. AKP iktidarı ve geçmişten bugüne bu konularda rol üstlenenlerin hiçbiri masum değildir. Davutoğlu ve Erdoğan sorumluluğu sadece işverenlere yıkamaz.
İş cinayetlerinin önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri bir kez daha yineliyoruz:
– Kamu işletmeciliği ve kamusal denetim egemen olmalıdır.
– Çalışma yaşamı yukarıda belirttiğimiz problemler göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir.
– İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin çok bilimli bir konu olması itibarıyla, sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin karar süreçlerinden dışlanması kabul edilemez. Bu örgütlerin katılımı ile Ulusal İşçi Sağlığı Güvenliği Kurumu oluşturulmalı, bu kuruluşlar kurumun yönetiminde egemen olmalı; kurum, idari ve mali yönden bağımsız, demokratik bir işleyişe sahip olmalı; finansman kaynakları işveren ceza paraları ile ‘iş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortasının fazlalık veren bölümü`nden oluşturulmalıdır.
– Madenlerde rodövans ve taşeronlaşma uygulamaları acilen iptal edilmelidir.
– Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.
– Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, işverenlerin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetleyebilecek bir altyapıya sahip olan bilgi işlem sistemi aracılığı ile işyerleri izlenmeli, yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere yönelik ağır cezalar uygulanmalıdır.
– Uzman ve hekimlerin tespit ve önerilerini bu sistem aracılığı ile bakanlığa iletmeleri sağlanmalıdır.
– Maden ve inşaat sektörleri başta olmak üzere, iş güvenliği uzmanlarının işyerinde çalışma süreleri artırılmalıdır. Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde 50 veya daha fazla çalışan varsa, iş güvenliği uzmanı tam süreli olarak istihdam edilmelidir.
– Uzman, hekim eğitim süreleri artırılmalı, TTB ve TMMOB hekim ve uzman eğitiminde yetkili kılınmalı, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları her yıl bilgi yenileme eğitimine alınmalıdır.
– İşçilerin mesleki eğitimlerinde TMMOB‘ye bağlı odalara yetki verilmelidir."
Yıldız`ın ardından söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı da sendikalar olarak iş cinayetlerine ve hükümetin emek düşmanı politikalarına karşı mücadeleye devam edeceklerini ifade etti.