EŞGÜDÜM KURULU BASIN AÇIKLAMASI : KIRCAMİ'Yİ İMARA AÇAN PLAN İPTAL EDİLDİ!
Kırcami Bölgesi olarak adlandırılan 15.300 dekarlık alanı imara açan 1/25.000 lik çevre düzeni planı ve 1/5000 lik plan yargı kararı ile iptal edilmesi üzerine Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu son gelinen noktayı yaptığı basın açıklaması ile Antalya kamuoyunu bilgilendirdi.
Yapılan açıklamada yargı kararı ile Kırcami bölgesinin bir kez daha tarımsal karekterinin tescil edildiği ortaya konarak yapılacak planlarda bölgenin tarımsal vasfını koruyacak bunun yanı sıra bölge halkının beklentilerini karşılayacak bir anlayışın ortaya konması gerektiği ifade edilmiştir.
BASIN AÇIKLAMASI
Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde, mevcut kentsel yerleşmenin doğu kesiminde tarımsal niteliği yüksek olan ve kamuoyunda "KIRCAMİ BÖLGESİ" olarak adlandırılan ve daha önce alınmış mahkeme kararları gereği plan kararlarıyla tarımsal niteliği korunan bölge, Toprak Koruma Kurulunun "Kamu Yararı" gerekçe gösterilerek alanın tarımsal amaç dışında kullanımı ve E=0,50 yoğunlukla imara açılması yönünde aldığı kararının ardından önce 1/50000 ölçekli çevre düzeni planı daha sonra 1/25000 ve 14 Kasım 2008 tarihinde Büyükşehir Belediye Meclisince onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kararlarıyla 0.80 emsal ile yapılaşmaya açılmıştır.
Bölgenin yapılaşmaya açılmasına olanak sağlayan farklı kurumlarca alınmış bu idari işlemler, farklı kurumlarca idari yargıya götürülmüş, öncelikle Toprak Koruma Kurulunca alınan "Kamu Yararı" kararı iptal edilmiş, bu hukuki duruma rağmen ve her ölçekteki planların yargılama süreci devam ederken Bayındırlık ve İskan Bakanlığının, yargıya intikal etmiş konularda yargı kararının beklenmesi yönündeki genelgesine karşın, Kırcami bölgesini içeren Nazım İmar Planı revizyonu, Antalya Büyükşehir Belediye Meclisince 16 Ekim 2009 tarihinde yeniden onaylanmıştır.
Büyükşehir Belediye Meclisince mahkeme kararlarına ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı genelgesine karşın plan revizyonunun onaylanmış olması ayrıca düşündürücüdür.
Kırcami bölgesi Antalya kent merkezinin siyasetçiler tarafından sürekli seçim malzemesi haline getirilmiş bölgesidir. Her dönem, siyasilerin ısrarla konuyu gündemde tutmaları, bölge insanını aldatma girişimlerine karşın meslek odalarımızın bu bölgenin tarımsal karakterinin korunarak yapılaşmaya açılmaması yönündeki çabaları bölge sakinleri ve kamuoyunca çoğunlukla yanlış algılandığından konunun teknik yönleriyle Kırcami bölgesi sakinlerine ve kamuoyuna aktarılmasında yarar görülmektedir.
Bilindiği üzere, özellikle 1983 yılından itibaren Antalya kent merkezi ile kentin yakın doğusu ve batı kesimlerinde, çıkartılan yasalar ve teşviklerle, kitle turizmi esaslı turizm yatırım kararları uygulamaya konulmuş, bu da kentteki istihdamın, dolayısıyla nüfusun artmasına neden olmuştur. Antalya özellikle 1980-2008 yılları arasında yoğun bir nüfus artışına maruz kalmıştır. Diğer yandan turizm tesislerinin oluşmasında yasal dayanak olan planlarda yapılaşma kararı getirilen bölgelerin tamamına yakınında yatırımlar tamamlanmış olup, turizm istihdamına, dolayısıyla bu sektöre bağlı nüfus artışına yönelik yeni yatırım alanları kalmamış, Antalya‘nın nüfus artış hızı düşmüştür.
Bu durum şimdilik 2020 ve 2025 nüfus tahminlerinin bile tutturulamayacağını göstermektedir. Kaldı ki kentte plan kararlarıyla yaklaşık 4.500.000 nüfusun barınabileceği yapılaşmaya açılmış alanlar olduğu bilinmekteyken, ilave alanların yapılaşmaya açılmasının hiçbir bilimsel temeli ve açıklaması bulunmamaktadır. Bu da, bu alanın yerleşmeye açılamayacağının temel dayanağını oluşturmaktadır.
Yine bilindiği üzere, özellikle 1983 yılından itibaren Antalya kent merkezi ile kentin yakın doğusu ve batı kesimlerinde, çıkartılan yasalar ve teşviklerle kitle turizmi esaslı turizm yatırım kararları uygulamaya konulmuş ve bu bölgelerde yaklaşık 170000 belgeli turistik tesis yatak kapasitesine ulaşılmış, turizm yatırımları Antalya kentine yaklaşık 70000 doğrudan istihdam olanağı sağlanmış, ayrıca bu istihdama bağlı dolaylı istihdam olanakları nedeniyle kent, 1980-2008 arası yoğun bir nüfus artışına maruz kalmıştır. Diğer yandan turizm tesislerinin oluşmasında yasal dayanak olan planlarda yapılaşma kararı getirilen bölgelerin tamamına yakınında yatırımlar tamamlanmış olup, istihdama, dolayısıyla nüfus artışına yönelik yeni yatırım alanları kalmamıştır. Yani Antalya‘nın nüfus artış hızı düşmüş, artış eğrisi aşağı doğru inmeye başlamıştır.
Bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz, bu veriler 2020 ve 2025 nüfus tahminlerinin tutturulamayacağını göstermektedir. Kaldı ki kentte plan kararlarıyla yaklaşık 4.500.000 nüfusun barınabileceği yapılaşmaya açılmış alanlar olduğu bilinmekteyken, ilave alanların yapılaşmaya açılmasının hiçbir bilimsel temeli ve açıklaması bulunmamaktadır. Bu da, bu alanın yerleşmeye açılamayacağının temel dayanağını oluşturmaktadır.
Konunun bir diğer boyutu ise Kırcami bölgesinin yapılaşmaya açılması ile yöre insanının gelirlerinin artırılacağı kandırmacasıdır.
3194 Sayılı İmar Yasasının 18. maddesi gereği yapılacak uygulamalarda, en fazla %40 oranında düzenleme ortaklık payı kadar alanların bedelsiz terk işlemi yapılabilmektedir. Bu oranın planlama ile karşılanabilmesi için bölgede verilebilecek en fazla inşaat emsali ise 0.30 ile 0.40 arasında değişmektedir. Bu durumda 1000 m2 arazisi olan bir vatandaşın yapabileceği inşaat, maksimum 240 m2, çıkmalarla birlikte 290 m2‘dir. %50 müteahhitlik payı sonucu brüt 145 m2 bir daire sahibi olunabilecektir. Bir dairenin bugünkü piyasa değerinin maksimum 200000 TL olduğu göz önüne alınırsa, 1000 m2 arsanın bugünkü piyasa değeri de bu mertebededir.
Emsalin artırılarak bu oranın arttırılabileceğini söylemek ise diğer büyük bir kandırmacadır. Şöyle ki 0.80 emsal ile yapılacak bir planla, planlama alanında DOP ve KOP oranları, yasa ve yönetmelik hükümleri gereği %65 altına düşürülemez. Bu konudaki spekülasyonların tümünün hukuktan döndüğü bilinen bir gerçektir. %65 zayiat ile 1000 m² bir parselde yapılabilecek inşaat alanı maksimum 280 m², çıkmalarla beraber brüt 340 m2‘dir, bu durumda Kırcami bölgesi sakinleri 1000 m2 için 170 m2 bir daire yada 85 m2‘lik iki daire alabileceklerdir.
Her iki örnekten de görüleceği gibi bilimsel olarak Kırcami halkına 1000 m2 arsa için düşecek konut m2‘si çok fazla değişmemektedir. Kaldı ki bu tür bir uygulamanın da, İmar Yasası‘nın 18. maddesi kapsamında yapılması mümkün değildir.
Son onaylanan bilimsel ve teknik olmayan revizyon plan ile de; bir dönüm araziye 132 m2, iki daire verilebilecektir. Yine bilimsel ve teknik dayanaktan yoksun bu plana göre bölgede 64 bin konut yapılacaktır. Antalya‘da 40 bin civarında satılamayan boş konut göz önüne alındığında, iki daire satıldığında elde edilecek gelir, bir dönüm arazi satıldığında elde edebilecek gelir ile hemen hemen aynıdır. Ayrıca arazi satışı durumunda ne konutların yapılması için beklenecek ne de müteahhitlerle sorunlar yaşanacaktır.
Görüleceği gibi bölge insanı, yukarıda da belirtildiği gibi hem önceki yapılan planlarla hem de yeni yapılan revize planla bir kez daha kandırılmışlardır.
Diğer yandan 1800 hektarlık planlama alanında yapılaşma kararlarıyla birlikte içme suyu, kanalizasyon ve yol gibi altyapı yatırımlarının yapılması gerekecektir. Batı çevre yolu üzerinde küçük bir yol parçasının bile kamulaştırılmasını çözemeyen, personel ücretlerinin ödemelerinde sıkıntı çeken yerel yönetimlerin, bu alana ilişkin kaynak aktarma girişimlerini gerçekleştirmesi halinde, kentin diğer kesimlerindeki eksik hizmetlerin karşılanamayacağı da açıktır.
Yerel yönetimlerin görevi, kente rant kazandırmak değil, oluşumu milyonlarca yılda gerçekleşen, doğal değerlerimiz tarım topraklarının korunması ve sürdürülebilirliği konusunda gerekli önlemlere yönelik kararlar üretmek olmalıdır.
Yerel yönetimlerin, bu bölge için yapmaları gereken temel hizmet, bölgenin yok edilen sulama sistemini modernize ederek, kapalı sistem sulamaya geçilmesini sağlamak ve tarımsal üretim ile tarımsal arazi kullanımını geliştirecek alternatif üretim ve kullanım tarzlarıyla bölgenin tarımsal üretiminin artırmak, ürünlerin pazarlamasına yönelik çalışmalar yapmaktır.
Antalya kentinin ihtiyacı, yeni yerleşme alanları değil, mevcut yerleşim alanlarının sağlıklaştırılarak, temel alt yapılarının günümüzün koşullarına uygun hale getirilmesi, tamamıyla bir tarımsal depo niteliği taşıyan verimli tarım topraklarının sürdürülebilirliğinin sağlanmasıdır.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.05.11.2009
MİMARLAR ODASI ANTALYA ŞUBESİ
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ANTALYA BAROSU
ANTALYA SERBEST MUHASEBECİLER VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
PEYZAJ MİMARLARI ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ŞEHİR PLANCILARI ODASI ANTALYA ŞUBESİ
HARİTA KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
VETERİNER HEKİMLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ANTALYA ECZACILAR ODASI
ANTALYA DİŞ HEKİMLERİ ODASI
JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBESİ
ANTALYA TABİP ODASI