ESKİŞEHİR ANADOLU GAZETESİ: KURAKLIK VE MADEN OCAĞI TEHLİKESİ ESKİŞEHİR'İ VURDU!- 09 AĞUSTOS 2024

ESKİŞEHİR ANADOLU GAZETESİ: KURAKLIK VE MADEN OCAĞI TEHLİKESİ ESKİŞEHİR'İ VURDU!- 09 AĞUSTOS 2024
ESKİŞEHİR
09.08.2024
 
Bu sene beklenen yağış olmadığı için hububattaki verimin düşük olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Selma Güder, yüksek sıcaklığında tarımı olumsuz etkilediğini ifade etti. Mayıs ayında gelen yağışla ürün rekoltesinde istenen verimin alınmadığını söyleyerek çiftçinin özellikle arpa ve buğdayda sıkıntı çektiğini belirtti.

Geçen seneye kıyasla bu sene yağış anlamında daha düşük seyrettiğini söyleyen Güder, “Geçen seneye göre hububatta ana kalem buğdayla başlayacak olursak, ürünün rekoltesinde başaklanma, çiçeklenme ve hasat döneminde yağışlar çok etkilidir. Şubat, Mart ve Nisan aylarında Eskişehir gerekli yağışları alamadı. Kıraçta ve kuruda şu an verim düşük durumda. Sulanabilir yerlerde nispeten yüksek diyebiliriz. Normale göre bu üç ayda geçen yılı baz alırsak yağış anlamında çok düşük seyretti . Toplam ortalamaya göre yüzde 60 oranında yağış düşüklüğü var. Mayısın ikinci yarısında yağış geldi ama şu an içinde bulunduğumuz dönemde yağış yok ve sıcaklıklar 30 derecenin üzerinde olunca buda hububatı özellikle buğday ve arpayı olumsuz etkiledi.  Nohutta, geçmiş yıllarda dekarda 100-150 kilogram alıyorken şu an öyle yerler var ki neredeyse yüzde 50 civarında verim alınıyor” dedi.

“Şu an Eskişehir’de baraj doluluk oranı yüzde 47”

Bilinçsiz yer altı su kullanımının fazla olduğunu belirterek, su ihtiyacı olan bitkilerin ekilmemesi için gerekenin geç olmadan yapılmasını söyleyen Güder, ekim planlaması yaparken çok dikkat edilerek uygulanması gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:  “Özellikle kuruda, buğdayın çeşitleri var ve kuru tarım olarak ekilebilecek çeşitleri var. Bunları biz ziraat mühendisleri olarak çiftçiye anlatıyoruz ama bazen çiftçinin yıllardan beri gördüğüyle ve tecrübesiyle hareket ediyor ve suya çok ihtiyaç olan çeşitleri ekiyor.  Aynı zamanda mısır çok su çeken bir bitkidir. Buda yer altı sularımızın daha derinlere inmesine neden oluyor” diye konuştu.

“Mihalgazi’yi bitirmek istiyorlarsa buyursunlar”

Ziraat Mühendisleri Odası olarak sürecin başından beri takipçisi olduklarını söyleyen Güder, insanlara ve doğaya geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini belirterek ,  “1. sınıf tarım arazisi olan verimli topraklarda altın-gümüş madeni ocağı projesini uygun görmüyoruz” dedi.

Projede Sakarya Havzası’nın adı geçtiğine ve 9 ili sınırına aldığına değinen Güder, havza içerisindeki dere ve nehirlerin suyunun kullanılacağına, havza içerisindeki vatandaşın yüzde 50’sinin tarım yaptığına dikkat çekti.

Türkiye’de mikroklima özelliği gösteren bir yer olduğunu vurgulayan Güder, "Orası verimli topraklar, içim acıyor. Geçen günlerde yönetim kurulundan arkadaşımla o coğrafyadaydık. Zirai ilaç bayilerimizi dolaştık, meslektaşlarımızı ziyaret ettik ve köylüyü dinledik. O bölgeye gidip etkilenmeyen bir insan düşünemiyorum. ÇED raporunda da bulunan endemik  bitkilerimiz ve hayvanlarımız var. Dünyanın her yerinde yok. Türkiye’nin mikroklima özelliği gösteren 3 yer var, biri Rize’de biri Anamur’da  biri de Mihalgazi’de. Mikroklima demek Akdeniz iklimi gösteren yer demek. En çok yeşillikler üretiliyor, birinci sırada roka ve tere, ikinci sırada semizotu dereotu sonra maydonoz, marul, domates,salatalık bunlar böyle devam ediyor. Her gün o bölgeden İstanbul  Bayrampaşa ve Ankara sebze meyve haline  15 tır ürün gidiyor. Bizim ürünümüzü yiyor herkes, sadece Eskişehir Mihalgazi olarak tekil değil bütüncül düşünelim.  En önemlilerden nar var incir var zeytin var. Mihalgazi’nin bir tarihi var. O tarihi bitirmek istiyorlarsa buyursunlar hodri meydan. Asıl maden onun üstünde. Biz tüketmezsek nasıl canlı olarak hayatta kalacağız?” ifadelerini kullandı.
 

Okunma Sayısı: 128