ET İTHALATI HABERİ KESİMİ ARTIRIR FİYAT DÜŞER AMA HAYVANCILIK ÖLÜR - MİLLİYET

MERKEZ
27.04.2010

Güngör Uras Olayların içinden

 

Et fiyatlarındaki artışın nedeni (1) arzın (kesime gidecek hayvan varlığının) yetersizliği ve de (2) besicilerin maliyetlerinin (yem fiyatlarının) artmasıdır.
Besici, mecbur kalırsa fiyatın ne olduğuna bakmadan hayvanını kesime verebilir. Ama fiyatı artacak diyerek, kesim ağırlığına ulaşmış hayvanı boş yere besleyerek kesimi geciktiremez.
Fiyatlar yükselecek diyerek, fındığı, buğdayı, pirinci çuvala koyarak depolamak mümkündür. Maliyeti yoktur. Ama fiyatı yükselecek diyerek kesim ağırlığına gelmiş hayvanı bekletmek mümkün değildir. Çünkü hayvanın kesimini bekletmenin günlük bir maliyeti vardır. Bu maliyet, et fiyatındaki artışla karşılanamayacak kadar yüksektir.
Et fiyatları tartışılmaya başladığında Tarım Bakanı "İthalat haberi bile fiyatları düşürmeye yetti. Kesime giden hayvan sayısı arttı. Fiyatlar düştü" diyor.
Doğrudur. Çünkü ithalat haberi hayvan yetiştiricisini paniğe sevk eder. İthalat başlayınca hayvan fiyatı düşecek endişesiyle yetiştirici hayvanlarını bir an önce elden çıkarma paniğine kapılır. Kesime gidecek hayvan sayısı birden artar. Kesim ağırlığına ulaşmamış hayvanlar bile kesilir. Kısa sürede et fiyatları düşer ama, sonunda, ülkedeki hayvan varlığı erir. Hayvancılık çöker.
Bu anlatılanlar hikâye değildir. Biz bu filmi gördük. Bugün et fiyatlarının artışında daha önce yapılan ithalatın suçu var.

İthalat üretimi çökertir
2007 yılında Tarım Bakanlığı süt tozu ithalatına kapıyı açtı. İthalat paniğiyle süt fiyatları düştü. Sağmal hayvan üreticileri düşen süt fiyatlarının maliyeti karşılayamaması karşısında hayvanları kesime sevk etti. Et fiyatları düştü. Ama bu yanlış politika ülkedeki hayvan varlığının da azalmasına yol açtı.
1980 yılında büyükbaş hayvan varlığımız 16 milyon idi. 2007 yılında 10 milyon 500 bin veya 10 milyon 750 bin dolayında olduğu söyleniyor.
Bizde et talebi giderek büyükbaş hayvana yöneliyor. (1) Müslüman olmayan ülkelerde et talebinin büyük bölümünü domuz eti karşılıyor. Bu nedenle büyük ve küçükbaş hayvana talep sınırlı oluyor. (2) Eskiden büyükbaş hayvan olarak manda yetiştirirdik. Artık manda yetiştirilmiyor. Eskiden küçükbaş hayvan olarak keçi ve koyun daha fazla tüketilirdi. Koyun varlığının şimdilerde 25 milyondan 15 milyona gerilediği söyleniyor.

Üretimi artırmaya mecburuz
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın ile konuştum. Hayvancılık konusundaki olumsuz gelişmelerin nedenlerini anlattı. Bana verilen bilgilere göre, (1) Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu özelleştirildikten sonra Türkiye‘de et ve süt piyasasını düzenleyecek, dengeleyecek merkezi otorite boşluğu ortaya çıktı. (2) Meraların üreticilere kapatılması sonucu, büyükbaş hayvan artık fabrika yemi/kesif yemle besleniyor. Kesif yemin tonu 2007 yılında 305 TL idi. Şimdilerde 460 TL. 18 aylıktan sonra bir büyükbaş hayvan günde 15 kg kesif yem, 5-6 kg yonca ve saman yiyor. Milliyet Ekonomi‘den dün Murat Sabuncu‘nun Ömer Bozer ile söyleşisi yayımlandı. Ömer Bozer, 2003 yılından bu yana enflasyon yüzde 61, yem fiyatları yüzde 67 artarken, et fiyatlarındaki artışın yüzde 24 olduğunu söylüyordu.
Ekonomide arz-talep dengesi bozulursa polisiye tedbirle, Başbakan‘ın marketleri teftişiyle fiyatlar aşağıya çekilemez.
Ucuz ithalat, ülkede hayvancılığı yok eder. Her üründe olduğu gibi hayvancılıkta da hedef üretimi artırmaktır.
Tarım Bakanlığı yanlış politikalarla üretimi artıracak yerde geriletiyor. Et fiyatlarındaki artışın nedeni budur. Doğru teşhis doğru çözüme imkân verir.

Okunma Sayısı: 635