İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi (KTKGB) sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararına karşı yürütülen hukuk mücadelesinde son noktayı Danıştay 4. Dairesi koydu.

İzmir Yaşam Alanları ve 19 yurttaşın açtığı davada Danıştay 4. Dairesi, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık bulunmadığı belirterek kararı iptal etti. 

Proje alanına yönelik önceki yargı kararlarına uyulmadığına dikkat çekilen kararda, 4 bin 900 hektar büyüklüğündeki deniz alanını içine alan 17 bin hektarın üzerindeki bölgenin tümüyle halka kapatıldığına dikkat çekildi.

"PROJE GERÇEKLEŞİRSE TARIM YAPILAMAZ"

Yörenin nüfus yoğunluğunun ve projenin çevre üzerinde ne gibi etkiler oluşturacağının ÇED süreçleriyle değerlendirilmediği vurgusu yapılırken, nüfus artışının çevreye, doğaya, su kaynaklarına etkisinin ne olacağının belirsiz olduğu ifade edildi. Kararda ayrıca projenin yöredeki meralar üzerindeki etkilerinin değerlendirilmediği de belirtildi.

Projenin gerçekleşmesi durumunda Urla Zeytineli yöresinde hayvancılık yapılamayacağı, gıda ile istihdam açısından sorun yaşanacağın altının çizildiği kararda, “Ege ekosistemlerinin ağır zarar göreceği, Ege kıyı şeridinin, özel doğal plaj özelliği ile korunması gerekirken, projenin yöreyi bertarafı için heba edileceği, kümülatif etki değerlendirmesi yapılmamasının hukuki bir eksiklik olduğu” vurgusu yapıldı. 

EKOLOJİK DENGE BOZULACAK

Projenin kısıtlı su kaynaklarına yapacağı etki ile ekolojik dengenin olumsuz etkileneceği, proje ile bölgede artacak karayolu, hava trafiği, konut yetersizliği ve nüfus yoğunluğu gibi sorunların hava ve gürültü kirliliği oluşturacağı, ayrıca doğal yaşamın olumsuz etkilenmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edildi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinin bölgedeki tarım alanları ve tarımsal faaliyetler üzerine görüşlerinin haklılığına değinilen kararda, “Bölgede dikili, mutlak ve marjinal tarım arazileri bulunduğu, ilan edilen bölgede ağırlıklı olarak kavun, marul, domates, enginar, patlıcan, lahana, buğday ve arpa tarımı yapıldığı, dikili tarım arazisi olarak tanımlanan alanlardır” denildi. 

PROJE DE KAMU YARARINA DİKKAT EDİLMEDİ

Kararda dava konusu işlemde kamusal yararın güçlendirilmesi duyarlılığına dikkat edilmediğinin altı çizilirken, Çeşme KTKGB’nin sınırlarının kara bölümünde kalan alanın yüzde 65’inin, üst ölçekli planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye kesinlikle açılmaması gereken nitelikte olduğu, koruma alanlarından oluştuğu, planlamada kullanılan elek analizi yönteminden, sınır ilanından yararlanılabilecekken yararlanılmadığı bilgisi paylaşıldı. 

Kararda, “Çeşme ilçesinin yaklaşık yüzde 65'inin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimine bırakıldığı anlaşılan projeyle bölgede öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleştirilmesi durumunda doğa ve çevrenin geri dönülmez tahribat tehlikesiyle karşılaşılacak” denildi. 

SİT ALANLARI VE KORUMA BÖLGELERİ YOK SAYILDI

Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı İçme-Kullanma Suyu Havzasının, Kesin Korunacak Hassas Alanlar, Nitelikli Doğal Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanlarından oluşan Doğal Sit Alanlarının, Akdeniz Foku Yaşam Alanları gibi alanların ve çeşitli ekosistemlerin bulunduğu ifade edildi. Sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin işlemde 17 bin hektarlık alanın yeniden belirleyen Çeşme KTKGB sınırları içinde 1., 2. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları olduğu belirtildi.  

Dava konusu olan 11 Şubat 2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının dayanağı olan gerekçe raporunda, bölgedeki turizm olanakları ve koruma gereklilikleri ile belirlenen sınır arasındaki bağlantıları kurulmazken, KTKGB sınırları içerisinde kalmasının sebepleri de açıklanmadı. Turizm türlerinin entegrasyonu ve turizmin tüm yıla yayılmasına yönelik genel stratejinin gerçekleştirilmesine ilişkin yeterli veriye yer verilmedi. Çeşme İlçesindeki jeotermal kaynak potansiyeli ve genişletilen sınırlarda bu potansiyelin nasıl değerlendirilebileceği bilgisine yer verilmediği belirtilerek, Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uyarlık bulunmadı.

Haber: Ramis SAĞLAM

Haberin kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.