EYLEMSİZ KURAKLIK PLANI' - BİRGÜN
Gıda Bakanlığı'nın hazırladığı Tarımsal Kuraklıkla Eylem Planı'nın adı var, eylemi yok. Ziraat Mühendisleri Kuraklık yüzünden buğday ithal edilecek' derken, çiftçiler Borç sarmalı içindeyiz' diyor
Göksu Yavuz
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2007 yılında yaşanan kuraklıktan sonra hazırladığı 2008-2012 dönemini kapsayan ‘Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı`nı yalnızca veri değişikliği yaparak 2013-2017 dönemine uyarladı. Bu planda da kuraklığın temel sebebi olarak iklim değişikliği gösterildi. İklim değişikliğinin başlıca nedenleri ise fosil yakıt kullanımı ve Karbondioksit birikiminin artışı. Fakat hükümet 2023 yılına kadar bütün fosil yakıt potansiyellerinin kullanılmasının hedeflendiğini söylüyor. Kuraklığın ilk ve etkisinin en çok görüldüğü alan tarım oluyor. Kuraklığa karşı mücadelede nasıl tarım politikaları hazırlanmalı sorularını sorduk.
KURAKLIK GEÇİCİ DEĞİL
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör, Bakanlığın hazırladığı Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı`nda yalnızca veri değişiklikleri olduğuna fakat eylem planıyla ilgili herhangi bir somut adım atılmadığını söyledi. "Türkiye`de Ekim-Şubat ayları arasında yakıcı bir kuraklık yaşandı. Bu konuda çalışma yapan uzmanların ortak düşüncesi de bu kuraklığın geçici olmadığı yönünde. Daha önce yaptığımız uyarılara rağmen somut önlemler alınmadı ve kuraklık yüzünden büyük zararlar yaşandı. Bakanlık 4 milyon ton buğday ithal etme kararı aldı. Bu yıl da, Toprak Mahsulleri Ofisi`nin (TMO) 2,5 milyon ton buğday ve mahlut, 1 milyon ton arpa, 500 bin ton mısır ve 200 bin ton pirinç ithalatı yapabilmesi için tarife kontenjanı açıldı. Bundan ders çıkarmak ve stratejik planlar yapmak gerekiyor."diye konuştu.
ÇİFTÇİLER İÇİN SİGORTA YAPILMALI
Tarım Bakanlığı`nda uzun yıllar Tarım Politikaları üzerine çalışma yapan Ziraat Mühendisi Vuslat Bektaş ise kuraklık yaşandığı zaman en çok etkilenen kesimin çiftçiler olduğuna vurgu yaptı. "Çiftçilerin zararını karşılayabilmek için sigorta projeleri oluşturmak gerekiyor. Bu anlamda ciddi çalışmalar yapan ülkeler var. Ayrıca iklim değişikliğinin getireceği olumsuzluklar engellenemeyecek boyutlara ulaşmış durumda. Türkiye sıcak iklim kuşağına girmeye başladı. İklim değişikliğine önlem üretilmesi gerektiği gibi, tarımın kuraklık sürecine adaptasyonu sağlanmalı. Bakanlık zorunlu olduğunun farkına vardığında konuyla ilgili adımlar atmaya başladı, ancak bu adımlar şu an için yeterli değil." dedi.
BU YIL VERİM YARI YARIYA DÜŞTÜ
Ankara Polatlı`da hububat üretimi yapan Murat Çelik ise Tarım Afet yasasının kaldırılmasıyla sigortasız çiftçinin durumunun giderek kötüleştiğini belirtti. Çelik bu seneki süreci şöyle değerlendirdi: "Sonbaharda yağış olmaması, ilkbahar yağışlarının gecikmesi, bir de üzerine don olaylarının eklenmesiyle ürünlerde gerekli çimlenme olmadı. Bu seneki verim yarı yarıya düştü. Verim düştüğü için çok sayıda tarla nadasa bırakıldı. İki sulamanın yeterli olduğu alanlara bu sene üç sulama yapılmak zorunda kaldık. Çiftçilerin büyük çoğunluğu borç sarmalı içinde. Bakanlığın konuyla ilgili yaptığı ve üreticinin haberdar olduğu tek çalışma borçların ertelenmesi yönünde. O da faizli olarak yapılıyor. Üreticiye bir an önce destek yapılmalıdır. Yoksa verim giderek daha da azalacak."