FAİZE VAR, TARIMA YOK - MİLLİ GAZETE
Türkiye`de siyasi iktidarın tarımda üretimi teşvik etmek yerine bu açığı et, yağ, hububat ithalatı ile giderme kolaycılığına kaçtığını, yıllık büyümesi yüzde yarımın bile altına düşen tarımı, merkezi bütçeden faize verilenin onda biri kadar bile desteklemediği ileri sürüldü.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Turhan Tuncer, tarımın desteklenmediğini, ithalatın da rekorlar kırdığını belirtti.
Tuncer yaptığı yazılı açıklamada, 2008‘de dünya gıda fiyatlarında dalgalanmalar ile devletlerin tarımsal desteklerini azaltma girişimlerinin Haiti, Bangladeş, Fas, Mısır, Tunus, Senegal, Zimbabve gibi yoksul ülkelerde ekmek isyanlarına neden olduğunu, gıda fiyatlarının 2009 krizinin etkisiyle gerilemesine karşın, 2010 yılında yeniden yükselmeye başladığını kaydetti.
Buğday fiyatındaki artışın son 6 ayda yüzde 100‘ü geçtiğini ifade eden Tuncer, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü‘nün (FAO) hububat, yağlı tohum, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarının aylık değişimlerinin değerlendirildiği endeksin Şubat ayında 236 puana yükseldiğini ve küresel gıda fiyatlarındaki artışın etkisiyle rekor seviyeye çıktığını bildirdi.
FAO‘nun aylık gıda fiyatları endeksinin 1990‘da açıklanmaya başlamasından bu yana en fazla gıda krizinin yaşandığı 2008 yılı Haziran ayında artış göstererek 224 puana kadar çıktığını belirten Tuncer şunları kaydetti: ‘‘Tunus ve Mısır‘da iktidarları deviren, daha sonra da Cezayir‘den Yemen‘e kadar Kuzey Afrika‘da geniş bir coğrafyaya yayılan isyan ve protestoları tetikleyen küresel gıda fiyatlarındaki hızlı artışlar, giderek daha büyük endişe ve korkuların kaynağı olmaktadır.
Türkiye‘de tarımsal nüfus azalıyor
Ancak diğer az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye‘de de serbestleştirme, özelleştirme, kuralsızlaştırma modeline dayalı neoliberal tarım politikaları sürdürülmektedir. Bu politikalar sonucu mülksüzleşen kırsal köylü nüfus, kitleler halinde kentlerin varoşlarına göç ederken, sektörde girdi temininden üretime, işlemeye, pazarlamaya kadar uzanan tüm süreçte tekelci ulus-ötesi şirketler hakimiyetlerini artırmaktadır. Nitekim Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre halen ülke nüfusu 73,7 milyondur. 2010 yılında, toplam nüfus 1,2 milyon, kentsel nüfus 1,4 milyon kişi artarken, kırsal nüfus 25 bin kişi azalmıştır. Yani tarımda üretici nüfus artık kırlarda tutunamamaktadır.‘‘
Tarımda ithalat kolaycılığı
Tuncer, siyasi iktidarın tarımda üretimi teşvik etmek yerine açığı et, yağ, hububat ithalatı ile giderme kolaycılığına kaçtığını, yıllık büyümesi yüzde yarımın bile altına düşen tarımı, merkezi bütçeden faizin onda biri kadar bile desteklemediğini ileri sürerek, ‘‘Merkezi bütçeden tarıma destek olarak aktarılan kaynaklar faiz harcamaları ile kıyaslandığında, devede kulak kalmaktadır. Tarımın bütçeden aldığı pay yüzde 2‘lerde iken faizinki yüzde 22-23 dolayındadır‘‘ değerlendirmesinde bulundu.
Tarımın desteklenmediğini, ithalatın ise rekorlar kırdığını belirterek bu durumu eleştiren Tuncer, Türkiye‘nin tarım ve gıdada ulus-ötesi tekellerin pazarı olmaktan ve ithalat sarmalından kurtulmak için, neoliberal politikalar dayatan tasfiye programları yerine, kendi insanının ihtiyaçlarına ve ülkenin özgül ekolojik koşullarına uygun bilim, emek ve üretim odaklı tarım politikalarına geçmek zorunda olduğunu bildirdi.