FINDIK ELDEN GİDİYOR! - CUMHURİYET TARIM/HAYVANCILIK
Ahmet ATALIK
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
Araştırmalara göre bir çiftçi ailesini geçindirebilecek en küçük fındık bahçesinin 22 dekar olması gerekiyor. Oysa ülkemizde fındık tarımı yapılan ortalama işletme büyüklüğü 14 dekardır. İşletmelerin yaklaşık yüzde 50'sinin büyüklüğünün 6 dekar civarında olduğu fındık üreticisi, parsellerinin küçüklüğü ve orman arazileri üzerindeki bahçeleri nedeniyle doğrudan gelir desteğinden de yararlanamıyor. Hiçbir destek alamayan fındık üreticisi buna karşın 8 milyar dolar civarındaki tarım ürünleri ihracatının 2 milyar dolarlık kısmını tek başına sağlıyor.
Fındık üreticisinin örgütlü kurumu Fiskobirlik'in Devlet'e tek kuruş borcu yoktur. 2001 ve 2002 yıllarında toplam 162 trilyon TL Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kredisi kullanmış, 2004 yılında faiziyle 235 trilyon TL olarak geri ödemiştir. 2005 yılında yazılı olarak 3 kez DFİF kredisi talebine cevap dahi verilmemiş, Birlik ile üreticinin arası açılmak istenmiştir. Başbakanın sildiğini bahsettiği 1.5 katrilyon TL borç, Fiskobirlik'in Devlet adına alım yaptığı zamanda oluşmuş görev zararıdır ve 2000 yılında çıkarılmış olan 4572 sayılı Yasa gereği silinmiştir. 2000 yılında özerkleşen Fiskobirlik'in borcu olmadığı gibi üstelik Hazineden 54 trilyon TL alacağı bulunmaktadır. Ayrıca, İstanbul Sanayi Odası'nın 500 büyük kuruluş sıralamasında 2003 yılında 299, 2004'te 150, 2005'te 77. sırada yer almış başarılı bir kuruluştur.
Fındık alımıyla görevlendirilmiş TMO ise, 22.03.2006 tarihli Devlet Denetleme Kurulu Raporu'nda belirtildiği üzere 31.12.2005 tarihi itibarıyla görev zararı 914 trilyon TL'ye ulaşmış bir kurumdur. Bu nedenledir ki, çiftçi fındığını TMO'ya götürmemektedir.
Dünya Bankası Türkiye'de kooperatif ve birliklerin Hazine ile olan ilişkilerini keserek onları zayıflatmaya çalışmaktadır. Bilmektedir ki, bunlar yok edilmeden küçük çiftçilik ve tarım yok edilemez. Bu gelişmeler sonucu fındık üreticisi 2.5-3 YTL gibi maliyetinin altında fiyatlarla serbest piyasada fındığını satmak durumunda kalmıştır. Tarım Bakanı'nın fındığın maliyetini 3.5 YTL olarak açıkladığının da altını çizmek gerekir.
Türkiye dünya lideri olduğu fındıkta bu beceriksizlikleri yaşarken AB her türlü destekle Akdeniz'e kıyısı olan üye ülkelerinde fındık ekim alanlarını yaymaya çalışmaktadır. Almanya, Türkiye dışında dünyada alternatif üretici ülkeler yaratmaya çalışmaktadır. Ayrıca AB, fındığını birlik dışına ihraç eden ihracatçıya topluluk fiyatları ile dünya fiyatları arasındaki farkı ihracat iadesi olarak ödemekte diğer ülkelerin avantajlarını ortadan kaldırarak fındık ihracatını teşvik etmektedir.
Köylüyle şehirliyi birbirine düşüren, IMF ve DB'na yüzünü üreticiye sırtını dönen, fındık yerine ülke topraklarını pazarlamaya çalışan zihniyetle ne fındık tarımının, ne de ülkemiz tarımının sorunlarının çözüleceği açıktır.