FİNİKE PORTAKALI KORUMA İSTİYOR - CUMHURİYET TARIM/HAYVANCILIK - 11.04.2006
GÜRSU KUNT
ANTALYA- "PORTAKALI, SOYDUM... BAŞUCUMA KOYDUM... BEN BİN YALAN UYDURDUM..." ÇOCUKLUK YILLARIMIZIN BU TEKERLEMESİ, ARTIK PORTAKAL ÜRETİCİSİNİN KULAĞINA HİÇ DE SEVİMLİ GELMİYOR. ÜRETİCİ, BİR ZAMANLAR BAŞTACI YAPTIĞI PORTAKALI, NE KEYİFLE BAŞUCUNA KOYABİLİYOR, NE DE "DESTEK GELECEK" YALANLARINA İNANABİLİYOR. DURUM, DİĞER TÜRLERDEN DAHA SULU VE LEZZETLİ OLAN, DÜNYANIN KABUL ETTİĞİ BİR MARKA HALİNE GELEN FİNİKE PORTAKALI İÇİN DE AYNI. CALİFORNİA ÜNİVERSİTESİ TARAFINDAN, DÜNYANIN EN KALİTELİ PORTAKALI SEÇİLEN FİNİKE PORTAKALI, GÜNÜMÜZDE LEZZETİNDEN HİÇBİR ŞEY KAYBETMESE DE BAHARIN İLK GÜNLERİNDE AÇAN MİS KOKULU ÇİÇEKLERİNİ, BAHÇELERİNİ GİDEREK KAYBEDİYOR. ÜRETİCİLER VE YEREL YÖNETİCİLER İSE YILLARDIR FİNİKE PORTAKALI'nın korunması gerektiğine dikkat çekiyor.
Bugün yerel yöneticilerin, Finike Portakalı'NI KURTARMA ÇABALARI GÖSTERDİĞİ ÜRÜN, İLÇEYE İLK OLARAK 1930'lu yıllarda Şekerci Ailesi tarafından getiriliyor. Ondan önce Finike'NİN VERİMLİ TOPRAKLARINDA, PİRİNÇ ÜRETİMİ YAPILIYOR. ANCAK PİRİNCİN, SİVRİSİNEKLER NEDENİYLE SITMA HASTALIĞINI YAYMASI, PİRİNÇ TARLALARININ SÖKÜLÜP, YERİNE PORTAKAL AĞAÇLARININ DİKİLMESİNE NEDEN OLUYOR. BÖYLECE BİR ZAMANLAR, PİRİNÇ NEDENİYLE SİVRİ SİNEKLERİN DOLAŞTIĞI TOPRAKLAR ÜZERİNDE, BİRDEN ÇİÇEKLERİNİN KOKUSU NEFESİ KESEN, KOYU YEŞİL YAPRAKLAR ARASINDA, GÜNEŞ RENGİ MEYVELER ÜRETİLMEYE BAŞLIYOR. PORTAKAL 1950'lere kadar, Finike arazilerinde hızlı bir gelişim gösteriyor. 1994 yılında ise Californiya'DA YAPILAN TAT KONTROLÜNDE BİRİNCİ OLUYOR. CALİFORNİA ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMACILARI, HALA DÜNYANIN EN KALİTELİSİ KABUL ETTİĞİ BU ÜRÜNÜN BİR EŞDEĞERİNİN OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRIYOR. ANCAK DÜNYA BİRİNCİLİĞİ TESCİL EDİLEN FİNİKE PORTAKALI İÇİN, YEREL YÖNETİMLER YILLARDIR PORTAKALIN KORUNMASI VE TANITIMININ YAPILMASI İÇİN DESTEK İSTİYOR.
FİNİKE'ye portakalın geldiği, 30'LU YILLARDAN, 50'li yıllara kadar ürünün ilçede çok büyük bir gelişim gösterdiğini ifade eden Finike Belediye Başkanı Nail Dülgeroğlu, "Zaman içinde çeşitler de geliştirildi. 30-40 çeşit ürün elde edildi. Üretimle birlikte, Avrupa'DA BİR NUMARA OLAN PAKETLEME ÜNİTELERİ DE YAPILDI. ANCAK SON YILLARDAKİ TARIM POLİTİKALARI, BU GELİŞİMİN DURMASINA HATTA GERİLEMESİNE NEDEN OLDU. ÖZELLİKLE DE SON 2 YILDIR ÜRETİMDE CİDDİ DÜŞÜŞ VAR. İHRACAT TEŞVİĞİNİN DÜŞMESİ, GİRDİYE DE DESTEK OLMAMASI BU SIKINTININ BOYUTLARINI ARTIRIYOR" DİYE KONUŞTU.
BİR ZAMANLAR 800 DÖNÜMLÜK ARAZİDE ÜRETİLEN PORTAKALIN, 500 BİN DÖNÜME DÜŞTÜĞÜNÜ KAYDEDEN DÜLGEROĞLU, "ÜRETİM TEKNİKLERİNİ GELİŞMESİ, ÜRÜN MİKTARINI ÇOK ETKİLEMESE DE ÜRETİCİ HATALI POLİTAKALAR YÜZÜNDEN ZARAR ETMEKTEN KURTULAMIYOR. İLÇEDE, YILLIK 100 BİN TON OLAN TOPLAM NARENCİYE ÜRETİMİNİN 80 BİN TONUNUN PORTAKAL, 5 BİN TONUNU LİMON, KALAN MİKTARI İSE TURUNÇ VE MANDALİNA OLUŞTURUYOR" DEDİ.
DÜLGEROĞLU, SON ZAMANLARDA PORTAKAL BAHÇELERİNİN SÖKÜLEREK YERİNE KONUTLAR YAPILDIĞINI BELİRTİYOR VE DÜLGEROĞLU'dan bir de acı itiraf geliyor; "Durum böyle devam ederse, ilçenin sembolü olan portakalı, 50 yıl sonra fotoğraflarda göreceğiz." Tarım alanlarının giderek daralmasındaki en büyük etkinin, verimli araziler üzerindeki yerleşim yerleri olduğunu ifade eden Dülgeroğlu, sözlerine de şöyle devam ediyor:
"Her yerin belediye olması aslında en büyük sorun. Tarım karakterli topraklar üzerinde, yerleşim yerleri var. Belediyeler imar planı yapmak zorunda. Böylece tarım topraklarının üzerinde, evler, okullar, sosyal tesisler yer alıyor. Oysa yerleşim yerlerinin alternatifleri var. Orman vasfını kaybetmiş hazine arazileri belediyelere tahsis edilmeli. Böylece, tarım toprakları korunup, boş arazi de yerleşim yeri olarak değerlendirilebilir. Oysa bu alanlar duruyor ve tarım alanlarından imar geçiriliyor. 17 yıldır Finike Belediye Başkanlığı yapıyorum ve bunu 17 yıldır söylüyorum. Bu işle ilgili olan en üst idarecilere kadar durumu defalarca dile getirmiş olmama rağmen, Finike için hiçbir şey yapamadık. Oysa Finike'NİN ÇEVRESİNDE, 2 FİNİKE KURULACAK KADAR YER VAR. BEN, FİNİKE'deki tarım arazilerinden, portakal bahçelerinden kurtarabildiğimi, kurtardım. Ancak öyle sanıyorum ki 50 yıl sonra, ilçenin sembolü olan portakalı ancak fotoğraflarda görebileceğiz."
Finike'DE KONUT İHTİYACININ KARŞILANMASI İÇİN HAZİNE ALANINDAN, 2 BİN 200 KONUT YAPILABİLECEK ALAN YARATTIKLARINI DA BELİRTEN DÜLGEROĞLU, "BU ALAN DAHA ÖNCE 55 MİLYAR LİRA MUHAMMEN BEDELLE İHALEYE ÇIKARILMIŞTI. BELEDİYE OLARAK BU İHALEYE BİZ DE GİRDİK VE 85 MİLYAR LİRAYA ALDIK. ANCAK, İLGİLİ BİRİMLER, SATIŞIN ÇOK UCUZA YAPILDIĞI GEREKÇESİYLE İHALENİN İPTAL EDİLMESİNİ SAĞLADILAR. DANIŞTAY'da ihalenin iptalinin reddine karar verilmesi için dava açtım. Ancak bu dava kabul edilmedi" diyerek de sorunun bir başka boyutunu dile getirdi. Dülgeroğlu'NUN TARIM ALANLARIYLA İLGİLİ ÖNERİSİ İSE ŞÖYLE;
"NASIL, TARİHİ SİT ALANI, DOĞAL SİT ALANI VARSA VE BUNLAR YASALARLA KORUNUYORSA, TARIM ARAZİLERİ DE BÖYLE BİR YASAL KORUMA ALTINA ALINMALI. TÜRKİYE'de ağaç kesmek kolay bir iş. Bir ağaç kesene, 20 ağaç dikmesi zorunluluğu getirilmeli."
Finike Portakalı'NIN, DÜNYACA ÜNLÜ MARKASINI KORUYABİLME YÖNÜNDEKİ ÇABALARI DEVAM EDERKEN, DİĞER YANDA ANTALYA'nın genelindeki diğer narenciye üreticileri de hatalı tarım politikalarının beraberinde getirdiği sorunları yaşıyor. Sorunları üç temel noktaya oturtan Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer, "İlk neden ihracat teşvik primlerinin azalması, ikincisi hızlı kentleşme ve rant, üçüncü neden ise geçtiğimiz yıl yaşanan Rusya krizi nedeniyle, pazar kaybı yaşanması" diyor.
1995'TEN BU YANA BAŞTA NARENCİYE, PAMUK VE HUBUBAT ALANLARININ AZALDIĞINI, SERA ALANLARININ İSE ARTTIĞINI İFADE EDEN TUNCER, "SERACILIĞIN DAHA ÇOK GELİR GETİRECEĞİNİ DÜŞÜNEN ÜRETİCİLER, NARENCİYE BAHÇELERİNİ BOZUP, SERAYA ÇEVİRDİ. İHRACATA TEŞVİK PRİMİNİN AZALMASI BUNUN EN ÖNEMLİ NEDENİ. DAHA ÖNCE TON BAŞINA 100 DOLAR OLAN PRİM, KADEMELİ OLARAK DÜŞÜRÜLEREK, BU YIL 40 DOLARA İNDİ. AYRICA PİRİM ARTIK ARTIK NAKİT ÖDENMİYOR VE İHRACATÇININ DEVLETE OLAN BORCUNDAN KESİLİYOR" DİYE KONUŞTU.
NARENCİYE ÜRETİMİNİN AZALMASINDAKİ BİR DİĞER ETKENİN İSE HIZLI KENTLEŞME VE RANT OLDUĞUNU BELİRTEN TUNCER, "KENT MERKEZİNDE KIRCAMİ, LARA, GÜZELOBA, BAHTILI, ÇAKIRLAR BÖLGELERİNDEKİ NARENCİYE BAHÇELERİ YA İMARA AÇILDI, YA DA SERAYA ÇEVRİLEREK YOK EDİLDİ. KUMLUCA, FİNİKE, DEMRE'deki narenciye bahçeleri de bitti. Oysa Finike narenciyede en önemli alan. Finike'DE ÜRETİLEN PORTAKALIN DÜNYANIN BAŞKA BİR YERİNDE ÜRETİLMİYOR. BİR DİĞER NEDEN İSE RUSYA'da yaşanan kriz. Türkiye bu yüzden önemli bir pazar kaybına uğradı ve yeni pazarlar bulmakta zorlandı. Bu sıkıntı da kısa sürede aşılacak gibi görünmüyor. Ayrıca üretim girdilerine de devlet desteği verilmeli" dedi.
Bu arada girdi maliyetlerini bile karşılayamadıklarını söyleyen üreticiler, geçtiğimiz yıllarda kilosunu 300 bin liradan sattıkları portakala, bu yıl 100 bin liradan bile alıcı bulamadıklarını ifade etti. Üreticiler, ellerinde kalan ürünleri ise bahçelerinde kazdıkları dev çukurlara gömmekte bulduklarını söyledi.