HEM ÜRETİCİ HEM TÜKETİCİ MUTSUZ

Suiçmez, son dönemlerde et, süt ve tarım ürünlerindeki fiyat artışlarının üretimden kaynaklı olduğunu belirterek, uygulanan yanlış tarım politikalarının üreticiyi alandan çektiğini kaydetti. Üreticinin mutsuz, tüketicinin ise yeteri kadar gıda tüketemediği bir durum yaşandığını kaydeden Suiçmez, “Ülkemizin yeteri kadar hayvan varlığı var ama bitkisel ve hayvansal üretimi bir bütün olarak görmeliyiz. Bitkisel üretimde yeteri kadar yem bitkisi üretilmediğinde, meralar imara açıldığında, hayvancılıkta temel girdi olan yemde dışarıya bağımlı hale geliyoruz. Karma yemde yüzde 55 civarında dışarı bağımlıyız. Gerek pandemi, gerek kuraklık, gerek ekonomik sorunlar ve Rusya-Ukrayna savaşı dışarı bağımlı olduğumuz girdilerde olumsuz etkilenmemize yol açtı.”

SOMUT DESTEK VERİLMEDİ

“Elektrik, doğalgaz, akaryakıta gelen zamlar, artan işçi maliyetleri de buna eklenince hayvancılık konusunda çok büyük sorunlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Enflasyonun yüzde 55, gıda enflasyonunun yüzde 65 olduğu bir ortamda 2022 yılında tarımsal destekleme bütçesine ayrılan pay yüzde 12,5. Ürünler bazında bakarsak bazı bitkisel ürünlere mazot, gübre ve sertifikalı tohum desteği verildi ama hayvancılık destekleri bir önceki yıl ile aynı kaldı, hayvancılığa somut bir destek verilmedi” dedi.

ET SÜT PARİTESİ DÜŞTÜ

Hayvancılıkta yem, süt ve et paritesinin önemli olduğuna değinen Suiçmez, “Bir işletmenin kâr ederek faaliyetini sürdürebilmesi için 1 litre süt satıp 1,5 kilo yem alabilmesi  gerekiyor ancak gerek yem fiyatlarındaki artış gerekse alana hâkim olan özel sektörün üretici fiyatlarını baskılaması nedeniyle süt üretici 1 litre süt satarak 800 gram yem alabilir hale geldi. Zarar etmeye başladı ve dişi hayvanları kesmeye başladı.” 

ET ÜRETİMİNİ OLUMSUZ ETKİLEDİ

“Hayvanların kesilmeye başlanması bir yandan gıda arzının artmasına yani fiyatların yükselmesine neden olmakta. Diğer yandan ise en azından bir hayvanını satıp yem maliyetini karşılama çabası zaman içerisinde işletmelerin de kapatılmasına ve küçülmesine, ekonomik üretim yapamamasına yol açtı. Aynı zamanda bu kesimler, besicilik aşamasında et üretimini de olumsuz etkiledi” diye konuştu.

İHRACAT YASAĞI OLUMLU AMA YETERSİZ

Üç ülke hariç et ihracatına yasak getirilmesinin olumlu ancak yeterli bir önlem olmadığını söyleyen Suiçmez, “Üretim sorununu çözmeden tüketim sorununu çözemeyiz. Biz potansiyelimizi doğru değerlendirirsek üretim maliyetleri de düşer, tüketici de yeterli ürüne uygun fiyattan ulaşabilir. Pandemi ortamlarında bizim dışa bağımlı değil dışarıya ürün satan bir ülke olmamızın ne kadar önemli olduğu görüldü” dedi.

ÜRETİM MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ

“Üretim maliyetleri düşmeden, ürün fiyatlarının düşmesini beklemek mümkün değil” diyen Suiçmez, “Üretim sorununu çözsek de piyasayı zincir marketlerin tekelci yapısına ya da çok büyük tüccarların insafına bırakırsak, kamu düzenleyici kurumlarını özelleştirip, alandan çekilirse gıda tedarik zincirindeki sorunları da çözemeyiz. İnsanlarımızın parası olsa bile raftaki ürünleri alamaması da bir kıtlıktır. Hem üretim hem de tüketim boyutunda herkesin mutlu olabileceği şekilde tarımın somut olarak desteklenmesi gerekiyor. Çiftçinin somut desteklerle önünü görmeye ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Haber: Emrah ÖZCAN / İLKSAYFA

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.