GAZİANTEP SABAH GAZETESİ: TÜCCARIN İNSAFINA BIRAKILAN ÇİFTÇİ YİNE YOKSULLAŞTI- 4 OCAK 2020
"Kredi kullanmazsa üretim yapamayacak hale getirilen çiftçinin, şimdi de traktörünü, hayvanını haczetmeye başladılar. Hacizlerin 3 ay ertelenmesi ise yeterli değil. Anaparanın 5 yıla kadar ötelenmesi talep ediliyor."
Bankalara olan 128.7 milyar TL’lik borcuyla yeni yıla giren çiftçinin, batık kredi miktarı ise 5 milyar TL’ye dayandı. TMMOB Ziraat Mühendisler Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Öz sermayesi yetersiz olan çiftçi, uzun yıllardır uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu bugün dışarıdan kredi kullanamazsa üretim yapamayacak duruma geldi” dedi. Çiftçinin bankalar dışında kooperatifler ve özel sektöre olan toplam borcunun ise 180 milyar TL’ye ulaştığına dikkat çeken Suiçmez, “Çiftçilerimizin 128 milyar TL krediye karşılık 200-225 milyar TL civarında teminat göstermesi sonucu traktörü, hayvanı, evi, arsası üzerine ipotek konuldu. Amasya’da traktörüne, Kars’ta hayvanına icra gelen çiftçilerimiz var” dedi. Henüz 4 gün önce, Tarım Kredi Kooperatifi’ne olan borcu nedeniyle koyunlarını, ineklerini satmak zorunda kalan Malatyalı bir çiftçi, traktörü de satışa çıkarılınca çaresizlikten ağlamıştı.
BORÇ FAİZLERİ SİLİNSİN
Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası borçlarının yeniden yapılandırılması ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmediğine dikkat çeken Suiçmez, “Çiftçi kuruluşu olan Tarım Kredi Kooperatifleri, maalesef bankaların üzerinde faiz ile kredi verip, mazot dahil temel girdileri daha pahalıya satıyor. Pandemi sürecinde yeterli desteği zamanında alamayan, sürekli artan üretim maliyetlerini karşılayamayan çiftçimizin, ipotekli malları üzerinde Tarım Kredi Kooperatifleri haciz işlemine başladı” dedi. Kısa dönemli faiz ertelemelerinin ya da haciz işlemlerinin 3 ay ertelenmesi çiftçinin borç batağında yaşadığı kısırdöngüyü aşabilmesi için yeterli olmadığının altını çizen Suiçmez, “Çözüm, özellikle takipteki çiftçi borçlarının derhal yapılandırılması, borç faizlerinin silinmesi, aldığı yıl koşulları üzerinden ana para ödemelerinin 5 yıla kadar ötelenmesidir” diye konuştu.
ÜRETİCİ YOKSULLAŞTI
Son 10 yılda mazottaki fiyat artışın yüzde 216, gübrelerden ürede yüzde 292, DAP’ta yüzde 262 olurken, ürün fiyatlarındaki artışların çok daha düşük düzeyde kaldığına vurgu yapan Suiçmez, üreticinin yoksullaştığına dikkat çekti. Zaten yetersiz olan tarımsal destekler de zamanında ödenmiyor. 2006’da AKP’nin kendi çıkardığı Tarım Kanunu’na göre, çiftçiye verilmesi gereken destek 2019 ve 2020’de en az 43 milyar TL olmalıyken, 2019’da 16.1 milyar TL, 2020’de 22 milyar TL ödendi.
TARIMDA KRİZ YILI
ZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Pandemi sürecinin belirsizliği ve ülkemizde yaşanan ciddi kuraklık sorununun da etkisiyle 2021 yılı genel ekonomi ve de tarım sektörü için kriz yılı olmaya devam edecek” dedi. 2020’de yapılmaya devam eden hatalardan birinin ithalat politikası olduğuna vurgu yapan Suiçmez, “Buğday, arpa, mısır gibi pek çok üründe gümrük vergileri düşürüldü ya da sıfırlandı. Gıda fiyatları yükseldi diye gümrük vergisi düşürülür veya sıfırlanırsa tarımda dışalım artar ve Türkiye açık pazar haline gelir” dedi.
PAHALILIK SÜRECEK
Çiftçi yeni yıla ödeyemediği borçlarıyla girerken, yurttaş da 2021’i yıllık yüzde 21’i aşan gıda enflasyonuyla karşıladı. Bu oran, TÜİK’ten değil de çarşı pazardaki net zamlarla hesaplandığında yıllık gıda zamları yüzde 80’i buluyor. Tarımsal üretim maliyetlerinde dışa bağımlı olunduğu ve bu konuda çiftçiye destek olunmadığı için, bu yıl da benzer maliyet artışlarının sürmesi, pahalılığın devam etmesi bekleniyor. Bu yıl ayrıca, alarm veren kuraklık nedeniyle tarımdaki krizin derinleşmesi öngörülüyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı Hüsetin Demirtaş, gıda enflasyonunun nasıl kısırdöngü haline geldiğini, fahiş gıda zamlarına rağmen üreticinin neden kazanamadığını şöyle anlattı: “Yeterli kazanç sağlayamayan çiftçi üretimden çekiliyor. Bu, tarım ürünlerinin fiyatını artıran bir sorun. Bu kez ürün ucuzlasın diye ithalat yapılıyor. Bu da fiyatları aşağı çekemeyince gümrük vergileri sıfırlanıyor. Bu durum karşısında ithal ürünle rekabet edemeyen üreticilerin üretimden çekilmesi hızlanıyor ve döngü böyle devam edip gidiyor. Öte yandan, gıda fiyatlarındaki fahiş zamlardan üreticinin hiçbir kârı yok. Çiftçi, ürününü çoğunlukla mal ettiğinden düşüğe satmak zorunda kalıyor. Çünkü çiftçi, aracı tüccarların ya da büyük marketlerin insafına bırakıldı. Bu yüzden bir tarım ürününün, tarladan alındığı fiyatla markette satıldığı fiyat yüzde 100 zamlı. Tüm bunlar tarımı bırakan çiftçilerin artmasına, yine aynı sorunların tekrarlanmasına yol açıyor.”
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.