GENETİK TEHLİKE 'KAÇAK' GELİYOR - CUMHURİYET
ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI
HİCRAN ÖZDAMAR
İZMİR - İnsan ve hayvan sağlığını olumsuz etkilediği belirtilen genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO), 1998 yılından bu yana Türkiye'ye kaçak olarak sokulduğu kaydedildi. Ülkeye giren bu tür ürünlerin tohumlarının diğer bitki türlerini etkilediği ve çeşitliliği azalttığı vurgulandı.
Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır , gen transferi yapılarak elde edilen ürünlerin verim artışı sağlayacağı yönündeki bilgilerin doğruyu yansıtmadığını belirterek ''Genetiği değiştirilmiş organizmalarla açlık sorununun sonlandırılacağı, verim artışı sağlanacağı, ucuz ve kaliteli ürün elde edileceği söylenir. Dünyada 800 milyondan fazla insan açlık çekiyor. Bu durum, gıda yetersizliğinden değil, Batı'nın eski sömürgeleri olan ülkelerin kendi gereksinimlerini karşılayamamalarından kaynaklanıyor'' dedi.
Açlık çeken insanların sayısından fazla üretim yapıldığını vurgulayan Sındır, çokuluslu şirketlerin kendilerine yeni alanlar oluşturmaya çalıştığını söyledi. Gen transferi yapılan ürünlerin, çevre kirliliği oluşturarak sağlık riskleri yarattığını kaydeden Sındır, biyolojik çeşitliliğin de tehdit edildiğini belirterek şöyle devam etti: ''Genetiği değiştirilmiş ürünlerin tozları rüzgârlarla yayılarak doğaya dağılıyor. Doğaya saçılan gen karakterleri yeni ve tek tip düzenin oluşmasına neden oluyor'' diye konuştu.
Genetiği değiştiriliyorDünyada ABD'nin yüzde 63 ve Arjantin'in yüzde 21 oranıyla en büyük üretim payına sahip olduğunu kaydeden Sındır, Türkiye'nin bu ülkelerden her yıl yüzde 88 oranında genetiği değiştirilmiş ürün aldığını söyledi. Ülkeye GDO'ların girişinin yasak olduğunu vurgulayan Sındır, bu ürünlerin 1998'den beri hiçbir denetime uğramadan Türkiye'ye sokulduğunu bildirdi. Sındır şunları söyledi: ''Ülkemizde bu ürünlerin denetime sokulabileceği 2-3 laboratuvardan başka yer yok. Bunlar da sınır kapılarının çok uzağında. Gerek hammaddeden Türkiye'de işlenen, gerekse yurtdışından ithal edilen işlenmiş ürünlerden önemli bir kısmının GDO içeriğine sahip olduğu biliniyor. Bu ürünlerin, araştırma, geliştirme, üretim ve tüketime yönelik uygulamalarında kontrol mekanizmalarının en kısa zamanda yaşama geçirilmesi gerekiyor.''