GIDA GÜNÜ’NDE 1 MİLYAR İNSAN AÇ! - EVRENSEL
16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinlikleri kapsamında TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odasının ortak çağrısıyla "Açlık Utancın Tarihsel Adı" başlıklı sempozyum gerçekleştirildi.
Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezinde düzenlenen sempozyumun ana teması Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) bu yıl belirlediği "Açlığa Karşı Birleşelim" konusu oldu. Sempozyumun açılışında konuşan Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, dünyadaki açlığın asıl sebebinin yetersiz üretim değil kural tanımayan serbest piyasacı üretim anlayışı olduğuna vurgu yaptı. Ataman, bazı kesimlerin "Devlet hiçbir şeye müdahale etmesin" anlayışı güttüğünü belirterek "Geldiğimiz nokta ortada, ezberimizi bozmak ve tarımsal üretimi artırmak zorundayız" dedi. Türkiye‘deki durumun da iç açıcı olmadığını belirten Ataman, "Açlığın azı çoğu olmaz, bir kişi açsa açlık var demektir, illa kronik açlık olması gerekmez" dedi. Güvenli gıdalara ulaşmanın da sorgulanır olduğunu ifade eden Ataman, "Gıda maddelerinin hem kaliteli hem de uygun fiyatlarla tüketicilere ulaştırılması bir insanlık hakkıdır ve devletlerin görevidir" dedi.
GIDA EMPERYALİZMİ YAŞANIYOR
Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Besleme de, 2010 yılında dünyada aç nüfusun 100 milyon artarak 1 milyara ulaştığını hatırlatarak, temel gıda fiyatlarının da yüzde yüze yakın artış gösterdiğini ifade etti. Tüm dünyada gıda emperyalizminin söz konusu olduğunu vurgulayan Besleme, "Dünya gıda kontrolü sayısı 10‘u geçmeyen çokuluslu şirketlerin rant alanı haline geldi. IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası gibi kuruluşların aracılığıyla en acımasız uygulamalar hayata geçiriliyor" dedi. Türkiye‘de de kamu kuruluşlarının özelleştirmelerle tasfiye edildiğini, KİT‘lerin yabancı ve ulusal sermayeye peşkeş çekildiğini ifade eden Besleme, "Sadece bugünümüz değil, geleceğimiz de yok edilmek isteniyor" dedi. Besleme, halkların gıda egemenliği hakkına sahip çıkması gerektiğini belirterek, açlıkla mücadelenin gıda emperyalizmine karşı durmaktan geçtiğini ifade etti.
AÇLIĞIN NEDENİ ADALETSİZ BÖLÜŞÜM
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Turhan Tuncer de yaşanan küresel krizlerin var olan yetersiz ve dengesiz beslenme sorununu daha da derinleştirdiğini söyledi. Tuncer, "Yaşanan açlığın nedeni adaletsiz bölüşüm ve yoksulluktur" dedi. Tuncer, hayvancılığın, tarımla uğraşan çiftçi sayısının ve işlenen tarım alanının azaldığına ve tütüncülüğün bitirilme noktasına geldiğine dikkat çekti. Türkiye‘nin tarım ve gıda da yeni sömürge olma yolunda ilerlediğine vurgu yapan Tuncer, "Bu sarmaldan kurtulabilmenin yolu kendi insanımızın ihtiyaçlarına ve ülkemizin özgül ekolojik koşullarına uygun emek ve üretim odaklı bir program uygulanmasıdır" dedi.
BEDELİ ÖDEYENLER
TMMOB Yönetim Kurulu 2. Başkanı Selçuk Uluata da IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütünün dayattığı politikalar sonucu Türkiye‘nin tarım ürünlerinin dışarıdan alıcı konuma sürüklendiğini ifade ederek, "Uygulanan yanlış politikaların bedelini her zamanki gibi emekçiler, işsizler ve yoksullar ödemektedir" dedi. Güvenli hammadde kaynaklı, güvenilir gıda üretimi için bilimsel ağırlıklı çalışmaların önemine dikkat çeken Uluata, "Dışalıma bağımlı ve gıda güvenliği tartışılır bir ülke olarak karanlığın içerisinde kalmamız kaçınılmaz olacaktır" dedi.
KARARLAR UYGULANMADI‘
FAO Türkiye Temsilcisi Ayşegül Akın da, 1996 yılında Dünya Gıda Zirvesi‘nde alınan kararların hayata geçirilemediğini hatırlattı. Tarıma yapılan resmi yardımların 1980‘de yüzde 17 iken 2010‘da yüzde 4‘e gerilediğine dikkat çeken Akın, dünya yoksul halkının yüzde 75‘inin de kırsalda yaşadığını ifade etti. Akın, açlıkla mücadelede kadınların tarımsal üretimde etkin rol oynamasının, köyden kente göçün azaltılmasının, küçük ölçekli işletmelerin desteklenmesinin ve doğal kaynaklar ile tarım topraklarının amaç dışı kullanımın engellenmesinin önemine de dikkat çekti.
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık da dünyadaki açlığın tarihsel gelişiminde farklılıklarını vurgulayarak geçmiş de yaşanan açlıkla, günümüzde yaşanan açlık arasında büyük farklılıkların olduğunu ifade etti. Günümüz açlığının esas sorununun paylaşım sorunu olduğunu dile getiren Tanık, "Yedi de biri aç olan bir dünya tahammül edilebilir bir dünya değildir" dedi.
(Ankara/EVRENSEL)