GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI`NIN 29.5.2014 TARİHLİ AÇIKLAMASINA CEVABIMIZDIR!

MERKEZ
30.05.2014
 

 - Basın Açıklaması - 

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI`NIN 29.5.2014 TARİHLİ AÇIKLAMASINA CEVABIMIZDIR!

30.5.2014

 

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının GDO`lar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik`te yaptığı değişiklikler 29 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanmış, platformumuz konuyla ilgili bir basın açıklaması yapmıştı. Bu temelde basın yayın organlarında çıkan haberlere Bakanlık derhal bir cevap yayımladı. 

Hatalar içeren ve Biyogüvenlik Kanunu`na açık bir şekilde aykırılık içeren Bakanlık açıklamasına karşı cevabımız aşağıdadır; 

1) Bakanlığın açıklamasında Türkiye`de GDO`lu hiçbir gıda ürününün üretimine ve satışına / ithalatına izin verilmediği belirtilmektedir. Daha birkaç gün önce yaşanan ve bebek beslenmesinde kullanılan GDO`lu sütlü tahıl karışımı skandalı ile halkımız bir kez daha sarsılmıştır. İthal bebek mamalarına Bakanlık önce "temiz" raporu düzenleyerek ülkemize girişine izin vermiş, ancak sonrasında Bursa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekiplerinin piyasa denetimleri sırasında söz konusu mamaların GDO`lu oldukları tespit edilmiştir. Yurdumuza girişine ve piyasada satışına izin verilen GDO`lu mamaların kaç adedi satılmış ve bebekler tarafından tüketilmiştir? Mersin limanında ihbar üzerine yakalanan ve GDO`lu olup olmadığı konusu halen açıklığa kavuşturulamamış pirinçlerin de ciddi bir kısmı iç piyasada tüketilmiş, bu konuda da Bakanlığın açıklamaları kamuoyunu ikna edebilecek yönde olmamıştır. 

2) Bakanlığın açıklamasında Biyogüvenlik Kurulu`nun geçtiğimiz yıllarda sadece yem amaçlı kullanılmak üzere 3 soya ve 14 mısır geninin ithalatına izin verdiği belirtilmektedir. Bu bilgi doğru değildir. Kurul GDO`lu 3 soya ve 16 mısır çeşidine izin vermiştir. GDO`ya Hayır Platformu bileşenleri açtıkları dava sonucunda GDO`lu 2 mısır çeşidi için verilen onayı iptal ettirmiştir. İptal kararları Türkiye`nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler çerçevesinde verilirken, maddi imkansızlıklar nedeniyle dava açamadığımız GDO`lu 3 soya ile 14 mısır çeşidinin Bakanlık tarafından onaylarının iptal edilmesini beklemek son derece lüks bir talep olacağından platformumuz onların da iptalini sağlayana kadar mücadelesine devam edecektir. 

3) Bakanlığın açıklamasında "sadece yem amaçlı" ithal edilen bazı ürünlerde, mevzuatta bulaşma ve bulaşma miktarının ne olduğu hususu yer almadığından, GDO`lu olmadığı halde bulaşmadan kaynaklanan mağduriyetler yaşandığı belirtilmektedir. Oysa bugüne kadar basına yansıyan / sızan bilgilerden görülmektedir ki GDO konusu yem sanayinden çok gıda sanayinin büyük sorunu haline gelmiş ve karşımıza fındık ezmesi, pirinç ve mama örneklerini gelmiştir. Dolayısıyla yönetmelikte yapılan değişikliğin yem sektörünü ilgilendirdiği konusu inandırıcı değildir. 

4) Kaldı ki, yapılan yönetmelik değişikliğinde doğrudan "ürün" kavramı kullanılmıştır. Bu da yapılan değişikliğin hiç bir ayrım gözetmeksizin her türlü ürünü, dolayısıyla gıda ürünlerini de kapsadığını göstermektedir. "Ürün" tabirinin içine bebek maması da çocuk besini de insan gıdası da girmektedir. Eğer bakanlık açıklamasında samimi olsaydı yapılan yönetmelik değişikliğinde -tıpkı basın açıklamasında yaptığı gibi- "sadece yem amaçlı kullanılacak ürünlerde" ifadesini kullanırdı. Böyle bir ifadeyi kullanmaktan özellikle kaçınan Bakanlığın "biz bu değişikliği sadece yem amaçlı ürünler için çıkarttık" demesi inandırıcılıktan uzaktır. 

5) Yönetmelikte yapılan değişiklik ile "Bulaşma" kavramına açıklık getirilerek tereddüt, eksiklik ve mağduriyetlerin giderilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir. Soruyoruz! Kimin mağduriyetinin önlenmesi amaçlanmaktadır? GDO`lu bebek mamaları ve fındık ezmelerini tüketen bebekler ile çocukların mı yoksa firma sahiplerinin mi? 

6) Yapılan düzenlemenin hukuki sorunları bertaraf etmek ve tereddütleri gidermek amacıyla hazırlandığı, GDO`nun gıdada kullanılmasına izin vermeye yönelik olmadığı belirtilerek "Türkiye‘de GDO ve ürünlerinin gıda amaçlı olarak kullanılması ve GDO‘lu üretim yapılması da tamamen yasaktır" denmektedir. Bu ifade kamuoyunu yanıltıcı bir ifadededir. Bugüne kadar yem amaçlı GDO onayları Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde verilmiştir. Biyogüvenlik Kanunu`nda yem amaçlı GDO onayına herhangi bir kesin yasak olmadığı gibi insan gıdası amaçlı GDO onayına da kesin bir yasak bulunmamaktadır. Dolayısıyla ülkemizde gıda amaçlı GDO`lu üretim yapılması ne yazık ki tamamen yasak değildir, sadece izne tabiidir. Şu anda henüz verilmiş bir iznin bulunmaması bu gerçeği değiştirmemektedir. Eğer Bakanlık GDO`lu gıda ürünlerinin "tamamen yasak" olması konusundaki görüşünde samimiyse, bir yönetmelik değişikliği yaparak gıda ürünlerinde GDO bulunmasını kategorik olarak yasaklamalıdır.

7) Biyogüvenlik Kanunu`nun 8. maddesinin (c) fıkrasında istenmeyen GDO bulaşıklarının engellenmesi görevi Bakanlığın görevleri arasında sayılmaktadır. Kanun Bakanlığa istenmeyen GDO`ları engelleme görevi vermektedir. Bu kapsamda gerek yönetmelik değişikliğinde gerekse yapılan açıklamada Bakanlığın istenmeyen GDO bulaşıklığından kaynaklanan hukuki sorunları bertaraf etme ve firmaların mağduriyetlerini giderme niyetiyle GDO bulaşıklığına izin verilmesi Biyogüvenlik Kanunu`na aykırılık teşkil etmektedir. Kanun`un bakanlığa verdiği görev bulaşıklığı yasallaştırmak değil engellemektir. Yapılan yönetmelik değişikliğiyle bakanlık yetkisini aşmıştır. 

8) Gıda üreticileri, ürünlerinin her türlü koşulda GDO`suz, temiz ve sağlıklı olmasıyla, Bakanlık da bu koşulların yerine getirilmesini sağlamak ve denetlemekle sorumludur. Üreticilerin "ben temiz ve GDO`suz gıda üretemiyorum", Bakanlığın da "ben GDO`lu gıdaları, GDO bulaşıklarını engelleyemiyorum" deme ve bu sebeple yönetmelikleri esnetme hakkı yoktur. Eğer üreticiler ve Bakanlık üzerlerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirmeyi başarırsa, Bakanlık açıklamasında söz edilen "hukuki sorunlar" ve "tereddütler" oluşmayacaktır. 

Bakanlığın dün uygulamaya soktuğu son değişiklikler, kanunun getirdiği yasakları yönetmelik değişikliği ile aşmaya yöneliktir. Böyle bir çaba gerek Platformumuzca, gerekse sofrasında GDO`lardan arınmış temiz gıda isteyen halkımızca asla kabul edilemez. 

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

 

GDO`ya Hayır Platformu*

*GDO`ya Hayır Platformu, 2004 yılından bugüne seksenden fazla kurumsal üyesiyle çevre, ekoloji, biyoçeşitlilik, insan ve hayvan sağlığını koruma mücadelesini, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarını yılmadan sürdürmektedir.

Okunma Sayısı: 782