"GÖKSU GİBİ 4 NEHRE DAHA İHTİYAÇ VAR"- YENİGÜN
KOP`un bölge için önemine dikkat çeken Şube Başkanımız Özkan TAŞPINAR, "Sulanabilir arazilerin artması için Göksu gibi 4 nehrin suyuna daha ihtiyaç var" dedi.
Bölgenin kalkınması için önemli projelerden biri olan Konya Ovaları Projesi (KOP) başta Konya olmak üzere Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsıyor. Türkiye yüzölçümünün yüzde 8ini oluşturan proje, aynı zamanda sulanabilir tarım arazilerinin de yüzde 13ünü teşkil ediyor. Bölge için hayati önem taşıyan KOP ile özellikle Konya ve Karaman Ovalarının sulanması hedefleniyor. Ayrıca proje bünyesinde Konya, Karaman ve Aksaray şehir merkezlerinin içme, kullanma, sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanması ve hidroelektrik enerji üretimi de bulunuyor.
Konya Ovası Projesinin içinin doldurulması gerektiğini dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Özkan TAŞPINAR, "Göksu Nehrinin suyunun Konya Ovasına getirilmesi düşünülüyor. Bir yılda 414 milyon metreküplük bir suyun ovaya getirilmesi sadece yüzde 10luk bir ihtiyaca cevap verebilir. KOP İdaresinin iki yıldır kurulduğunu, sağlıktan ulaşıma, turizmden tarıma birçok alanda 4 ilin kalkınmasını hedeflediğini kaydeden TAŞPINAR, "KOP, KOP İdaresinin bir ayağını oluşturuyor. Bürokrasinin ve siyasilerin bahsettiği gibi çok fazla bir su gelmeyecek. Gelecek suyun da yarıdan fazlası içme suyu olarak kullanılacak. Ovanın Göksu Nehri gibi 4 tane nehre daha ihtiyacı var" dedi. Tarım politikalarının sadece Konya için düzenlenmediğini, ülke genelini kapsadığını açıklayan TAŞPINAR, "Tarım politikalarını uzun vadeli sürdürebilir devlet politikaları oluşturulmalı. Ülkemiz genelinde sanayinin ve ticaretin yüzde 70i tarıma dayalı. Dolayısıyla tarımda yapılacak iyileşmeler bütün sektörlere olumlu yansır. Ekonomimiz ithalata değil de ihracata dayanır" ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİYE YETERLİ DESTEK VERİLMİYOR
Tarımsal girdilerin ağır olduğunu ve tarımın yapılabilmesi için mutlaka ekonomik desteğin sağlanması gerektiğine değinen TAŞPINAR, "Devlet çiftçiyi desteklemeli. Tarımsal girdileri düşürürseniz bu aldığınız ekmeğin, etin, yağın, sütün fiyatına yansır. Dünya ülkelerinde uygulanan tarım politikaları da böyle. Eğer devlet olarak vatandaşlarınıza ucuz şeker, et yedirmek ve süt içirmek istiyorsanız girdileri düşürmelisiniz. Üretim maliyetlerini düşürmezseniz, çiftçiler o ürünü terk eder. Mazot ve gübre fiyatları çok yüksek. Dolayısıyla destekleme politikalarıyla dengeyi sağlamalısınız. Gayri Safi Milli Hasıla nın yüzde 1lik ya da bin de 1lik kısmını çiftçiye destek olarak verilmesi gerekiyor. Bu da 11 milyar TLye tekabül ediyor. Oysa çiftçiye dağıtılan 7,5 milyar TLdir. Şu an ki destekler yetersiz. Bir tarladan yılda iki ürün elde etmeniz gerekirken siz iki senede bir bir ürün alırsanız bu milli gelire olumsuz yansır. Dolayısıyla tarım politikalarına çeki düzen verilmeli" dedi.
ÜRETİME YÖNELİP İTHALATI SONLANDIRMALIYIZ
Konya Ovasının ayçiçeği üretiminde önemli bir üretim miktarını yakaladığını ve ayçiçeği ekim alanlarının genişlediğini aktaran TAŞPINAR, "Tarımda kendi kendine yetecek bir pozisyonu yakalamamız ve ithalatı sonlandırmamız gerekiyor. Hububatın sap uzunlukları Konya Ovası genelinde kısa kalması nedeniyle saman sıkıntısı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu problem sadece Konya Ovasında yaşandı ama ülke geneline yansıdı. Bundan da anlaşılacağı gibi Konya Ovasının önemli bir konumda olduğunun göstergesidir. Bu iyi bir örnektir. Amerika Birleşik Devletleri Konya Ovasına bakarak üretimini planlıyor. Avrupa ve ABD bu tür hesaplar yapıyorsa biz de durup düşünelim. Tarım politikalarıyla üretime yönelip, ithalatı terk etmeliyiz" diye konuştu.