HABERSOL: RUSYA-UKRAYNA KRİZİNİN TARIMA ETKİLERİ: `FİYATLAR OLUMSUZ ETKİLENECEK`- 23 ŞUBAT 2022

HABERSOL: RUSYA-UKRAYNA KRİZİNİN TARIMA ETKİLERİ: `FİYATLAR OLUMSUZ ETKİLENECEK`- 23 ŞUBAT 2022
MERKEZ
23.02.2022

"Tahıl ihracatının büyük bölümünü Rusya ve Ukrayna`dan yapan Türkiye`de krizle birlikte fiyat artışları olması gündemde."

 

Rusya-Ukrayna krizinin enerjiye etkilerinin yanısıra Türkiye-Rusya arasında büyük ticaret hacmine sahip olan tarımı nasıl etkileyeceği de tartışılmaya başlandı. 

Rusya ve Ukrayna Türkiye`ye de tahıl ihracatı yapıyor. Rusya`nın ülkemize 2021 yılı tarım ürünleri ihracatı 36 milyar doları aşmış durumda. Buğday, arpa, mısır, ayçiçeği başta olmak üzere pek çok kalem tahıl ürünü ithal ediyoruz. Dolayısıyla söz konusu gerilimin Türkiye`yi tarımsal alanda da olumsuz etkileme ihtimali çok yüksek.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez`le krizin tarıma etkilerini ve Türkiye`nin atması gereken adımları konuştuk. "Krizden Türkiye olumsuz anlamda etkilenir mi?" sorusuna "evet" yanıtını veren Suiçmez, fiyatları düşük tutmak amacıyla yakınlığı göz önünde bulundurarak en çok Rusya`dan buğday aldığımızı belirtti.

`Buğday açığının yurtdışından alınması bir zorunluluk haline geldi`

Suiçmez, "Buğday ve arpa en temel ihtiyaçlar. Biri ekmek için, biri hayvan yemi için. Ülkemizde uzun zamandır buğday ekim alanları azalırken, üretim miktarlarında da düşüşler oldu. Özellikle kuraklığın etkisi ve yüksek girdi maliyetleriyle Türkiye’nin normalde 20 milyon ton üretimde kendi kendine yeterliliği sağladığı bir ortamda TÜİK`e göre 17,6 milyona hatta 16 milyonlara düştü. Dolayısıyla Türkiye’de iç üretimle karşılaması gereken buğday açığının yurtdışından alınması bir zorunluluk haline geldi. Orada da en büyük alıcısı olduğumuz ülke Rusya, sonra da Ukrayna" diye konuştu.

`Üretici bu sezon da tarlasını ekemezse buğdaydaki arz açığımız sürecek`

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı şöyle konuştu:

"Rusya’nın bu pandemi döneminde korumacı politikalara geçmesi, gıda fiyatlarındaki yüksek artış ve olası savaş durumu Türkiye’nin ihracatını olumsuz etkiler. Ya yeterli ürün alamayabiliriz ya da yüksek fiyatlardan alırız. Zaten şu anda dünyada dolar bazında buğday fiyatı yükseldi. Bizim Rusya ve Ukrayna`dan buğday alamamız ya da yüksek fiyata almamız da ekmek fiyatlarını olumsuz etkiler. Bu bir boyutu. Diğeri ise biz içeride buğdayda maliyetinin altında bir taban fiyatı vermiştik, 2 bin 250 lira olarak. Bu piyasada 4 bin 800-5 binlere liralardan alınıyor, yüksek fiyatla. Aradaki fiyat farkı üreticiye fark ödemesi olarak ödenmiyor. Dolayısıyla üretici önünü göremediği için, yüksek gübre, yüksek mazot nedeniyle bu sezon da tarlasını ekemezse buğdaydaki arz açığımız sürecek demektir.

`Kendimize yeterlilik oranımızı arttırmamız gerekiyor`

Enerjide, doğalgazda, aslında her alanda yurtdışına bağımlılığın etkilerini yaşıyoruz. Buğdayda, arpada, mısırda, ayçiçeği gibi ürünlerde belli ülkelere bağımlılık ciddi bir sorun. Biz çözüm için hep şunu söylüyoruz, yapılması gereken, temel ürünlerde kendi kendimize yeterli hale gelmek ve dışa bağımlılıktan kurtulmak. Onun için kendi üreticinin önünü görmesini sağlamamız lazım. Örneğin bu yıl yeterli gübre atılamadı. Mart, nisan ayları da ekim dönemi. Gübrede yüzde 300-500`lük zamlar da, yüzde 30`luk indirim çözüm değil. Çiftçinin sonbaharda ekemediği gübreyi bu dönemde toprağa atabilmesi için somut indirimlerin olması lazım. Traktörünü kullanabilmesi için ÖTV`nin kaldırılması, KDV`nin yüzde 1`lere indirilmesi gerekir. Şu andaki maliyetleri üzerinden Toprak Mahsulleri Ofisi`ne (TMO) alım garantisi verilmesi lazım. Böylelikle çiftçi buğday ekeebilsin, kendimize yeterlilik oranımızı artıralım. Dolayısıyla yurtdışındaki krizlerden ve fiyatlardan da daha az etkilenelim. Şu anda maalesef girdiler de destek olmaması, özellikle Güneydoğu Anadolu`daki devam eden kuraklık, buğday üreticisinin yeterli üretim yapamaması sorunlara yol açıyor. 

`Yurtdışına bağımlılığımız devam ettiği sürece bu durum devam eder`

Rusya ve Ukrayna dünyaya da en fazla hububat satan ülkeler. Dünya ticareti de olumsuz etkilenecek. Ama Türkiye çok çok daha fazla olumsuz etkilenecek. Kendimize yeterliliğimizi artıracak somut politikalara dönmediğimiz, yurtdışına bağımlılığımız devam ettiği sürece bu durum devam eder. Orta ve uzun vadede hatta kısa vadede dışa bağımlılığımızı azaltmamız gerekiyor. Savaş olmasa da bu böyle. Kendi üretici ize vermediğimiz fiyatlarla yurtdışından ürün alıyoruz. Buğdayda 2 bin 250 lira kendi üreticimize verdik. 4 bin 500`den ortalama, dışarıdan alıyoruz. Arpada da durum aynı. Bu yapı sürdürülemez. 

`Çiftçi yerine sanayici sübvanse ediliyor`

Ekmek fiyatları için bir de şu söylenebilir, bu serbest piyasada oluşan fiyatla TMO`nun verdiği fiyat arasında çiftçinin lehine bir fark ödemesi olmazken ekmek fiyatları artmasın diye yurtdışından 4-5 bin aralığında aldığı ürünü un sanayicisine 2 bin 700 liradan veriyor. Çiftçi yerine sanayiciyi sübvanse ediyor. Ekmek zammını sanayiciler gündeme getirmesin diye. Eğer gıda fiyatlarında artış yaşanması istemiyorsa, yüksek fiyat sonucu üzerinden değil, üretim maliyetlerini düşürme ve bunu süreklileştirme üzerinden ortama bakmak lazım."

 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 154
Fotoğraf Galerisi