ODA Başkanımız Özden GÜNGÖR, 5 Mayıs 2015 Salı günü Halk TV‘nin yayınına katılarak, Kuş Gribi ve hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili ODA görüşlerimizi dile getirdi.  

Kuş Gribi (Avian İnfluenza) evcil ve yabani kanatlılar ile memeli hayvanların çoğunda solunum ve sindirim sistemine ait belirtiler gösteren, ölümle sonuçlanan çok bulaşıcı bir hastalıktır. Endüstriyel tavuk, tavuk ürünleri ve yumurta tüketilmesiyle kuş gribi bulaşmaz. 

İnsan sağlığı açısından riskli bir durum yoktur. Ama yine de tavuk etinin 70 derecede pişirilmesi ve yumurtanın da katı yenilmesi tedbir olarak düşünülebilir. Çünkü H5N1 virüsü 70 derecede yaklaşık 2 dakikada ölmektedir. Kuş gribinin insanlara bulaşma ihtimali de çok düşüktür. 

Bu hastalık sadece Türkiye‘de değil ABD, Kanada, Almanya ve Romanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde de görülmektedir. Bizde son günlerde Bandırma ve Kastamonu‘da görüldü ve bu bölgelerde karantina tedbirlerine geçildi. Bu hastalık özellikle göçmen kuşlar vasıtasıyla, riskli dönemlerde sulak alanlara giren araç ve insanlar vasıtasıyla, avcılık faaliyetleriyle yerleşim yerlerine taşınabilir. Tavuktaki belirtileri: Vücut ısıları yükselir, tüyler kabarır, iştahsızlık, ishal, göz kapakların kapanması gibi belirtiler gösterir. 

Ülkemizde et fiyatları neden yükseliyor?

Sektörün çözüm bekleyen sorunları vardır. Yem, nakliye ve enerji maliyetlerindeki artışlar sorun olarak görülmektedir. 

Ülkemizin tarım ve hayvancılıkta vardığı durum ve sorunları, mevcut yapı içerisinde çözülmesi zor bir noktaya gelmiştir. Bu nedenle kısa vadeli çözümler yerine ciddi reformlara ihtiyaç vardır. İthalat bu konuda çözüm değildir. Et fiyatlarının yükselmemesi için acilen tedbir alınmalıdır.

1-Öncelikle tahıl üretiminin desteklenmesi gerekir. Maalesef üreticilere verilen destekler yeterli değildir. Bu nedenle yem sanayii ve besicilerin ihtiyacına cevap verecek tahıl üretimi yoktur. Mısır üretimi artmasına rağmen, gümrük vergileriyle oynanarak yapılan ithalat, bu işi yapanlara büyük rantlar sağlamıştır. Son 12 yılda 10 milyon ton mısır ithalatı karşılığında 2,6 milyar dolara yakın döviz dışarıya akıtılmıştır.

Soya da, büyük ve küçükbaş yem rasyonları için vazgeçilmez bir enerji kaynağıdır. Yem sanayii açısından böylesine önemli bir üründe talep maalesef karşılanamaktadır.  

2-Kayıt dışı ve haksız rekabet engellenmelidir. Büyükbaş hayvanlarda yaklaşık %35, küçükbaş hayvanlarda yaklaşık %60 oranında gayri resmi olarak kesim yapılmaktadır. Ayrıca kaçak hayvan et giriş ve çıkışı da çalışan işletmeler için haksız bir rekabet oluşturmaktadır. 

3-Veteriner hizmetleri daha çok geliştirilmelidir. Çünkü kaçak hayvan hareketleri ve hastalıkları kolayca yayılmakta bu nedenle hayvan popülasyonları azalmaktadır. Kuş gribi buna örnek teşkil edebilir.

Son 30-35 yılda mera varlığımızın ortalama 38 milyon hektardan 14 milyon hektara düşmesi de düşündürücüdür. 

Tüm bu sıkıntıların sonucu olarak; bir Avrupalı bugün ortalama 77 kg kırmızı et tüketirken, Türkiye‘de kişi başına 12 kg et düşmekte; yine ABD 92 litre, AB 75 litre süt tüketirken Türkiye‘de kişi başına süt tüketimi 21 litre düzeyinde bulunmaktadır.