HALKIMIZA SESLENİYORUZ

DENİZLİ
17.07.2007

SEÇİM ÖNCESİ YEREL BASIN AÇIKLAMASI

 

22 TEMMUZ 2007 MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ SÜRECİNDE HALKIMIZA SESLENİYORUZ

Milletvekilleri seçimleri, dünyada ve Türkiye‘de önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde yapılmaktadır. Başını ABD‘nin çektiği emperyalistlerin, Afganistan ve ardından Irak‘ı işgali ile başlattıkları, İsrail‘in Filistin topraklarında cinayetler işlemesine kadar vardırdığı süreçte ‘Büyük Ortadoğu Projesi‘ ve ‘Ilımlı İslam Modeli‘ ile Ortadoğu, Kafkas ve Asya halklarının köleleştirilmesi, birbirine düşman edilmesi ve doğal kaynaklarına el konulması planlarıyla yaşama geçirmeye çalıştıkları, mevcut siyasi iktidarın da bu gelişmelere tam işbirliği sağladığı bir dönem yaşanmaktadır.

Emperyalizm, insanlığın büyük mücadeleler ve fedakarlıklarla kazandığı ne varsa ortadan kaldırmaya yönelmiştir. Türkiye de artık, emperyalist sistemin emrindeki IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü‘nün ve aynı amaca hizmet eden AB‘ce ve onların yerli işbirlikçilerinin çıkar ve tercihlerine göre her yönüyle kuşatılmış, tek yanlı ipoteğe bağlanmıştır ve yine bu yapıya göre baştan sona yeniden şekillendirilmektedir. Gelinen bugünkü noktada, bütçenin yarıdan fazlasını iç ve dış borç faizlerine aktarılır olmuş, yatırımlar durmuş, üretim ve sosyal ölçekli kamu hizmetlerinden vazgeçilmiştir. Milyonlarca insan eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel insan haklarından yoksun bırakılırken, kamu varlıklarımız özelleştirmelerle yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmekte, temel kamu hizmetleri paralı hale getirilerek ticarileştirilmekte, kaynaklarımız bir avuç azınlığa aktarılmaktadır. Ülkemiz soygun, vurgun ve yağmanın mekanı haline getirilmekte, tam bir sömürgeleştirme sürecine sokulmaktadır.

Artık ülkemiz, ulusal  karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinden kopartılmış, rantın ve yağmanın insafına terk edilmiştir. Ticaretçi siyasi iktidarların tam bir işbirlikçi anlayışla izledikleri politikalar sonucunda ülkemiz yatırım, üretim ve istihdam süreçlerinden hızla kopartılmış, harç tuzağına düşürülmüş, halkımız hızla yoksullaşmıştır. Üstelik bu yalan, talan ve soygun sistemini harfiyen yerine getiren siyasi iktidar sahipleri, halkımıza vizyon ve misyon sahibi olarak kendilerini lanse etmektedirler. Ayrıca bu politikaları da halkımıza başka seçenek yokmuş gibi göstermektedirler.

Unutulmamalıdır ki dünyada bugün böylesi politikaları uygulayarak kalkınmış, sorunlarını çözmüş hiçbir ülke yoktur. Üstelik bu politikaları uygulayan ülkeler, tıpkı ülkemiz örneğinde olduğu gibi, uluslararası sermayenin açık pazarı haline gelmişler, sosyal devlet anlayışından hızla uzaklaştırılarak her şeyin alınıp satıldığı piyasa düzeni içine sokulmuşlar, kamunun hizmet götürme anlayışları çökertilmiş, paran kadar sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik uygulamaları egemen olmuş, gelir adaletsizliğinin, işsizliğin, açlığın yaygınlaştığı, tarımın çökertildiği konuma düşmüşlerdir.

Yine kitlerin siyasi iktidarlar üzerinde demokratik katılım ve denetleme olanakları yok edilmiş, planlama ve kamusal denetim devre dışı bırakılmıştır.

Evet mevcut siyasi iktidarlarca, her türlü yol ve yöntem izlenerek uygulanan politikaların ülkemizi getirdiği nokta bellidir. Bu nokta, ulusal iradenin devre dışı bırakıldığı, kaynakları ele geçirilmiş, her yönüyle teslim alınmış bir Türkiye gerçeği olacaktır.

Artık iyice anlaşılmalıdır ki, içine düşürüldüğü bu kıskaçtan bugüne kadar uygulana gelen ekonomik politikalarla kurtulma olanağı kalmamıştır. Türkiye, yarınlara çocuklarının özgürce yaşayabileceği bağımsız ve güçlü bir yurt bırakmak için ülkemizin, insanlarının yararına düzenlemeleri, daha fazla zaman geçirmeden uygulamaya koymak zorundadır.

Ülkemiz, bu borç verenlerin kendi çıkarları için dayattıkları emir ve kurallarını uygulamaktan vazgeçmeli, ekonomisi başta olmak üzere tüm yaşamsal olanaklarını, kaynaklarını ve potansiyelini yeniden ülkemiz ve insanımız çıkarı adına kurgulamak zorundadır. Borçlanarak dışarıya kaynak aktarmak yerine, yatırım, üretim ve istihdama yönelmelidir.

Artık halkımız, bu süreçte, bu kervanın hep böyle gitmemesi, çarkın hep böyle dönmemesi için bugün, içinde yaşadıkları gerçekleri doğru kavrayarak ve sorgulayarak, doğru karar vermek zorundadır. Zira halkımızın bugün vereceği karar başta kendilerinin ve ülkemizin geleceğini belirleyecektir. Bu arada sadece doğru karar vermek de yetmez. Doğru kararların alınması ve uygulanması için de, en demokratik haklarını kullanarak bilinçli ve örgütlü olarak, tüm süreçlere katılmaları da bir zorunluluktur.

Artık ülkemizde, ülkemizi sömürgeleştirenler, ülkemizin kaynaklarını dışarıya aktaran işbirlikçiler, soygun, yalan ve talan düzenini ülkemize egemen kılanlar, ulusal onurumuzun çiğnenmesine yardımcı olanlar, gericiliği toplumun ve devletin her zerresine yerleştirmek ve kurumsallaştırmak isteyenler, IMF, AB, DTÖ ve ABD‘nin emirlerini harfiyen yerine getirenler, anti demokratik uygulamalarında toplumda huzursuzluk yaratanlar, ülkemizde iktidar olmamalıdırlar. Artık bugün bu anlayış ve uygulamalara dur deme zamanıdır.

Artık, bağımsız ve onurlu, üreten ve kalkınan, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile uygulanan, laik, sosyal bir hukuk devleti kurmak için, her türlü gericiliğin, ırkçılığın, adaletsizliğin, yoksulluğun, çaresizliğin, işsizliğin, işbirlikçi anlayışların son bulacağı bir Türkiye yaratmak için doğru karar vermek, siyasi tercihlerimizi doğru kullanmak zamanıdır.

Artık, yoksulluğun kader olmaktan çıkartılıp, ülkenin tüm zenginliklerinin halkça paylaşılmasını isteyenlerin, şahsi ve günlük beklentiler adına değil, onurlu bir gelecek için doğru siyasi tercih yapma zamanıdır. 

Artık küçük çıkar ve beklentiler adına değil, ülkemizin ve insanlarımızın onurlu geleceği için özgür ve onurlu bir tavır sergileme, ortaya koyma zamanıdır. Bu bugün için, geleceğimiz için tarihsel ve yaşamsal bir sorumluluğumuzdur.

Bizler, ülkemiz ve insanlarımıza duyduğumuz sorumluluk gereği, herkes için özgürce yaşanılabilecek bir Türkiye ve dünya yaratılması adına, bugün gelinen bu süreçte böylesine bir açıklamayı kendimize ödev bildik.

Onurlu bir Türkiye dileklerimizle, Denizli kamuoyuna saygı ile duyururuz.

  

 

İbrahim GÜR

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

Denizli Şube Başkanı                                       

 

Okunma Sayısı: 831