HASAT TÜRK GAZETESİ: "TARIMSAL ÜRETİM SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİDİR"- 26 MART 2020

HASAT TÜRK GAZETESİ: "TARIMSAL ÜRETİM SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİDİR"- 26 MART 2020
MERKEZ
26.03.2020
 

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, oturan insanlar ve iç mekan

TMMOB ZMO Yönetim Kurulu adına Başkan Baki Remzi Suiçmez, yazılı bir basın açıklaması yaparak, “Tarım sektörümüz yıllardır uygulanan yanlı ve yanlış tarım politikaları nedeniyle bu yapısal sorunlarını çözememiş iken, ülkemizi de yoğun olarak etkileyen koronavirüs salgınının sektöre yıkıcı etkilerinin olacağı açıktır” dedi.

Başkan Suiçmez, “TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak; ülkemizde derhal ‘Tarımsal Üretim Seferberliği’ ilan edilmesini talep ediyoruz.
Tarımsal Üretim Seferberliğinin sağlıklı işletilebilmesi, çok boyutlu çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve uygulanabilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncülüğünde Kamu, Üniversite, Meslek Odaları, Meslek Kuruluşları, ilgili Özel Sektör ve STK’ların temsil edildiği ‘Koronavirüs Tarım Bilim Kurulu’ kurulmalıdır” çağrısında bulundu.

ZMO Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“Covid-19 salgınının ülkemize en az zarar vermesi için, 18 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ndaki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmedi. 25 Mart 2020 tarihli ekonomik destek paketinde de tarım sektörü yer almadı.

Tarım ve Orman Bakanı tarafından 19 Mart 2020 tarihinde açıklanan yakın dönem bitkisel üretim desteklemeleri kapsamında yer alan fark ödemeleri, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım desteklemelerinin son başvuru tarihlerinin uzatılmasına ilişkin açıklamalar olumlu olmakla birlikte üreticilerimizin sorunlarını çözmeye yeterli olmadı.

20 Mart 2020 tarihinde açıklanan 1 milyar 572 milyon 500 bin lira TL tarımsal destek ödemesi ise, önceki yıllardan kalan ödemeleri kapsayıp, bu yılki üretim sezonu için gerekli olan acil işletme sermayesine yönelik yeni bir destek anlamına gelmemektedir.

İçişleri ve Sağlık Bakanlıkların çıkardıkları bazı genelgeler, tarım sektörünü ve kırsal alanı etkilerken, yeni sorunlar oluşturmuştur.

Tarım sektörü, stratejik bir sektördür. Üreticilerin bir kez üretimden koptuktan sonra tekrar tarımsal üretime dönmeleri oldukça zor, hatta olanaksızdır.

Tarımda gelişmiş ülkeler desteklerini birkaç yıl öncesinden açıklayarak çiftçisini önceden yönlendiriyor. Koronavirüsün en yaygın olduğu bölge konumuna gelen Avrupa Birliği’nde tarımsal üretim ve gıda ihtiyacının karşılanması için ek destekler gündemde.

Ülkemizde Mart ve Nisan ayları; özellikle sebze tohumu ve fidesi ile pamuk, ayçiçeği, mısır gibi ürünler için ekim, dikim, gübreleme ve ilaçlama zamanları. Halen bakım çalışmaları yürütülen mevsimlik meyvelerin hasat zamanı yaklaşıyor. Üreticilerimiz, çiftçilerimiz ise bugün maalesef önlerini görememekte.

Unutmayalım ki bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz.
Üretmezsek beslenemeyiz. Üretemezsek tüketemeyiz. Üretemezsek kıtlık ve açlık yaşarız.
Dışalım, normal zamanlarla birlikte, özellikle salgının dünyayı tehdit ettiği günümüzde de çözüm değil.
Çözüm; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.
Ülkemizin en büyük gücü her türlü olumsuzluğa karşın hâlâ tarımsal üretim potansiyelimizdir.

Son tarım sayımının 2001 yılında yapıldığı ülkemizde, tarım arazilerini korumayan, girdi maliyetlerini düşürmeyen, gerekli ve yeterli ürün desteklerini içermeyen ve sadece dışalıma dayalı politika ve uygulamalarla, tarım ve gıda sektöründe ülke ve halkımız yararına belirlenen ve istenilen hedeflere ulaşılması mümkün değildir.

Covid-19 salgınından ders çıkararak, ülkemizde bir an önce ‘kamucu tarım politikası’ değişikliğine gidilmelidir.
Söylemler dışında somut olarak, tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; korunan tarım arazilerimizde üretim miktarı artışı, ürün çeşitliliği ve üretim sürekliliğini sağlayan tarımsal üretim planlamasına geçilmeli; tarımsal ürün dışalımının kısıtlanmalı, girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır.
Tarımın ve gıdanın önemini daha iyi anlamamız, anlatmamız ve buna uygun şekilde üretim politikaları geliştirmemiz, üreticiden tüketiciye kadar hepimizin sorumluluğudur.

Çiftçilerimizin, üreticilerimizin, tüketicilerimizin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için, bilimle tarımsal üretimi buluşturabilmek için, ülke olarak kendimize yetebilmemiz için, gıda güvenliği ve gıda güvencesi için, gecikmeden, derhal, yerli üretime ve istihdama dayalı bir seferberlik başlatma zamanıdır.

Pazarlarda, marketlerde, manavlarda hızla tükettiğimiz ve hatta stoklamaya çalıştığımız gıda maddelerini tüm zorluk ve risklere karşın fedakârca üreten çiftçilerimize hak ettikleri değeri verelim, koruyalım, destekleyelim”.

Okunma Sayısı: 117