"HASTANE DEĞİL, TARIM KAMPÜSÜ OLMALI", "ARAŞTIRMAYA İNANIYOR MUYUZ?" - TARLASERA DERGİSİ

"HASTANE DEĞİL, TARIM KAMPÜSÜ OLMALI", "ARAŞTIRMAYA İNANIYOR MUYUZ?" - TARLASERA DERGİSİ
KONYA
20.12.2013

Sağlık Bakanlığı, Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü'nün kullanımında olan arazi, üzerine hastane yapılması için talep ediyor.

 

"HASTANE DEĞİL, TARIM KAMPÜSÜ OLMALI", "ARAŞTIRMAYA İNANIYOR MUYUZ?" - TARLASERA DERGİSİ

Sağlık Bakanlığı,  Konya Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü‘nün kullanımında olan arazi, üzerine hastane yapılması için talep ediyor.

Doğal kaynakların, bu kaynaklar ile amaçlanan tarımsal üretime ve ekolojiye uygun olarak kullanılması toplumsal ve ekonomik ilerleme ile doğrudan ilişkilendirilen bir unsur. Tarımsal üretimin ağırlığını hissettirdiği ekonomilerde arazi varlığı en önemli üretim etkeni olarak ortaya çıkıyor. Fakat sadece tarımsal üretime dayalı ekonomilerde değil tüm dünyada güncelliğini koruyan bir sorun olan tarımsal alanlar, sürdürülebilirlik çerçevesin de bir değerlendirmeyi zorunlu kılıyor.

Konya Uluslararası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsü de böyle bir değerlendirmenin konusu oldu. Enstitüye ait arazinin bir kısmının, üzerine hastane inşa edilmek üzere Sağlık Bakanlığı tarafından talep edilmesi fitili ateşleye olay olarak kayıtlara geçti.23 Nisan tarihinde Konya‘yı ziyaret eden Salık Bakanı Yardımcısı Agah KAFKAS, Şehir Hastaneleri Projesi kapsamında yapılması tasarlanan 850 yataklı Konya Şehir Hastanesi‘nin enstitü yerle keşine ait arazi üzerine kurulacağının haberini verdi. Ziraat Mühendisleri Odası‘nın "Toprak ve Arazi Kullanım Kanunu" çerçevesinde tarımsal alanların amaç dışı kullanılmasını engellemek için konuyu hassasiyetle takip edeceğini açıklaması konuyla ilgili tartışmaları başlattı.

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü vakasında yola çıkan tartışma; kentleşme, tarım bölgelerinin hukuki olarak tanımlanması, artan nüfusun beslenmesi, siyasetler üstü bir tarım politikasının gerekliliği gibi pek çok izlek üzerinden sürüyor. Her birinin birleştiği nokta ise sürdürülebilir tarımsal üretimin geleceği konusunda duyulan endişe.

Konuyla ilgili bir basın açıklamasında bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Özkan TAŞPINAR, şunları dile getiriyor;

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü kurulduğu 1914 yılından bu yana ıslah programı kapsamında iyileştirilmiş, birinci sınıf sulu mutlak tarım alanlarına sahip. Talep edilen alanda 100 yıldır uluslararası programın yanı sıra buğday, arpa, yulaf, tritikale, çavdar, nohut, kuru fasulye gibi iç tüketim ve ihracat ürünlerinin ıslah programları yürütülüyor. Enstitü öte yandan dışa bağımlılığı azaltmak, ortadan kaldırmak amacıyla tohumculuk sektörüne destek veriyor. Bu çabayla günümüze kadar 28 farklı tohum çeşidinde ıslah gerçekleştirilmiş. Enstitü, Türkiye‘deki tohumculuğun yüzde 38‘inin yer aldığı Konya‘da tohumculuk sektörünün önemli bir tedarikçisi konumunda.  Enstitü bünyesinde ayrıca "Kuraklık Test Merkezi" barındırıyor; kurak ekim alanları için veri sunan, dünyadaki örnekleri süreklilik ve takip gerektiren "toprak işlemesiz doğrudan ekim çalışmaları" konusunda da bir üs konumunda. Enstitünün bu durumu tarımsal alanlarının amaç dışı kullanımı sorunu dışında bu denli köklü bir araştırma merkezinin korunması adına, hastane inşaatına karşı oluşturulan söyleme bir dayanak sağlıyor.

Aynı zamanda talep edilen arazi üzerinde küresel ısınmanın sonuçlarından bir tanesi olan, bitkisel üretimde Kurağa Dayanıklı yeni çeşitler geliştirerek, adaptasyon çalışmaları yaparak katkıda bulunması ve Türkiye‘nin kuraklık sorununa çözüm bulması için yıllık 320 mm gibi çok düşük yağışı ile Türkiye‘nin en kurak alanında ciddi maliyetlerle kurulan; Kuraklık Test Merkezi bulunmaktadır.

Yine bu arazi Türkiye Kurak Ekim Alanları için oldukça değerli bilgiler ve sonuçlar içeren, Dünya‘daki örnekleri uzun yıllar devam eden, süreklilik ve takip gerektiren Toprak işlemesiz Doğrudan Ekim Çalışmaları konusunda da bir üs olarak kullanılmaktadır.

İnşaat Sektörü Kentsel Kalkınma olarak görülüyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Dr. Turhan TUNCER; Uluslararası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile gündeme gelen tarımsal topraklarının amaç dışı kullanımının bir ilk olmadığını, yaklaşık bir buçuk yıl önce Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü‘nün Toplukonut İdaresi‘ne (TOKİ) verilme süresinde kamuoyunda oluşan duyarlığın enstitü arazisini koruduğunun söylüyor. Tarımsal araştırma enstitüleri, Türkiye‘nin tohumda dışa bağımlılığını yok edecek yerler. Bu enstitülerde pek çok değerli arkadaşımız var. Onları isimsiz kahramanlar olarak adlandırıyorum. Çünkü bir buğday çeşidinin veriminin 10 kg arttırılması, ekonomiye yapılmış bir katkıdır" diyen Başkan TUNCER; serin iklim tahılları, tiritikale, ekmeklik ve makarnalık buğday, arpa, nohut, kuru fasulye alanında enstitü bünyesinde yürütülen çalışmaları hatırlatıyor.

Başkan TUNCER, konuşmasını "Topraklarımız son 10 yılda korkunç bir oranda kayboldu. Tarım alanımız 2002‘ de 26,5 milyon hektardan 23.6 milyon hektara düştü. Ekilebilir alan 18.1 milyon hektardan 15.8 milyon hektara düştü. Buna karşın tarım topraklarını koruyamadığımız gibi tarım enstitülerinin arazilerini alarak araştırmalara inanmadığımızı gösteriyoruz" diyerek sürdürüyor. Sorunu tekil bir vaka yerine kentleşme ve tarım politikaları genelinde bir Türkiye sorunu olarak gören ve siyasetler üzeri bir tarım politikasının gerekliliğini vurgulayan Başkan TUNCER, konuşmasını şöyle sürdürüyor: İnşaat sektörü kentsel bir kalkınma olarak görülüyor. Bu kalkınma adına tarımın gözden çıkarıldığını düşünüyoruz. Tarıma ayrılan bütçeye bakıldığında bu görülüyor."

Başkan TUNCER, öte yandan dile getirilen itirazın hastaneye karşı olmadığını belirtiyor."Tabii ki bir ülkeye hastanede lazım. Ama birinci sınıf tarım arazisine hastane de lazım. Ama birinci sınıf tarım arazisine hastane yapılsın istiyoruz ama Konya‘ da yer mi kalmadı? Elbette hastane yapılsın istiyoruz ama Konya‘ da alternatif çok bölge var" diyen Başkan TUNCER, ıslah programlarının sürdürülmesine dair endişelerini dile getiriyor.

Siyasetler üstü tarım politikaları ile tarımsal alan tanımı dışına çıkarılamaz alanların süreleri ile birlikte belirlenmesini öneren Başkan TUNCER, kentsel kalkınmayı tarımsal sürdürülebilirliğinin karşına koymadan üretime değer verilmesi gerektiğini kaydediyor. "Üretmek ise toprak la olur" diye konuşan Başkan TUNCER, gıda sektörünün geldiği stratejik noktaya rağmen elimizdeki dünyayı yok ettiğimizi söylüyor. Başkan TUNCER‘ e göre çok uzak gibi görünse de, yerleşkeyle ilgili ortaya çıkan tartışma bu konjonktürün bir parçası.

Konuyla ilgili dile getirilen bir diğer görüş, tarımsal alanların tanımlanmasında hukuki bir belirsizliğin olduğu. Ziraat Mühendisleri Odası‘nın açıklaması da tarım arazilerinin amaç dışı ve yanlış kullanımını engelleyen 5403 sayılı kanunun 2. ve 4. Maddesine atıfta bulunarak enstitü arazisine hastane yapılamayacağını; bölgedeki hava kirliliği, bölgenin kanalizasyon çıkış noktasına ve çöplüğe yakınlığı, yine bölgenin göl yatağı olduğu belirtilerek, enstitü arazisine neden hastane yapılamayacağı gerekçelendirildi.

Buna karşın amaç dışı arazi kullanımının yasal düzenlemelerle kesin olarak tanımlanmamış olduğu, düzenlemelerin bu nedenle koruyucu olmadığı şu şekilde ileri sürülüyor: "İlgili yasada arazilerin sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak kullanılmasından bahsedilirken, amaç dışı arazi kullanımın tanım ve içeriğine ilişkin bir düzenlenmeye yer verilmiyor." Bu görüşe göre konuyla ilgili bir kavramsal birlikteliğin bulunmayışı Uluslararası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsü gibi merkezleri korunmasız bırakıyor.

Bu bağlamda konuya farklı açılardan yaklaşılmasına karşın Uluslar arası Bahri Dağdaş Tarımsal Araştırma Enstitüsü için dile getirilen ortak talep "Hastane değil Tarım Kampüsü olmalı" diye ortaya konuyor.

 

Okunma Sayısı: 542
Fotoğraf Galerisi