HEM KÜRESEL HEM DÖNEMSEL TEHLİKE - CUMHURİYET

MERKEZ
16.02.2007

Türkiye'yi bekleyen kuraklıkla ilgili açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası, şu anda buğday açığı bulunmadığını, ancak nisan ayına kadar beklenen yağışların alınamamasının dışalıma gitme zorunluluğu doğuracağını kaydetti.

 

ZEYNEP ŞAHİN

ANKARA - Türkiye‘yi bekleyen ciddi kuraklık tehdidinin temelinde iki başlı bir tehlike yattığına dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), hem küresel ısınmanın etkilerinin görüldüğünü hem de 10-15 yılda bir gelen "aşırı uç kuraklık dönemi" nin başladığını kaydetti. Türkiye‘nin aralık ayında normalden yüzde 73 daha az yağış aldığı belirtilerek "Kurak dönemin etkilerini 2007 yılının Şubat-Mart-Nisan aylarında sürdürmesi halinde, üretim açığının doğuracağı dışalım kaçınılmaz olacaktır" uyarısı yapıldı.

Kuraklık ve su sıkıntısı ile beraberinde getireceği sorunlara ilişkin bir dizi tespit ve öneri sunulurken TMMOB ZMO da konuyu tarımsal üretim yönünden irdeleyen bir rapor hazırladı. Cumhuriyet ‘in edindiği, ZMO Başkanı Dr. Gökhan Günaydın imzalı raporda, aralık ayındaki kuraklığa işaret edilerek ilkbahar yağışlarının beklenen düzeyde gerçekleşmesinin önemi vurgulandı.

Günaydın, Aralık 2006‘da Türkiye normallerinden yüzde 73.1 oranında daha az yağış alındığını belirterek dönemin başında kaydedilen aşırı yağış-sel sonrasında, özellikle kasım ayının başından itibaren ortaya çıkan tablonun, kurak bir döneme işaret ettiğini vurguladı. Yaşanan sıkıntının 2 nedene bağlı olduğuna dikkat çeken Günaydın, "Bu durum, kuşkusuz bütün dünyada etkilerini giderek artıran küresel ısınma ile yakından ilgilidir. Ancak 2007 yılı, bunun yanında, 10-15 yılda bir görülen ‘ekstrem‘ (aşırı uç) kurak yılın başlangıcına ilişkin işaretler de taşımaktadır" tespitini yaptı. Günaydın‘ın raporuna göre Türkiye‘nin bulunduğu durum ve yakın dönemde karşılaşabileceği sıkıntılar şöyle:

* Yağış azlığı yanında mevsim normallerinin üzerinde oluşan hava sıcaklığı değerleri, toprakta nem eksikliği yanında oransal nem değerlerini de düşürdü.

* Meteorolojik gelişmeler, 2007 yılında özellikle buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi serin iklim tahılları ile karnıbahar - soğan ve patates gibi kışlık ürünlerde, verim ve üretim kayıplarının ortaya çıkacağına işaret ediyor. Bunun yanında, erik, kiraz, kayısı, şeftali gibi sert çekirdekli meyveler, narenciye, zeytin ile üzüm ağaç ve asmalarında don zararı olasılığı giderek artıyor. Bu ürünlerin Türkiye‘nin hemen tüm bölgelerinde üretilmesi, nem eksikliği ve mevsim normallerinin üstünde kaydedilen sıcaklık değerlerinin fiyatlarda ortaya çıkaracağı değişimlerin ise çok sayıda yurttaşı ve genel ekonomiyi yakından ilgilendireceği görülüyor.

400 milyon YTL etki

* Türkiye‘nin tahıl üretim merkezlerinden Trakya, Çukurova, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri ele alındığında, Trakya hariç tüm bölgelerde, önemli oranda yağış azlığının söz konusu olduğu görülüyor. Özellikle Adana, Hatay, Konya, Ankara ve Şanlıurfa illerinde kasım ve aralık aylarında yaşanan ve ocak ayının ilk 26 günlük döneminde de devam eden kuraklık, kışlık buğday ekiminde çimlenme kapasitesini önemli ölçüde etkiledi.

* İyimser bir tahminle, kışlık buğday ekiminde yaşanan kuraklık sorunu nedeniyle üretim düşüşünün 1 milyon tonla sınırlı olacağı varsayıldığında, bunun genel ekonomiye olumsuz etkisinin 400 milyon YTL düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor.

* Ocak 2007 sonu itibarıyla, yaşanan tüm olumsuzluklara karşın, Türkiye‘nin 2007 yılı hasatında, (mayıs sonundan temmuz başına kadar uzanan evre) kendisine yetecek buğday üretebilecek kapasitesi bulunuyor.

Bununla birlikte, kurak dönemin, etkilerini şubat - mart - nisan döneminde de sürdürmesi halinde, üretim açığının doğuracağı dışalım kaçınılmaz hale gelecek.

Okunma Sayısı: 576