HİBRİT TOHUMLAR KISIRLIK YAPAR MI? / KARASABAN
Son günlerin önemli tartışmalarından biri de hibrit tohumların kısırlık yaptığı yönünde yapılan açıklamalar oldu. Biraz da konunun dışında birkaç akademisyen bu yönde fikir beyan ederken, tohum üreticileri ise bu iddianın bilimsellikle bağdaşmadığını söyledi. Bir ziraat profesörü ise hibrit konusunda konuşurken, bu tohumların sadece verim avantajı ve albenili görünümünden bahsetti, konunun asıl tartışılan bölümüne girmedi.
Hibrit tohumlar insanları kısır yapar mı, bir bakalım.
Doğada aralarında gen akışı olan, yani tozlaşma yoluyla birbirini dölleyebilen bitkilerin çaprazlanmasıyla elde edilen meleze hibrit diyoruz. Halk arasında hibrit tohum çoğu kez GDO‘lu tohum ile karıştırılmaktadır. Yaygın uygulamasıyla GDO‘lu tohum, bir toprak bakterisinin geninin laboratuar ortamında ileri teknoloji yardımıyla tohuma aktarılmasıyla yapılır.
Doğa GDO‘yu kendi yapamaz, ancak laboratuarda müdahale ile gerçekleşir. Oysa hibrit uygulamasını doğa kendisi de yapmakta, biyolojik çeşitlilik dediğimiz yeni ve birbirinden değişik özellikler gösteren çeşitlerin ortaya çıkışı da bu şekilde olmaktadır.
Hibrit tohumlar genellikle şirketler tarafından üretilir ve yaygın olarak sebze üretiminde kullanılırlar. Ülkemiz özellikle sebze tohumluğunda yurtdışına bağımlıdır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı verilerine göre Türkiye‘nin hibrit sebze tohumluk üretiminde kendine yeterliliği %35; açıkta yetiştirilen sebze tohumluklarında ise bu oran %60-70 civarındadır.
Şirket bir işi öncelikle para kazanmak için yapar. Buradan hareketle hibrit tohumlarla üretilen sebzelerin şekilleri son derece düzgün ve albenileri yüksektir. Çünkü biz tüketiciler öncelikle aldığımız ürünün şekline önem veririz. Hibrit tohumlarla üretilen sebzelerin verimleri yerli çeşitlere göre genellikle daha yüksektir. Bu özellik ise çiftçiyi doğrudan ilgilendiren yönüdür.
Önemsemediğimiz, ancak önemsenmesi gereken çok önemli bir konu daha vardır; hibrit tohumla yetiştirilen ürünlerin besin içerikleri.
Teksas Üniversitesi bilim insanları tarafından yapılan ve çoğu sebze olmak üzere 43 ürünün incelendiği yaklaşık 50 yıllık süreci kapsayan bir çalışmada hibrit tonumdan üretilen ürünlerin protein, kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve askorbik asit içeriklerinin düştüğü tespit edilmiştir.
ABD Tarım Bakanlığı uzmanlarının hibrit brokolide yaptıkları araştırma ise kalsiyum ve magnezyum düzeylerinin daha düşük olduğunu gösteriyor.
İngiltere‘de bağımsız bir bilim insanının yaptığı yine uzun süreli bir çalışma hibrit sebzelerde kalsiyum, magnezyum, bakır ve sodyum, hibrit meyvelerde ise magnezyum, demir, bakır ve potasyum içeriklerinin düştüğünü gösteriyor.
Minnesota Üniversitesi‘nden bir bilim insanının fasulye çeşitleri üzerine yaptığı araştırma ise Kızılderili çeşitlerinin şirket çeşitlerine göre çok daha antioksidan olduğunu göstermektedir.
Bu araştırmalar bize hibrit çeşitlerin yerli çeşitlere göre özellikle mikrobesin elementleri açısından daha zayıf olduğunu gösteriyor. Bu durum hibrit tohumlarda verime ve şekilsel özelliklere ağırlık verilmesinin besleyicilik özelliklerini geri planda bırakmasından kaynaklanıyor olabilir. Doğru bir sonuca varabilmek için bu konuda çok daha fazla sayıda bilimsel çalışmaya ihtiyaç vardır.
Mevcut durum itibarıyla hibrit tohumdan üretilen ürünlerin kısırlık yaptıklarını söylemek sadece çok büyük bir iddia olur. Bu yönde yapılmış bir araştırma bulunmamaktadır. Hibrit tohumlarla üretilen ürünler gönül rahatlığıyla tüketilebilir. Ancak, mikrobesin eksiğinin insan bağışıklık sistemi üzerine etkileri bilim insanlarınca titizlikle araştırılmalıdır.
Üzerinde durulması gereken diğer önemli bir konu da tohumun giderek daha fazla bir oranda şirketlerin eline geçmesidir. Şirket kendi çeşidinin sürekli ve en yaygın satılmasını ister. Bu nedenle ülkemiz de dahil olmak üzere yerli çeşitlerin çiftçilerce geliştirilmesini önleyen tohumculuk kanunları yürürlüğe konur.
Ülkemizde çiftçinin kendi geliştirdiği çeşitleri ticari amaçla satması yasaktır (kayıt altına aldırması gerekir ve çiftçi bu yolları bilmez) ve evinde ihtiyacı üzerinde tohumluk bulunduran çiftçiye 10 bin TL ceza kesilir. Bu durum bizlerin değişik çeşitleri tüketmesini kısıtlar, mikrobesinler açısından bağışıklık sistemimizin takviyesini düşürür.
Çiftçinin çeşitlerinin de gıda zincirimiz içerisinde yer alması toplum sağlığı açısından son derece önemlidir. Yöneticilerimizin bu durumu önleyici değil düzeltici tedbirleri alması önem taşımaktadır.
Son söz olarak, sebzeyi ve meyveyi mevsiminde tüketiniz.
Ahmet ATALIK / Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı