'HIZLI TREN TARIM ARAZİSİNİ BOZMASIN' - CUMHURİYET TARIM GIDA HAYVANCILIK

MERKEZ
10.07.2007
 

Gökhan GÜNAYDIN
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı

Ankara - Konya arasında yapımı devam eden Hızlı Tren Projesi, kazı çalışmalarından çıkan hafriyatın verimli tarım arazileri üzerine dökülmesi nedeniyle, tarım topraklarının katliamına dönüşmektedir. 

Toplam 306 kilometrelik bir uzunluğa sahip olacak Ankara-Konya Hızlı Tren Projesi kapsamında 8 milyon m3 dolgu, 12 milyon m3 yarma yapılacaktır. Projenin çevre açısından en can alıcı konusu ise, kazıdan çıkacak malzemenin dolguda kullanılacak kısmından artan milyonlarca m3 dip toprağının nasıl kullanılacağına ilişkindir.

Projeye ilişkin olarak hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, demiryolu güzergahı etrafındaki arazilerin tarım arazisi olması nedeniyle hafriyat malzemelerinin geri kalanı için araziye sermek suretiyle bertarafın söz konusu olmadığını belirtmekte ve dolgu faaliyetlerinde kullanılamayacak olan kısmının bertarafı için iki alternatif ortaya koymaktadır; 1) demiryolu boyunca yapılacak servis yollarında kullanım suretiyle bertaraf, 2) açılacak olan malzeme ocaklarının kapatılması sırasında ocaklara serilmek suretiyle bertaraf"    

ÇED Raporu‘ndaki açık belirleme yanında, "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu" ile "Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği" hükümleri de verimli tarım toprakları üzerinde hiçbir şekilde hafriyat toprağı dökülemeyeceğini hükme bağlamaktadır.

Buna karşılık, Ankara - Konya yönünde Polatlı‘yı yaklaşık 50 km. geçmiş bulunan Hızlı Tren Projesi‘nde, kazı çalışmalarından çıkan milyonlarca m3 dip toprağı, hatta yakın bölgelerdeki ekili alanların üzerine dökülmektedir.

ODA‘mız tarafından yerinde yapılan tespitler uyarınca, özellikle Polatlı Tarım İşletmesi civarında yapılan çalışmaların bir çevre katliamına dönüştüğü görülmektedir.

Bu bölgede iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan birincisinde taşeron firma ile Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü arasında bir Protokol imzalanmış olup, İşletmenin tarımsal amaçlı kullanmadığı alanlara hafriyat toprağı depolaması yapılmıştır.

İkinci yöntemde ise, köylünün ekili tarlası üzerine 6 - 7 metre yüksekliğinde hafriyat toprağı depolanmaktadır. Sözü edilen faaliyetler, ODA‘mızca fotoğraflanmış durumdadır.

Her iki yöntemde de, depolanan hafriyat toprağının sezonda kaydedilecek şiddetli yağışlar sonrasında kaymak suretiyle bir balçık yığını halinde diğer alanları da kaplaması tehlikesi mevcuttur.

Bunun yanında, firma ile arazi sahibi arasında (varsa) yapılan anlaşmanın niteliği ne olursa olsun (satın alma, kiralama vb), ekili arazi üzerine hafriyat toprağı dökülmesi kabul edilemez. Anayasa‘nın 35 inci maddesinin "mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı" hükmü yanında, yukarıda sözü edilen "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası" hükümleri uyarınca, bu tip faaliyetlerin illerde bulunan "Toprak Koruma Kurullarının" incelemesi ve onayından geçmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır.      

Hızlı tren projesinin Konya‘ya kadar olacak çalışmalarında benzer yöntemlerin kullanılma olasılığı, oluşturulan çevre felaketinin boyutlarının artacağına işaret etmektedir. 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, verimli tarım topraklarının korunmasına yönelik Anayasal - yasal hükümlerin takipçisi olarak, Hızlı Tren Projesi‘ni ihaleye çıkaran kurumları, işi yürüten ana firma ve taşeron firmaları, sözü edilen projeyi ilgili ÇED hükümlerine uyarlı olarak yürütmek konusunda uyarmaktadır.

Bunun yanında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, ilgili Tarım İl Müdürlükleri ve Çevre ve Orman İl Müdürlüklerini yukarıda sözü edilen konu ile ilgili denetleme yapmaya ve eski haline döndürme de dahil olmak üzere uygun önlemleri almaya, yani görevlerini yapmaya davet ediyoruz.

Unutulmamalıdır ki, verimli tarım alanları kuralsız kullanıma terk edilecek rant alanları değil, geçmişten devralınan ve geleceğe bırakılacak olan ulusal ortak varlıklarımızdır.

Okunma Sayısı: 473