HORMON TARTIŞMASINA ŞUBEMİZ NOKTA KOYDU !
21.12.2006 tarihinde saat 08:30‘da TRT Erzurun Radyosunda canlı yayınlanan GÜNIŞIĞI TARIM KÖŞESİ PROGRAMI‘na şubemiz yönetim kurulu üyelerinden Yrd.Doç.Dr.Rafet ASLANTAŞ katılmıştır. "Bahçe Bitkileri Yetiştiriciliğinde Hormon (Bitki büyümesini düzenleyen maddeler) Kullanımı" konusunda yapılan söyleşide; bitki büyümesini düzenleyen maddelerin (hormonların) neler olduğu, insanoğlunun ne zamandan beri kullandığı, kullanım amaçlarının neler olduğu, Ülkemizde hangi meyvelerde/ sebzelerde kullanıldığı, kullanılmadan yetiştiriciliğin mümkün olup olmadığı ve insanlar arasındaki kanaatlerin çeşitliliği konularına yer verilmiştir. Yönetim Kurulu Üyemiz özellikle aşağıdaki hususların altını çizmiştir.
Meyve-sebze yetiştiriciliğinde kullanılan hormonlar (bitki büyümesini düzenleyen maddeler), esas itibariyle bitkilerin bünyesinde sentezlenen ve değişik organlarda etkili olan düşük konsantrasyonlu organik ve aktif bileşiklerdir. Bitki bünyelerindeki yoğunluklarına göre bitki büyümesini/gelişmesini artıran veya engelleyen çeşitleri vardır.
Hormonların keşfi 1930‘lu, 1940‘lı yıllara kadar dayanmasına rağmen, yetiştiricilikte yoğun olarak kullanımı 1970‘li yıllardan sonradır.
Bitki büyümesini düzenleyen maddeler meyve-sebze yetiştiriciliğinde özellikle tohumların çimlenme oranını artırmak için, çeliklerin köklendirilmesinde, sürgün-yaprak gelişimini artırmada, meyve tutumunu artırmada veya azaltmada (seyreltmede), bitkileri dinlenmeye girdirmede veya dinlenmeden çıkarmada ve kaliteyi artırmak gibi maksatlarla kullanılmaktadır. Uygulamalarda hormonların beklenen etkisi uygun doz kullanımı ile mümkündür. Aksi taktirde uygulama yapılan bitkilerin gelişmesi geriler, hatta yakıcı etki ile uygulama yapılan organlarda ölümler söz konusu olabilir.
Genel olarak sıcak mevsimlerde ve yörelerde yetiştirilen domates, biber, patlıcan ve kabak soğuk mevsimlerde ısıtılmayan ve tozlayıcı arı bulundurulmayan seralarda yetiştirildiğinde, söz konusu bitkilerde meyve tutumunu sağlamak/artırmak için hormon kullanılmaktadır. Uygun dozda çiçeklere yapılan uygulamalar meyve tutumunu artırır ve sonraki dönemlerde bitki bünyesinde değişik organik bileşiklere dönüşürler. Esas itibariyle kurutmalık bir çeşit olan Sultani Çekirdeksiz üzüm, Ülkemizde taze olarak bol miktarda tüketilmektedir. Taze tüketilen çekirdeksiz üzümlerin meyve tutumunu ve meyvelerin iriliğini artırmak için çiçek salkımlarına hormon uygulamaları yapılmaktadır. Diğer meyvelerde ve sebzelerde hormon kullanımı söz konusu değil ve gerek de yoktur. Ancak, bilinçsiz, yüksek kar beklentisi içerisindeki yetiştiricilerimiz yanlış uygulamalarda yapabilmektedir. Hormon uygulaması, temini ve uygulaması noktasında yüksek maliyet gerektirmektedir.
Toplumumuzun, normal yetişme mevsiminin dışında yetiştirilen sera ürünleri için, hatta fazla iri sebze ve meyvelerin hormonlu olduğu yönünde peşin hükümleri ve yanlış kanaatleri vardır. Oysa meyve-sebze yetiştirme tekniğindeki ilerlemeler, ıslah edilen yeni çeşitler, diğer bilim dallarındaki gelişmelerin yansıması ve teknolojik gelişmelerin sağlamış olduğu imkanları göz önüne aldığımızda meyve ve sebzeler yıl boyu yüksek kalite ile üretilip insanlığın tüketimine sunulabilir. Nitekim Akdeniz bölgemizde soğuk mevsimlerde ısıtılan ve tozlayıcı bombus arıları kullanılarak üretim yapan seraların varlığı gün geçtikçe artmaktadır. Bu anlamda değişik yörelerimizde jeotermal sıcak su ile ısıtılan seraların varlığı da artmaktadır.
Halkımızın sağlığını koruma amacıyla yapılan uyarılarda bazen asıl dikkat edilmesi gereken hususlar göz ardı ediliyor. Bilimsel gerçeklerden uzak ehliyetsiz kişiler insanlarımızın yanlış bilgi sahibi olmasına sebep de olabiliyor. Zira geçtiğimiz günlerde bazı televizyon kanallarının ana haber bültenlerinde "sera ürünlerinin hormonlu oldukları belirtilerek, kanser riskini artırdığı ve 10 Kasım-1 Nisan tarihleri arasında tüketilmemeleri gerektiği" LÖSEV aracılığı ile belirtilmiştir. Umarım halkımızı uyarmak adına bu ve benzeri konulardaki açıklamalar uzman kişiler aracılığı ile yapılır.