İKİNCİ YÜZYIL GAZETESİ: DÜNYADA GIDA FİYATLARI DÜŞERKEN TÜRKİYE'DE NEDEN ARTIYOR?- 18 KASIM 2022

İKİNCİ YÜZYIL GAZETESİ: DÜNYADA GIDA FİYATLARI DÜŞERKEN TÜRKİYE'DE NEDEN ARTIYOR?- 18 KASIM 2022
MERKEZ
18.11.2022

TÜİK'in açıkladığı son verilere göre Türkiye'de 2022 Ekim ayı gıda enflasyonu yüzde 99'a ulaştı. Aynı dönemde Tarım-ÜFE ise yüzde 163 ile rekor kırdı. Uzmanlar, Tarım-ÜFE grafiğinin Türkiye'de gıda fiyatlarının tırmanacağının göstergesi olduğunu belirtiyor. Oysa küresel gıda fiyatları son 6 aydır düşüyor.

 

Gıda enflasyonu dünya genelinde son 6 aydır düşüş trendinde. Ukrayna Savaşı’nın şoku ile geçen mart ayında 160 puanla rekor seviyeye tırmanan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Gıda Fiyat Endeksi son 6 aydır yüzde 115 oranında azalarak 135,9 puana kadar geriledi. Ancak Türkiye’de gıda fiyatları 26 aydır aralıksız olarak yükseliyor. Türkiye İstatistik Kurumu`nun (TÜİK) açıkladığı yıllık tüketici enflasyonu 2022 Eylül ayında yüzde 83,45 oldu. Gıda fiyatları aynı dönemde yüzde 92.4 yükseldi. FAO`nun Küresel Gıda Fiyat Endeksi ise aynı dönemde yıllık yüzde 3.8 artış gösterdi.

Türkiye’de gıda fiyatlarının küresel gıda fiyatlarından negatif yönde ayrıştığı OECD raporlarında da ortaya konuyor. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkelerinde gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke açık ara Türkiye oldu. Örneğin ağustos ayı itibarıyla gıda ve alkolsüz içecek fiyat endeksi Türkiye`de yüzde 90,3 artış gösterdi. Aynı dönemde fiyatlar OECD ortalamasında yüzde 15, Avrupa Birliği`nde ise yüzde 14 yükseldi. 

Türkiye’de tüketici neden sürekli artan gıda fiyatları ile karşı karşıya. Küresel gıda fiyatları artarken Türkiye nasıl oluyor da bu trendin dışın kalabiliyor? 

YENİ EKONOMİK MODEL MAKASI AÇTI 

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, FAO ve TÜİK`in açıkladığı gıda fiyat endeksleri arasındaki farkın özellikle Türkiye`nin `yeni ekonomik modele` geçtiği 2022 Kasım ayından itibaren giderek büyüyen bir makasa dönüştüğünün altını çiziyor ve “TÜİK verileri yeni ekonomik modelden sonra Türkiye`de gıda fiyatlarının nasıl hızla artmaya başladığını ortaya koyuyor” diyor. 

TÜİK’in açıkladığı Tarımda Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 163 ile yeni bir rekor kırdı. ÜFE’dek artışın gıda fiyatlarının yükseleceği anlamı taşıdığına dikkat çeken Baki Remzi Suiçmez, Türkiye’de gıda fiyatlarının önüne geçilmesinin mevcut politikalarla imkansız olduğunu belirtiyor. Örneğin son bir yılda enerji fiyatları yüzde 140, mazot yüzde 220 artmış durumda. Buna karşın örneğin hayvancılık sektöründe kuzu eti fiyatı son bir yılda yüzde 67 oranında arttı. Bu da üreticinin zarar ettiği anlamına geliyor. Ayrıca Türkiye’deki sorunlardan biri de tarladaki ürün ile raftaki ürün arasında yüzde 300’lere varan fiyat farkı olması. 

ÜRETİM POLİTİKASI YANLI VE YANLIŞ 

Suiçmez’e göre Türkiye’de tarım sektöründe yanlı bir politika izleniyor ve bu da sorunların ana kaynağı. Mevcut uygulamalara bakıldığında üreticiyi değil şirketlerin kârını esas alan politikaların hayata geçirildiğini anlatan Suiçmez, “Bu durum sektörde kısır döngüye neden oluyor. Tarımda izlenen yanlı politika, yanlış uygulamalara neden oluyor. Şu anda Türkiye’de 3 ana yanlış uygulamadan bahsetmek mümkün” diye anlatıyor. 

KİT’LER ÖZELLEŞTİ, DESTEKLER KESİLDİ 

Suiçmez’in ifade ettiği yanlış uygulamaların başında tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi geliyor. Et-Balık ve Süt Endüstrisi, Türk Şeker fabrikaları, gübrede TÜGSAŞ ve İGSAŞ’ın özelleştirilmesi tarımda yıkımın hızlandırdı.

Bir diğer yanlış uygulama ise tarımsal desteklerin azaltılması. 2006 yılından bu yana tarımsal desteklerin azaltıldığını anlatan Suiçmez, aynı yıl çıkan Tarım Yasası’na göre üreticiye her yıl GSMH’nin yüzde 1’i kadar destek verilmesi gerekiyorken bu desteklerin de tam olarak verilmediğini belirtiyor. Örneğin 2022 yılı desteği olarak üretici 54 milyar TL alacak. Bu rakam GSMH’nin yüzde 1’ine değil binde 3’üne denk geliyor. 

TOHUM, YEM, GÜBREDE DIŞA BAĞIMLILIK 

Baki Remzi Suiçmez, uygulanan üçüncü yanlış politikanı dışa bağımlılık olduğunu aktarıyor. Türkiye mazotta yüzde 100, yem, gübre, ilaç ve tohum gibi girdi ürünlerinde ise yüzde 70’in üzerinde bağımlı durumda. Böylece üretici, ekonomik krizler, döviz kurlarında hareketlilik, savaş, kıtlık, kuraklık gibi küresel boyuttaki her gelişmeden çok daha fazla etkileniyor. 

Ne yapmalı? 

Türkiye’nin bu tabloyu geri çevirmesi mümkün mü bunun için ne yapmalı? TMMOB Ziraat Mühendisleri Başkanı Baki Remzi Suiçmez şunları söylüyor: “Tarımda girdi ve tarımsal ürün bazında bağımlılıktan vazgeçilmeli. Gıda fiyatlarının sadece ÖTV indirilerek düşmeyeceği ortada. Bunun için tüm tarımsal girdi maliyetleri düşürülmeli. Sulama yatırımları tamamlanmalı. Buğday, mısır, ayçiçeği gibi ana ürünler başta olmak üzere bitkisel üretim artırılmalı. Açıklanan taban fiyatlar üreticinin kâr edebileceği oranlara çekilmeli. Üretici Avrupa ülkelerindeki örneklerde olduğu gibi yeniden Fiskobirlik, Tariş, Marmarabirlik, Antbirlik gibi tarımsal satış birliklerinde örgütlenmeli." 

Türkiye gıda enflasyonunda üst sıralarda 

Ülke Gıda enflasyonu (%)  

Zimbabve 321

Lübnan 208 

Venezuela 158 

Türkiye 99 

Arjantin 87

Sri Lanka 86

İran 84

Ruanda 41

Surinam 40  

Kaynak: IMF 2022 Ekim 

 

Haber: Selma BEKTAŞ 

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 354
Fotoğraf Galerisi