ILISU PROJESİ DURDURULMALI VE HASANKEYF SULAR ALTINDA KALMAKTAN KURTARILMALIDIR
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz Dicle nehrinin kenarında bulunan Hasankeyf`in Ilısu Barajı nedeniyle yok olma tehlikesiyle burun buruna olmasına ilişkin 19 Haziran 2019 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
Basın yayın organlarında yakın zamanda Ilısu Barajı`nda su tutulmaya başlanacağına dair haberler yer almaktadır.
Hazırlıkları 1954 yılına dek uzanan Ilısu Barajı`nın projesi 1975 yılında hazırlanmış ve kültürel miras, doğa ve sosyal yaşam üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler nedeniyle yapılan tüm protesto ve karşı kampanyalara rağmen 2000`li yıllarda yapımına başlanmıştır.
Devreye alınacak Ilısu Barajı`nın Türkiye`nin enerji kurulu gücüne katkısı yaklaşık yüzde 1.4 oranında olacaktır. Elektrik üretiminde mevcut kurulu gücümüzün ihtiyacı fazlasıyla karşıladığı bilinmekteyken, daha fazla elektrik üretmek için binlerce yıllık tarihi ve çevreyi katledecek bir santralin devreye sokulmak istenmesi tamamen akıldışıdır.
Barajın devreye girmesi ile 250`ye yakın höyük, 5 binden fazla mağara, tarihi camiler, minareler, kilise kalıntıları, sahabe kabirleri, türbeler, tarihi köprüler gibi eşsiz değerler ile henüz bilimsel kazıları yapılmamış çok sayıda arkeolojik alan ve tarım toprakları sular altında kalacaktır.
Dicle Nehri boyunca binlerce yıldır varlığını sürdüren Hasankeyf’teki eşsiz tarihsel birikim ve ekolojik sistem bir baraj için talan edilecektir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve günümüze kadar korunabilmiş 12 bin yıllık Hasankeyf, bütün itirazlara rağmen maalesef bugün yok olmakla yüz yüzedir.
Unesco`nun on kriterinden dokuzunu yerine getirmesine rağmen, ne Hükümetin ne de Unesco’nun Hasankeyf’in Dünya Miras Listesine alınması yönünde bir girişimi olmamıştır. Tam tersine Hasankeyf’i yaşatmak için yapılan girişimler iktidar çevreleri tarafından bertaraf edilmiş, sesini yükselten tüm kesimler susturulmaya, bastırılmaya çalışılmıştır. Yöre halkı göce zorlanmış̧, bölge insansızlaştırılmış, tarihi kent bir şantiye alanına dönüştürülmüştür.
Her ne kadar bazı anıt eserler kamuoyunda oluşan tepkileri azaltmak amacıyla taşınmış olsa da tarihi eserlerin bulundukları yerde korunması ve sergilenmesi gerekliliği ile birkaç eseri taşıyarak yeni bir Hasankeyf inşa edilemeyeceği gerçeği, tarihi dokunun bozulmasının önüne geçildiği iddialarını yalanlamaktadır. Öte yandan elverişsiz koşullar altında gerçekleştirilen taşıma işlemleri nedeniyle tarihi eserler tahrip edilmiştir.
Dicle nehrinin kenarında bulunan bu kültürel ve doğal miras yok edilmek üzeredir. Binlerce yıllık Anadolu uygarlıklarının bizlere bıraktığı mirası koruyarak gelecek kuşaklara aktarmamız gerekirken, tam tersine bu değerleri yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Ilısu projesi durdurulmalı ve Hasankeyf sular altında kalmaktan kurtarılmalıdır.
Bu yıkıma son verilmesi için son ana kadar mücadeleye devam etme kararlılığında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, tüm duyarlı çevreleri Hasankeyf’i sahiplenmeye davet ediyoruz
Emin KORAMAZ
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı