İLK HABER: GÜNGÖR: PAMUĞUN ÖNEMİ DİKKATE ALINMALI- 26 ARALIK 2018

MERKEZ
14.01.2019
 

 

ADANA (İLKHABER) 

50’den fazla farklı sanayi sektörüne ham- madde üreten ve önemli bir endüstri bitk- isi olan pamuk, lifinin doğal oluşu, teri çekiciliği, giyim konforu, ısıtılıp kay- natıldığında diğer liflere göre sağlam kalışı, statik elektriği daha fazla iletmesi, hava geçirgenliği ve olumlu hijyenik özellikleri sebebiyle önemi her geçen gün artarak devam ediyor. Pamuk üretiminin ülkemiz için önemine değine TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör; “Ülkemizde pamuk üretim ve tüketiminin ekonomideki önemi dikkate alınarak, pamuk üretimi tüketimi karşılay- acak bir seviyeye getirecek politikalar oluş- turulmalıdır. Özellikle yüksek verim ve kalitede üretim yapılabilen bölgelerde ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır” dedi.

Pamuk tekstil, yağ, küspe, tıp, barut, ambalaj, su ve çevre kirliliğini önleme gibi yaklaşık 50 farklı sanayi sektörüne ham- madde üreten bir endüstri bitkisidir. Tüm Dünyada her ne kadar sentetik liflerin kul- lanımı büyük bir artış göstermiş olsa da, pamuk lifinin doğal oluşu, teri çekiciliği, giyim konforu, ısıtılıp kaynatıldığında diğer liflere göre sağlam kalışı, statik elek- triği daha fazla iletmesi, hava geçirgenliği ve olumlu hijyenik özellikleri sebebiyle önemini artan bir şekilde korumaktadır.

Türkiye’de üretilen pamuk miktarı ancak ihtiyacının yarısını karşılayabiliyor. Pamuk üretiminin yapıldığı illerin, alter- natif ürün çeşitliliğinin fazla olduğu yerler olması nedeniyle üreticilerin pamuk fiyat- larına ve destekleme miktarına bağlı olarak farklı ürünlere yönelmesine neden olduğunu belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı özden Güngör, “Pamuk üretiminin yapıldığı iller- imiz alternatif ürün çeşitliliğinin fazla olduğu yerler olması nedeniyle tahıllar ve yağlı tohumlu bitkiler gibi alternatif olan ürünlerle yaşanan fiyat rekabeti, üretici- lerin pamuk fiyatlarına ve destekleme mik- tarına bağlı olarak farklı ürünlere yönelmesine neden olmaktadır” dedi.

Pamuktaki düşüş rakamlarına da değinen Güngör, 2018 yılında pamuk üretim- imizin2.7-2.8 milyon ton civarında olacağına değinerek, “Türkiye’de 1961 yılında 649 bin hektar, 2002 yılında 721.077 hektar alanda ekim yapılır iken 2017 yılında 501.853 hektar alan da ekim yapılmıştır. Ziraat Mühendisleri Odası olarak 2018 yılında pamuk ekim alanının 5.8-5.9 milyon dekar bandında, üretim- imizin de 2.7-2.8 milyon ton civarında ola- cağını tahmin etmekteyiz” şeklinde konuştu.

Ülkemizde pamuk üretim ve tüketi- minin ekonomideki önemi dikkate alı- narak, pamuk üretimi tüketimi karşılayacak bir seviyeye getirecek poli- tikaların oluşturulması gerektiğini ve özel- likle yüksek verim ve kalitede üretim yapılabilen bölgelerde ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır diyen TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör şöyle konuştu;

“Pamuk lifi ile tekstil sanayinin, çekird- eğinden elde edilen yağı ile bitkisel yağ sanayinin, kapçık ve küspesi ile yem sanayinin, linteri ile kâğıt, mobilya ve selüloz sanayinin hammaddesini teşkil eden önemli bir endüstri bitkisidir. Pamuk bu geniş kullanım alanı, oluşturduğu katma değer ve istihdam olanakları ile ülkemiz ekonomisine büyük yararlar sağlayan önemli ve stratejik bir üründür. Bu özellikleri nedeniyle yetiştirilen yörelerin ve ülkelerin hem tarımının hem de sanayisinin gelişmesine olumlu katkılar sağlamaktadır.

Dünya nüfusunun hızla artışı yanında,toplumların sosyo-ekonomik yapısının oluşturduğu isteklere bağlı olarak, Dünya’da pamuk üretiminde önemli değişmeler olmuştur. Avrupa’da tekstil endüstrisinde,18. yüzyıl sonlarında giyim amacıyla tüketilen lifler 1 milyon ton civarında iken, 20. yüzyılda artan talep ile 14 milyon tona çıkmıştır.  Lif tüketiminde ki artışı yanında, kullanılan liflerin cins- lerinde de değişiklikler olmuştur. 19. yüzyılda kullanılan liflerin yüzde 78’ni yün, yüzde 18’ini keten, yüzde 4’ünü pamuk oluşturur iken, 20. yüzyılda pamuk liflerinin kullanım oranı yüzde 74’e yük- selmiş, yün yüzde 20’ye, keten ise yüzde 6’ya düşmüştür.

Bu durum, pamuk liflerinin  insan sağlığı yönünden diğer liflere oranla daha iyi özelliklere sahip olması yanında, özel- likle, 1750 yılında otomatik mekik, 1767 yılında iplik eğirme makinası, 1786 yılında, makine ile çalışan dokuma tezgâhı, 1783 yılında rollergin çırçır makinası, 1796 yılında sawgin çırçır makinası, 1801 yılında buhar makinasının endüstriye girmesi; başka bir deyişle pamuğun çırçırlanabilme ve işlenebilirliğinin kolaylaştırılması ile oluşmuştur.

Şanlıurfa GAP kapsamında sulamaya açılan Harran ve Suruç ovaları ile pamuk üretiminde önemli bir merkez haline geldi. Bu nedenle Türkiye’de pamuk üretimi en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gerçekleştirilmektedir. 2017 yılında toplam pamuk üretiminin yüzde 42’si Şanlıurfa’da yapıldı. Aydın, Hatay, Diyarbakır ve Adana’da yapılan pamuk üretiminin toplamı, yaklaşık olarak Şanlıurfa’daki üretim kadar olmuştur.

Pamuk üreticilerinin en önemli sorunu, diğer tarımsal sektörlerde olduğu gibi yük- sek üretim maliyetleridir. Bu nedenle sadece pamuk üretimin değil, tüm tarım- sal üretimin sürdürülebilir olması için üreticilere dünya koşullarında girdi temini sağlanması gerekmektedir.

Ülkemizde pamuk üretim maliyet- lerinin, girdi fiyatlarının yüksekliği ne- deniyle birçok pamuk üretici ülkeye oranla yüksek olması, rekabet gücümüzü olum- suz yönde etkilemektedir. Bu olumsuzluğu azaltmak için birçok ülkede olduğu gibi üreticilere çeşitli şekillerde destekleme ödemeleri yapılmaktadır. Yapılan destek- lemeler, tüm diğer tarımsal desteklemel- erde olduğu gibi üreticinin artan maliyetlerini karşılayabilecek ve üretimini sürdürmeye teşvik edecek seviyede olmalıdır.

Türkiye’nin pamuk ihracat ve ithalat rakamlarına bakıldığı zaman, net olarak pamuk ithalatçısı bir ülke konumunda olduğumuz görülmektedir. 2000 yılında 27 bin ton pamuk ihracatına karşılık, 566 bin ton ithalatı yapılmışken, 2017 yılında 67 bin ton ihracata karşılık, 914 bin ton ithalat yapılmıştır.

Pamuk Üretiminde Karşılaşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri:

Türkiye’de pamuk üretim miktarı ihtiy- acı karşılayamamaktadır. 1990’lı yıllarda tekstil sektörünün gelişmesine paralel olarak pamuk tüketimi artmış ancak üre- tim miktarı artmamıştır. İthalat politikaları ise pamukta da devam etmiş ve yetersizlik ithalat yolu ile giderilmeye çalışılmıştır.

Sonuçta 2003- 2017 yıllarında pamuk itha- latı yüzde 56,25 oranında artmıştır.

Ülkemizde pamuk üretim ve tüketi- minin ekonomideki önemi dikkate alı- narak, pamuk üretimi tüketimi karşılayacak bir seviyeye getirecek poli- tikalar oluşturulmalıdır. Özellikle yüksek verim ve kalitede üretim yapılabilen böl- gelerde ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır. Girdi maliyetlerinde ki artış (mazot, gübre, kimyasal ilaç vb.) karşısında üretici pamuk üretiminde vazgeçmiştir. Bu durumda pamuk üretimi sürdürülebilir değildir.

Pamuk üretimi için verilen destekler yeterli değildir. Bu nedenle Ege ve Çukurova bölgeleri pamuk üretimi için son derece uygun olmasına rağmen üreti- ciler başka ürünleri üretmeye yönelmiştir. Ayrıca, pamuk prim hak endişesi, çiftçi- lerin istenen evrakları tamamlanmasın- daki güçlükler ve prim miktarlarının geç açıklanması gibi sorunlar üreticileri olum- suz yönde etkilemektedir.

Pamuk destekleme primleri rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alı- narak düzenlenmelidir. Havza bazlı destekleme modelinin etkin bir şekilde takibi ve uygulanması sağlanmalıdır.

Pamuk üretiminde daha çok verim ve kaliteye sahip olan alanlarda ekim desteklenmelidir.

Pamuk piyasası, dünyada çok fazla değişiklik ve müdahaleye mazur kalmak- tadır. Dünya pamuk üretiminde önemli bir yere sahip olan ABD ve Çin’in stratejik davranışları, hem pamuk arzını hem de pamuk talebini etkilemektedir. Bunların sonucunda pamukta dış ticaret ve kur politikaları kaynaklı sorunlar Türkiye’yi olumsuz yönde etkilemektedir. DTÖ, ICAC gibi uluslararası kuruluşların pamuk sek- törünü olumsuz etkileyen hükümet ön- lemlerin kaldırılması yönündeki kararlarına rağmen ABD ve AB pamuk üre- timlerini ve ticaretini yüksek oranda desteklemeye devam etmektedir.

Türkiye’de üretici örgütlerin yetersizliği pamuk üretiminde önemli sorunlardan biridir. Pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan ve Tariş Pamuk Birliği, Çuko- birlik ve Antbirlik’in etkinliği artırılmalıdır. Birliklerin sektördeki rolü arttırıldığı takdirde pamuk piyasalarında istikrar sağlanabilir.

Pamukta standardizasyon, kalite kon- trol ve kontaminasyon önemli bir sorun- dur. Bu sorunun çözülmemesi pamuğun iç ve dış piyasa değerini düşürmekte ve ithal pamuğa olan talebi artırmaktadır.

Pamukta kirliliğin önüne geçilmeli, kaliteli üretim artırılmalı, lisanslı depocu- luk sistemi yaygınlaştırılmalı ve tek balya standardizasyonuna geçilmelidir.

 

Haber: Serhat ŞANLI

Okunma Sayısı: 562