İLKHABER GAZETESİ: "ÇEVRENİN YOK OLMASI GELECEĞİMİZİN YOK OLMASI DEMEKTİR"- 06 HAZİRAN 2021

İLKHABER GAZETESİ: "ÇEVRENİN YOK OLMASI GELECEĞİMİZİN YOK OLMASI DEMEKTİR"- 06 HAZİRAN 2021
MERKEZ
07.06.2021

Bir yandan küresel iklim değişikliği, öte yandan yok olan topraklar ile birlikte son yıllarda çevrede yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, "Bariz bir şekilde olumsuz etkilerini iyice hissettiren küresel iklim değişikliği, doğal kaynakların tahribi, sürekli artan hava kirliliği, su kaynaklarının talanı, gıda krizi ve yaşanan açlık gerçeği, hızlı artan dünya nüfusunun sınırlanmayan ihtiyaçları.. Dünyamız tek. Unutmayın! Yitirilen geleceğimizdir. Çevremizi korumanın ise insanlığa olan borcumuz olduğu unutulmamalıdır" dedi.

 

ADANA (İLKHABER) - Bir yandan küresel iklim değişikliği, öte yandan yok topraklar ile birlikte son yıllarda çevrede yaşanan olumsuzluklara dikkat çeken TMMOB ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Bariz bir şekilde olumsuz etkilerini iyice hissettiren küresel iklim değişikliği, doğal kaynakların tahribi, sürekli artan hava kirliliği, su kaynaklarının talanı, gıda krizi ve yaşanan açlık gerçeği, hızlı artan dünya nüfusunun sınırlanmayan ihtiyaçları.. Dünyamız tek. Unutmayın! Yitirilen geleceğimizdir. Çevremizi korumanın ise insanlığa olan borcumuz olduğu unutulmamalıdır” dedi.

Dünya nüfusu hızla artarken, doğal kaynakların bilinçsizce kullanımı, plansız sanayileşme, sağlıksız ve aşırı kentleşme, kimyasalların toprağa ve suya karışması gibi birçok sorun beraberinde çevrede büyük tahribatlar meydana gelmekte.. Dünyadaki tahribatla birlikte biyoçeşitliliğin azalması, havadaki karbondioksitin artması, küresel ısınma vs. derken birçok sorun ile karşı karşıya kaldık.

Bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her 10 kişiden 9’unun kirli hava solduğu belirtiliyor. Ayrıca her yüzbinlerce kişi salgın bir hastalıktan değil,  kirli havanın yarattığı hastalıklar nedeniyle gerçekleşiyor.

Ayrıca son bir buçuk yıldır süren Covid-19 pandemisi sürecinde yapılan bilimsel araştırmalara göre kirli hava ile Covid-19’dan ölüm arasında doğru orantı olduğu ve kirli hava soluyan diyabet, astım, kalp damar hastalarının Covid-19’a yakalandıklarında temiz hava soluyan ve aynı kronik hastalıklara sahip kişilere oranla daha kolay yaşamını yitirdiği belirtiliyor.. Hava kirliliğinde en büyük etken olarak da fosil yakıtın tüketiminden kaynaklandığı da bir gerçek..

Çevre tahribatı nedeniyle oluşan sorunların bütün dünya için büyük bir tehdit oluşturduğunu belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Etkilerini dünyada iyice hissettiren küresel iklim değişikliği, doğal kaynakların insan eliyle tahribi, doğal alanlar ve yaban hayat üzerindeki aşırı baskı, sınırsız sanayileşme tercihleri ve kontrolsüz madencilik faaliyetleri, enerji savaşları ve nükleer enerjinin yarattığı belirsizlik, sürekli artan hava kirliliği, su kaynaklarındaki kirlilik, gıda krizi bununla birlikte artan dünya nüfusunun sınırlanmayan ihtiyaçları ve sınırsız hırs, doğada yük olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi..

Dünyadaki bu değişime dikkat çekmek için her yıl 5 Haziranda çeşitli etkinlikler ile kutlanan ‘Dünya Çevre Günü’ne değinen Baki Remiz Suiçmez, “5 Haziran Dünya Çevre Günü, bu dünyanın kimsenin özel mülkiyeti olmadığını anlama, gelecek nesillerin bir emaneti olduğunu hatırlama ve bu emanete sahip çıkma günü olmalıdır. UNESCO çevre hakkını, insan hakkı olarak kabul etmiştir ancak bunun tam tersinin hüküm sürdüğünü görmekteyiz” diye konuştu.

ZMO Yön. Kurulu Başkanı Suiçmez, “İnsan ve doğa anlayışı yerine, ekonomi-tüketim-kâr mantığının dayatıldığı, doğayla uyumlu yaşam yerine, sürdürülebilir kalkınma adı altında sürdürülemez kalkınma anlayışının egemen kılındığı, sağlıklı ve temiz çevrede yaşama hakkının hiçe sayılarak insanlığın doğal yaşam alanlarının daraltıldığı, insanlığa açlık, yoksulluk, asgari hijyen ve sağlık koşullarından yoksun bir yaşam biçiminin dayatıldığı günümüzde, bugünkü tüketim ve üretim modelleri aynı kaldığı takdirde dünya nüfusu 2050’de 9 milyar 600 milyona ulaşacak ve bugünkü yaşam tarzımızı sürdürmek için üç gezegene daha ihtiyacımız olacak” diye konuştu.

Yaşayacak başka bir gezegen olmadığını ve bunu korumanın da hepimizin görevi olduğuna dikkat çeken ZMO Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez şöyle konuştu;

“Oysa! Yaşam ortamımız olan dünyamız, tek. Başka gidecek yerimiz yok. Küresel ısınma ve iklim değişikliği somut bir gerçeklik. Fakat ranta dayalı ve sermaye çıkarı öncelikli uygulamalar yüzünden yaşanan iklime dayalı doğal afet ve felaketlerin sorumluluğunu iklim değişikliği kavramına yüklemek haksızlıktır.

Bizlerin insanlığa karşı sorumluluğumuz var. Henüz vakit varken yaşam biçimlerimizi ve çevreyi koruma anlayışımızı gözden geçirmeli ve radikal olarak değiştirmeliyiz. Temiz havanın en önemli kaynağı ve su havzalarını besleyen doğal ve en temiz ortamlar olması nedeniyle koşulsuz korunması ve ekosistem bütününde varlığının artırılması gereken ormanlarımız, en verimli topraklarımızdan oluşan ve mutlaka korunması gereken ovalarımız, tüm yurttaşlarımızın kullanımına açık olması gereken kıyılarımız, doğal ortamlarında özgürce akması gereken derelerimiz doğal kaynaklarımızı koruması gereken yasal düzenlemelere eklenen istisnai maddelerle ve yetersiz denetimlerle sermayenin sınırsız talanına açılıyor.. 

Ayrıca akarsular üzerinde sayısız ve büyük barajlar inşa edilerek suyun doğal akışına müdahale edilerek, ekosistemin bozulmasına izin verilmektedir. Sanayi atıklarının nehir, göl ve denizlerimize salınması önlenememekte, doğal bitki örtümüzün ve sağlıklı yaşam alanlarımızın imar planları ile yapılaşmalarına izin verilmektedir.

Bugün Büyük Ova Koruma Alanı ilan edilen tüm ovalarımız gibi Büyük ve Küçük Menderes ile Gediz Havzalarındaki verimli topraklarımız enerji, sanayi, madencilik yatırımları ve sınırsız yapılaşma ile yok edilmektedir.  Bu yanlıştır.

Yapılması gerekenlere bakarsak; Doğal dengemizi bozan, başta su ve toprak olmak üzere doğal kaynaklarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, biyoçeşitliliğimizi, yeşil alanlarımızı, parklarımızı, kıyılarımızı, derelerimizi, denizlerimizi korumalıyız. Çevremizi yok eden ve kirletenlere karşı ise bağlayıcı yasal düzenlemelere dayalı somut yaptırımlar uygulanmalıdır.

Biz TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak herkesin sağlıklı beslenmesine yetecek gıdaya, ihtiyaç duyduğu temiz suya, soluyabileceği temiz havaya sahip olması gereğine inanıyoruz. Gelecek kuşaklara temiz, sağlıklı ve yaşanabilir çevre bırakma yükümlülüğünün bilincinde olarak, bugüne kadar çevrenin ve doğal kaynaklarımızın korunmasında gösterdiği kararlı tutumunu sürdürmekte ve bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz”

 

Özel Haber: Serhat ŞANLI

Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ. 

Okunma Sayısı: 148
Fotoğraf Galerisi