İLKSES GAZETESİ: "PESTİSİT TÜKETİMİ ARTIYOR!-17 NİSAN 2021
Şube II. Başkanımız Banu Erdal Pestisit kullanımının artması ile ilgili şube görüşlerimizi İlkses Gazetesi ile paylaştı.
Bitkisel üretimi sınırlayan zararlı organizmalarla mücadelenin, orantısız ilaç kullanımıyla insan sağlığını en az koronavirüs kadar riske ettiğini belirten Erdal, buna rağmen pestisit tüketiminin arttığına dikkat çekti.
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Hızla artan dünya nüfusu her geçen gün gıdaya olan talebin artmasına neden oluyor. Ülkemizde tarıma elverişli alanların azalması, iklim değişikliği ve zararlı organizmaların artması gibi riskler sürdürülebilir bitkisel üretimi tehdit ediyor. Bitkisel üretimi artırmanın en önemli yollarından biri birim alandan daha çok ürün alınması, yani verimin artırılmasından geçiyor. Verimin arttırılmasında en önemli faktörlerin başında bitkisel üretimi sınırlayan zararlı organizmalarla mücadele etmek geliyor. Hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak; bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere ‘Zirai Mücadele’ ya da başka bir ifadeyle ‘Bitki Koruma’ deniliyor. Bahar aylarıyla birlikte dünyada olduğu gibi ülkemizde de bitkiyi korumak için ilaçlanma pik yapıyor. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 2. Başkanı Banu Erdal, bilinçsizce yapılan ilaçlamanın; ülkenin ihracatının olumsuz etkilemesine, insan sağlığının da ciddi şekilde riske ettiğine vurgu yaptı.
KÜ KULLANILMA ZORUNLULUĞU VAR
Bitkisel üretimde etkin bir bitki sağlığı mücadele programına rağmen yüzde 30-35 civarında kayıp oluştuğunu dile getiren Erdal, “Bitki sağlığı veya bitki koruma çalışmaları olmadığında ise bu kayıp oranı ortalama yüzde 70-75, bazı ürünlerde ise yüzde 100 olabilmektedir. Bu durum bize başta kimyasal mücadele olmak üzere diğer bitki koruma metotları uygulanmadan dünyada üretilen bitkisel ürün miktarının yüzde 50 oranında azalacağını göstermektedir. Bu sebeple bitki sağlığı tedbirleri bir ülkede gıda güvenliğinin sağlanması acısından son derece önemlidir. Bu nedenle hastalık ve zararlılarla bulaşık olmayan, sağlıklı ve nitelikli üretim materyali kullanılması, iyi tarım uygulamaları, dengeli sulama ve gübreleme gibi çeşitli uygulamalar gerekli olsa da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) kullanılma zorunluluğu var” değerlendirmesinde bulundu.
İHRACATIMIZA SINIRLAMA GETİRMİŞTİR!
Türkiye’nin AB ülkelerine ve Rusya’ya ihracat ettiği ürünlerinde ilaç kalıntılarının tespit edilmesiyle ülkede tarım ilacının sorgulanmaya başlandığını belirten Erdal, “Ülkemizde bitki koruma ürünlerinin (tarım ilaçlarının) zirai mücadelede kullanım süreci dünyadaki gelişimi ile genel olarak uyumludur. 1950’li yıllarda süne ve çekirge mücadelesi için yurtdışından bazı kimyasallar getirilmiş ve kullanılmış olup kimyasal mücadele daha çok devlet tarafından salgın yapılan zararlı organizmalar ve karantina için uygulanmıştır. 1957 yılında ise 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunun yürürlüğe girmesi ile kimyasal mücadele ile ilgili ilaçların ve aletlerin ruhsatlandırılmasına başlanılmıştır. 1980 ve 2005 arası ise ülkemizde bitki koruma alanında çok sayıda imalatçı ve ithalatçı firmanın kurulduğu ve ülkenin tarım ilacı kullanımının hızlı bir artış gösterdiği biliniyor. 2005 ve sonrası dönemde Türkiye’den Rusya Federasyonuna ve Avrupa Birliğine yapılan meyve ve sebze ihracatında önce karantinaya tabi zararlı organizmaların varlığının tespiti, daha sonra yapılan analizlerde yüksek kalıntı tespit edilmesi veya AB ve ihracat yapılan ülkelerde ruhsatlı olmayan bazı aktif maddelerin kullanıldığının belirlenmesi neticesinde ülkemizden yapılan ihracata sınırlama ve yasaklama getirilmiştir. Ne yazık ki ancak bu durum ülke içerisinde tarım ilacı kullanımının sorgulanmasına ve AB ile uyumlu olacak şekilde bazı yasaklamalar ve kısıtlamalara gidilmesine neden olmuştur” diye konuştu.
PESTİSİT TÜKETİMİ ARTIYOR!
Dünyada ve ülkemizde pestisit kullanımının ciddi şekilde arttığına dikkat çeken Erdal, “Günümüze gelindiğinde ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pestisit tüketimi giderek artış göstermektedir. Türkiye de tüketilen pestisit miktarı 60 bin tonu geçmektedir. Burada yanılgıya düşmemek için tüketilen tarım ilaçlarının ton olarak ifade edildiğine dikkat etmek gerekir. Çünkü bu tarım ilaçları çok düşük dozlarda uygulanmaktadır. Bu veriler ışığında ülkemizdeki pestisit kullanım miktarı diğer gelişmiş ülkelere göre düşüktür. Ancak polikültür tarım yapılan bölgelerde ki pestisit kullanım miktarı ülke ortalamasının çok üstüne çıkmaktadır. Ayrıca açıklanan pestisit kullanım miktarlarıyla ilgili verilerdeki uyuşmazlıklar göz ardı edilmemelidir. Ülkemizde kullanılan bitki koruma ürünleri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş ‘Bitki Koruma Ürünü Bayisi’ tarafından satılabilmektedir. 2019 yılı sonu itibariyle güncel olarak değişmekle birlikte yaklaşık 7 bin BKÜ bayisi mevcuttur. İlimizde de 300 BKÜ bayisi yer almaktadır. Ayrıca BKÜ bayisi olabilmek için Ziraat Mühendisi meslektaşlarımıza dayatılan sınav Ziraat Mühendisleri için kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.
KORONA KADAR TEHLİKELİ!
Dünyada milyonlarca insanın ölmesine sebep olan koronavirüs ile insan sağlığını uzun vadede riske atan pestisiti karşılaştıran Erdal, “Bilinçsiz pestisit kullanımı insan sağlığı ve tarım bitkilerine verdiği zararın yanı sıra doğal dengeyi sağlayan canlıların yok olmasına da neden oluyor. Öyle ki bütün dünyayı etkisine alan ve insanlığı maskelere mahkum eden koronavirüsün bir aşısı bulundu ve virüsü tamamen yok edecek başka tedaviler de mümkün olabilir ancak daha fazla verim elde etmek, hastalık ve zararlılarla mücadele etmek için tüketimi yıldan yıla artan pestisit kullanımının böyle bir aşısı veya tedavisi olmayacak. Bu sorunun tek çözümü ise tarımda bilinçli ilaçlama yapmak” diye konuştu.
SİSTEM SAĞLIKLI ÇALIŞMIYOR!
Erdal, “Bitki koruma ürünlerinin üretildiği fabrikadan veya ithal edildiği firmadan toptancı, bayii ve çiftçiye ulaşıncaya kadar aynı kare kod sistemi ile takibinin sağlanması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığınca ‘Bitki Koruma Ürünleri Takip Programı’ hazırlanmış olup, 2018 yılı itibariyle uygulamaya konulmuş ve 2019 yılında yayınlanan ‘Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Depolanması Hakkında Yönetmelik’ ile yürürlüğe girmiştir. Ancak bu sistemin halihazırda mevcut istenen verilere ulaşamadığı, sağlıklı olarak çalışmadığı görülmektedir. Bütün bunların yansıra ülkemizde sürdürülebilir bitkisel üretim ve güvenli gıdaya ulaşabilmek için, kimyasala mücadelenin, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemleri gibi alternatif mücadele yöntemleri ile birlikte düşünülerek kullanılacağı ‘Entegre Mücadele Yöntemleri’ stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Haberin detaylartına ulaşmak için; https://www.ilksesgazetesi.com/guncel/pestisit-tuketimi-artiyor-h109486.html