Yaşadığımız çağda insanlık birçok tarım alanını işgal ediyor, tarım arazisi dediğimiz alanlar imara açılıyor. Tüm bu insan faktörlü etkilerinin yanında yaşanan kuraklık da geleceğimiz adına endişeleri arttırıyor. Tam da bu noktada konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, yaşanan iklim değişikliği ve kuraklıktan dolayı zeytin alanlarının yüzde 85’inin kaybolma riskiyle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.
20 GÜN ÖNE ÇEKİLECEK!
Suiçmez, “Yapılan çalışmalarda 2100 yılına kadar çiçeklenme başlangıcının 20 gün kadar öne çekileceği belirtilmekte. Zeytin rüzgarla tozlanan bir bitki olması sebebi ile çiçeklerin açık olduğu dönemde aşırı yağış, yüksek sıcaklık ve sis gibi hava olayları tozlanmayı ve döllenmeyi ciddi oranda etkiler. Erken çiçeklenme başlangıcı bu doğa olaylarıyla bir araya geldiğinde ciddi verim kayıplarına sebep olabilmekte. Bu sezonda özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşadığımız normalin üzerindeki sıcaklıklar çiçeklenme dönemine denk gelmiş ve çiçeklerin meyveye dönüşmeden dökülmelerine ve boncuklu meyve (partenokarpik meyve) oluşumunun artmasına sebep olmuştur. Bu yüksek sıcaklıklar çekirdek sertleşmesi, meyve irileşmesi ve olgunlaşma dönemlerinde meydana geldiğinde meyve dökümüne, tanelerin küçük ve buruşuk olmasına neden olarak ağaçların gelişmesini ve verimliliğini olumsuz etkilemektedir” açıklamasında bulundu.
FİYAT ARTIŞINA YOL AÇABİLİR
Haziran- ağustos ayları arasındaki su eksikliğinin çiçeklenme ve meyve bağlama dönemlerinde stres kaynaklı fizyolojik meyve dökümlerine sebep olduğunu dile getiren Suiçmez, “Ağustos başında gerçekleşen çekirdek sertleşmesi dönemi bu yıl temmuz ayından itibaren başlamıştır. Bu durum sıcak günlerde terleme miktarında artışa ve susuzluk sıkıntısına neden olur. Böylece zeytin taneleri yeterli iriliğe ulaşamazlar. Bu dönemlerde üreticilerimizin sulama yapması gerekmektedir. Sonbahar döneminde bu yıl olduğu gibi yağışlar yetersiz ve hava sıcaklıkları yüksek devam ederse, bu yılın sürgün gelişimi ve önümüzdeki yılın tomurcuk miktarı azalacaktır. Bunun en büyük etkisini ise önümüzdeki yıl göreceğiz. Ekim- kasım aylarında yağ oluşumu en yüksek düzeydedir ve yağış niteliği ve niceliği nem durumuna göre iyileşir. Ekim ve kasım aylarında yeterli yağış görülemez ise zeytinde verim ve kalite sıkıntısına sebep olacak, bu durum tüketiciye fiyat artışı olarak yansıyacaktır” dedi.
Suiçmez, “Yapılan çalışmalarda 2100 yılına kadar çiçeklenme başlangıcının 20 gün kadar öne çekileceği belirtilmekte. Zeytin rüzgarla tozlanan bir bitki olması sebebi ile çiçeklerin açık olduğu dönemde aşırı yağış, yüksek sıcaklık ve sis gibi hava olayları tozlanmayı ve döllenmeyi ciddi oranda etkiler. Erken çiçeklenme başlangıcı bu doğa olaylarıyla bir araya geldiğinde ciddi verim kayıplarına sebep olabilmekte. Bu sezonda özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşadığımız normalin üzerindeki sıcaklıklar çiçeklenme dönemine denk gelmiş ve çiçeklerin meyveye dönüşmeden dökülmelerine ve boncuklu meyve (partenokarpik meyve) oluşumunun artmasına sebep olmuştur. Bu yüksek sıcaklıklar çekirdek sertleşmesi, meyve irileşmesi ve olgunlaşma dönemlerinde meydana geldiğinde meyve dökümüne, tanelerin küçük ve buruşuk olmasına neden olarak ağaçların gelişmesini ve verimliliğini olumsuz etkilemektedir” açıklamasında bulundu.
FİYAT ARTIŞINA YOL AÇABİLİR
Haziran- ağustos ayları arasındaki su eksikliğinin çiçeklenme ve meyve bağlama dönemlerinde stres kaynaklı fizyolojik meyve dökümlerine sebep olduğunu dile getiren Suiçmez, “Ağustos başında gerçekleşen çekirdek sertleşmesi dönemi bu yıl temmuz ayından itibaren başlamıştır. Bu durum sıcak günlerde terleme miktarında artışa ve susuzluk sıkıntısına neden olur. Böylece zeytin taneleri yeterli iriliğe ulaşamazlar. Bu dönemlerde üreticilerimizin sulama yapması gerekmektedir. Sonbahar döneminde bu yıl olduğu gibi yağışlar yetersiz ve hava sıcaklıkları yüksek devam ederse, bu yılın sürgün gelişimi ve önümüzdeki yılın tomurcuk miktarı azalacaktır. Bunun en büyük etkisini ise önümüzdeki yıl göreceğiz. Ekim- kasım aylarında yağ oluşumu en yüksek düzeydedir ve yağış niteliği ve niceliği nem durumuna göre iyileşir. Ekim ve kasım aylarında yeterli yağış görülemez ise zeytinde verim ve kalite sıkıntısına sebep olacak, bu durum tüketiciye fiyat artışı olarak yansıyacaktır” dedi.
YÜZDE 85’İNİ KAYBEDEBİLİRİZ
Zeytinlik alanlarının yüzde 85’ini kaybetme riskinin bulunduğunu belirten Suiçmez, “İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkisi ile bu yüzyılın sonunda zeytin yetiştiricilik alanlarının daha kuzeye ve daha yüksek rakımlara çıkacağı düşünülmektedir. Dünyadaki zeytinlerin yaklaşık yüzde 10’u sulanmaktadır. Kuraklığın artması sonucu net sulama gereksinimleri artacak, özellikle kuru tarım alanlarında sulama olmaksızın tarım yapılamayacağı şeklinde araştırmalar mevcuttur. Eğer bunlar gerçekleşirse kuru tarım yapılan zeytinlik alanlarını bu yüzyılın sonunda kaybetmiş olacağız ki bu da ülkemizin zeytinlik alanlarının yaklaşık yüzde 85’ine denk gelmektedir” ifadelerine yer verdi.
Zeytinlik alanlarının yüzde 85’ini kaybetme riskinin bulunduğunu belirten Suiçmez, “İklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkisi ile bu yüzyılın sonunda zeytin yetiştiricilik alanlarının daha kuzeye ve daha yüksek rakımlara çıkacağı düşünülmektedir. Dünyadaki zeytinlerin yaklaşık yüzde 10’u sulanmaktadır. Kuraklığın artması sonucu net sulama gereksinimleri artacak, özellikle kuru tarım alanlarında sulama olmaksızın tarım yapılamayacağı şeklinde araştırmalar mevcuttur. Eğer bunlar gerçekleşirse kuru tarım yapılan zeytinlik alanlarını bu yüzyılın sonunda kaybetmiş olacağız ki bu da ülkemizin zeytinlik alanlarının yaklaşık yüzde 85’ine denk gelmektedir” ifadelerine yer verdi.
CİDDİ BİR REKOLTE DÜŞÜŞÜ YOK
Aşırı kuraklıktan dolayı hasadın bir ay gecikmeli yapıldığını ifade eden Suiçmez, “Ülkemizde kuraklık, aşırı sıcak, dolu ve fırtınalar bu yıl boyunca zeytine ciddi zarar verdi. Hasat geçen yıla göre bir ay gecikmeli yapılıyor. Az sayıda üreticinin hasada başladığı günümüzde yaygın hasadın Kasım ayında başlaması bekleniyor. 2020-2021 üretim sezonunda çiçeklenme döneminde; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek sıcaklık sebebiyle çiçek kurumaları, Aydın ve Muğla illerimizde kuraklık sebebiyle verimde düşüş, Kuzey Ege ve Marmara’da bölgesel dolu zararı gibi sezon başından sonuna kadar birçok iklimsel sorun yaşansa da geçen yıla oranla yüzde 15-20 civarında bir üretim azalması beklenmektedir. Son günlerde görülen yağmurlar ürünün kendini toparlamasına fayda sağlayacaktır. Geçen yıl 1 milyon 550 bin ton olan üretimimiz en iyimser tahminle 1 milyon 400 bin tonlarda gerçekleşebilecektir. Periyodisite yani var ve yok yılı arasında fark olmadığı düşünülürse, basında yer alan çok fazla rekolte düşüklüğü haberleri küçük lokasyonlarda geçerlidir. Ülke genelde ciddi bir rekolte düşüşü beklenmemektedir” şeklinde konuştu.
Aşırı kuraklıktan dolayı hasadın bir ay gecikmeli yapıldığını ifade eden Suiçmez, “Ülkemizde kuraklık, aşırı sıcak, dolu ve fırtınalar bu yıl boyunca zeytine ciddi zarar verdi. Hasat geçen yıla göre bir ay gecikmeli yapılıyor. Az sayıda üreticinin hasada başladığı günümüzde yaygın hasadın Kasım ayında başlaması bekleniyor. 2020-2021 üretim sezonunda çiçeklenme döneminde; Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek sıcaklık sebebiyle çiçek kurumaları, Aydın ve Muğla illerimizde kuraklık sebebiyle verimde düşüş, Kuzey Ege ve Marmara’da bölgesel dolu zararı gibi sezon başından sonuna kadar birçok iklimsel sorun yaşansa da geçen yıla oranla yüzde 15-20 civarında bir üretim azalması beklenmektedir. Son günlerde görülen yağmurlar ürünün kendini toparlamasına fayda sağlayacaktır. Geçen yıl 1 milyon 550 bin ton olan üretimimiz en iyimser tahminle 1 milyon 400 bin tonlarda gerçekleşebilecektir. Periyodisite yani var ve yok yılı arasında fark olmadığı düşünülürse, basında yer alan çok fazla rekolte düşüklüğü haberleri küçük lokasyonlarda geçerlidir. Ülke genelde ciddi bir rekolte düşüşü beklenmemektedir” şeklinde konuştu.
Özel Haber: Nurettin BAKİ
Haber kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.