INDEPENDENT TÜRKÇE: SON YAĞIŞLARIN KURAKLIĞA FAYDASI OLMADI... SARIBAL: UCUZ GIDA DİYE BİR ŞEY OLMAYACAK; SUİÇMEZ: ÖNLEM ALINMAZSA AÇLIK GERÇEK- 11 HAZİRAN 2021
Türkiye, bir süreden beri kuraklığın etkisi altında.
Kuraklık, Marmara ve Karadeniz dışındaki bölgelerde daha çok hissediliyor.
Son verilere göre kuraklıktan etkilenen il sayısı 51`e çıktı.
Mevsim normallerinin altında seyreden yağışların yetersizliği en çok tarımı etkiledi.
Kimi ürünlerde rekolte kayıplarının pandemi nedeniyle zaten artan gıda fiyatlarını daha da artıracağı iddia ediliyor.
Peki son süreçlerde özellikle batı ve kuzey bölgeleri olmak üzere ülkenin farklı noktalarında yaşanan yağışlar kuraklığı nasıl etkiledi?
Kuraklığın tarımdaki etkisi ne boyutta ve son yağışlar gelecek günlere dair beklentilere değiştirdi mi?
Bu soruları bir kez daha konunun uzmanlarına yönelttik.
Önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, Meteoroloji Genel Müdürlüğü`nün (MGM) verilerine dayanarak kuraklıkla ilgili genel tabloya baktı.
Ülkenin büyük bir kısmı kuraklığın etkisinde
Geçen mayısta yurt genelinde yağışların ortalamaların yüzde 56 altına düştüğünü belirten Demirhan ardından bölge bölge durumları şöyle anlattı:
Marmara bölgesinde yağışlar ortalamalara göre yüzde 12 artma olsa da geçen seneye kıyasla yüzde 41 daha az yağış aldık. Marmara bölgesindeki yağışlardaki artış bahar dönemlerinde Marmara bölgesinde bahar döneminde hakim olay kuzeydoğulu rüzgarların sebep olduğu yağışlar nedeniyledir.
- Mayıs ayında yağışlarda en fazla azalmanın görüldüğü bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesidir. Güneydoğu Anadolu bölgesinde ortalamalara göre yüzde 83 yağışlarda azalma gerçekleşti.
- Kuraklığın fazlaca hakim olduğu İç Anadolu Bölgesi`nde ise mayıs ayında yağış yüzde 69 oranında azaldı.
- Nisan ayı boyunca Ege bölgesinin orta ve güney kesimleri, İç Anadolu`nun güneyi, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgesinin 1 aylık süre boyunca şiddetli kuraklık yaşadığını görmekteyiz.
- Mayıs 2020-Nisan 2021 arasındaki 1 yıllık döneme bakarsak, Ege`nin orta ve kuzey kesimleri, Marmara ve Doğu Karadeniz`in doğusu, Doğu Anadolu`da Ardahan, Kars, Iğdır hariç diğer bölgelerin neredeyse tamamında kuraklığın var olduğunu görüyoruz.
- Trakya bölgesinin güneyinde hafif kuraklık varken, Güneydoğu Anadolu bölgesi ve Doğu Anadolu`nun güneyinde Akdeniz`de Karaman civarlarında, 1 sene boyunca şiddetli kuraklık yaşanmıştır.
Temmuz ve ağustosta sıcaklıklar ortalamaların üstünde olacak
"Peki önümüzdeki iki ay boyunca kuraklığı daha derin hisseden bölgelerde durum nasıl olacak?" Demirhan`ın, bu soruya cevabı da şu oldu:
Temmuz ve ağustos aylarında sıcaklıkların İç Anadolu, Ege`nin iç kesimleri, Akdeniz`in iç kesimleri, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu`da ortalamaların üzerinde olması, yağışların ise yaz boyunca mevsim normalleri civarında olması bekleniyor.
Sarıbal: Felaket kapıda, suyumuza sahip çıkalım
Bir dönem CHP`nin tarım politikalarından sorumlu genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da dün Twitter hesabından kuraklıktaki son duruma dair bilgiler paylaşarak şöyle dedi:
Kuraklık, mayıs ayında da devam etti. Normali metrekareye 49,3 milimetre olan yağış 2021 Mayıs`ında 21,6 milimetre olarak gerçekleşti. Yağışlarda normaline göre yüzde 56, 2020 Mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 66 azalma oldu. Felaket kapıda, suyumuza sahip çıkalım.
Siyaset dışındaki asıl mesleği çiftçilik olan Sarıbal, son yağışların kuraklığa etkisi olup olmadığına dair sorumuza cevaben Karadeniz ve Marmara bölgeleri hariç tüm Türkiye`de kuraklığın devam ettiğini belirtti.
"Kuraklık etkisini artırarak sürdürecek"
Sarıbal, kuraklığın tarıma olan etkisine dair şunları söyledi:
Bütün üretim sezonunu ve disiplinini etkiledi. Pamuk ve mısır üretiminde ciddi daralma var. Bunlar bizim temel sulu ürünlerimiz. Su olan Denizli ve Aydın`da bile sulamada sıkıntı var. Devlet Su İşleri (DSİ) iki kere sulama izni veririm başka vermem diyor. Bu sulu tarım yapmayın demektir. Oraların daha fazla sulanması gerektiğini biliyoruz. Bu da demek ki kuraklık etkisini artırarak sürdürecek.
"Ortada bir gıda ve üretim krizinin olduğunu söyleyebiliriz"
Sarıbal`ın kuraklığın tarıma ve fiyatlara olası sonuçlarıyla ilgili de şu iddialarda bulundu:
Belli ürünlerde özellikle pamuk, mısır, arpa, buğday, yem bitkilerinden ciddi anlamda rekolte kayıpları olacak. Samanda da sıkıntı var. Buğday samanı 1 liraya çıktı, daha da yükselecek. Mercimek samanı 2-3 liraya çıktı. Saman başta olmak üzere bütün ürünlerde üretim eksikliğini görebiliriz. Bunun gıda fiyatlarına yansıyacağını söyleyebiliriz. Ucuz gıda diye bir şey olmayacak belirli ürünlerde. İthalat fiyatları çok yüksek. Türkiye`nin ithalatta zorlanacağını açıkça söyleyebiliriz. Ortada bir gıda ve üretim krizinin olduğunu söyleyebiliriz. Ucuz gıda diye bir şey kimse beklemesin.
TÜİK, 2021 yılı ilk tahmininde ürün azalması ve rekolte kayıplarını yine iyimser beklentilerle açıkladı. Somut gerçek, yaşandı, yaşanacak, somut çözüm yok. Yağmur duasına muhtaç zihniyetle, yağmayan mayıs, haziran başında yağmaya başlayan geciken yağışlar ile doğaya bağlı tarım sektörümüzde kurak alanlarda yetişen buğday, arpa, nohut, mercimek rekoltelerinde çok ciddi kayıplar var.
"Sulu tarım alanlarında da sıkıntı var. Önlem alınmazsa açlık gerçek"
Suiçmez, barajlardaki su oranlarının düşmesi nedeniyle sulu tarım yapılan tarlalarda da sıkıntı olacağını kaydederek, "Hidrolojik kuraklık artarken yönetilemeyen tarımsal sulama kamu yönetimi nedeniyle sulamada ekim sonrası su kısıtına gidilirken sulu tarım yapılan ürünlerde de çok ciddi kayıplar yaşanacak. Açlık, önlem alınmazsa gerçek" iddiasında bulundu.
"Gıda açığı, yüksek fiyatlarla dışalımla karşılanmaya çalışılacak"
Süreç içinde kamu yönetiminin liyakatsiz, yurttaşların da ilgisiz olduğu belirten Suiçmez, "Gıda arz açığı, yurtdışından yüksek fiyatlarla dışalımla karşılanmaya çalışılacak, üreticimiz kaybedecek, tüketicimiz kaybedecek, kim kazanacak?" diyerek sözlerini noktaladı.
Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Abdullah Melik ile Manisa`ya bağlı Salihli`de Ziraat Odası Başkanlığı yapan Cem Yalvaç da bölgelerinde ciddi kuraklık yaşandığını aktardı.
Son süreçlerde batı ve kuzey illerinde yaşanan yağışların bölgelerinde yaşanmadığını kaydeden Fırat, şunları söyledi:
Her yer zarar gördü. Bölgede çiftçi kan ağlıyor. Sulanmayan alanlarda buğdayda yüzde 70, arpada yüzde 85, kırmızı mercimekte de yüzde 90 rekolte düşüklüğü var. Çoğu çiftçi, hasat etmeden toprağını kaldırmak durumunda kaldı. Maliyetler çok yüksek. Verilen destekler çok yetersiz.
Cem Yalvaç ise kuraklığın kendi bölgelerini de etkilediğini, barajlarındaki su seviyesinin düşmesinden kaynaklı olarak mısır ve pamuk tarlalarına yeterli su verilememesi nedeniyle üretim yapılan alanların daraldığını kaydetti.
Kuraklığın Manisa ovasındaki üzüm üretimini de olumsuz etkileyeceğini söyleyen Yalvaç, diğer bölgelerde de pamuk üretiminin kuraklık nedeniyle düşmesi nedeniyle tekstil ürünlerinde de artış yaşanabileceğini söyledi.
Kuraklık nedeniyle saman üretiminde de düşüş yaşanmasının hayvancılık sektöründe de fiyat artışına neden olabileceği iddia edilmişti.
Konuyla ilgili aradığımız Kırmızı Et Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (ETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yücesan, iddiayı doğrulayarak pandemi sürecinde tarım ürünlerinde yüzde 55`e varan artışın hem üretimin azalmasından hem de kuraklıktan kaynaklandığını ifade etti.
Pandeminin tarımda üretim zafiyeti doğurduğunu, kuraklığın ise rekolte kaybına neden olduğunu söyleyen Yücesan, artan yem fiyatlarının hayvancılık ürünlerine zam olarak yansıdığını kaydetti.
Haber: Ali Kemal ERDEM
Haber Kaynağına ulaşmak için lütfen TIKLAYINIZ.